Her Yönüyle Televizyon

Televizyon programları, diziler, radyo programları, tiyatrolar...
Kullanıcı avatarı
Sadeceucnokta
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 526
Kayıt: 24 Oca 2007 01:00
Konum: İstanbul

Her Yönüyle Televizyon

Mesaj gönderen Sadeceucnokta »

Televizyon… Üçte biri uyku üçte biri iş ve hayat koşuşturmasıyla geçen günlerimizin son üçte birinin rakipsiz talibi. Televizyon artık varlığının farkında bile olmadığımız fakat hayatımızın üçte birini kontrolünde geçirdiğimiz kronik bir alışkanlık, biraz daha realist bir bakışla bir hastalık. Peki nedir bizi kendi isteğimizle bağımlı yapan(bu bakımdan bir uyuşturucudan farksız olan) hayatla gerçek ilişkimizi koparıp onunla sanal bir bağ kurmamızı sağlayan bu teknoloji “harikası”.

Televizyon hakkında ... Herseyi bu baslık altında yazabilirsiniz.. Yararları zararları şiddet unsuru egitici yönleri...

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

televizyon konusunda Neil Postman ın 'tv: öldüren eğlence' adlı kitabını tavsiye ederim. tv konusunu ayrıntılı bir biçimde incelemiş düşündürücü bir kitap.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

Kullanıcı avatarı
simsiyah_85
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1610
Kayıt: 02 Ağu 2006 00:00
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen simsiyah_85 »

istisnallara mutlaka var ama rahşitin şarkısında geçen şu sözü çok seviyorum..

televizyona s*ç..
k*çını sil gazteye..

düşüncelerimi biraz ağırda olsa fazlasıyla iyi anlatıyo..
hayat farkında mısın, anlıyor musun durumu? beni yendiğin an kaybettin sen bu oyunu!

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

tv konusuna karışmam ama gazeteye laf ettirmem. hem okumayı unuttuğumuz şu zamanda gazete çok gerekli. gazeteyi resimlere bakmak veya promosyonları için almayan herkesin de bana katılacağını düşünüyorum.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

Kullanıcı avatarı
wolfali
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2544
Kayıt: 26 Oca 2006 01:00
Konum: istanbul
İletişim:

Mesaj gönderen wolfali »

haydar dümen'den baska yazar okumayan gençlerimizin katılacağını düsünmüyorum:)
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...

Kullanıcı avatarı
sensin_iste
Üye
Üye
Mesajlar: 1
Kayıt: 15 Şub 2007 01:00

Mesaj gönderen sensin_iste »

uyuşturucu gibi diytosun da sende kopamıyorsun galiba bağımlımısın? :D

Kullanıcı avatarı
Darkfuneral
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 536
Kayıt: 07 Şub 2003 01:00
İletişim:

Mesaj gönderen Darkfuneral »

Haber bültenlerinde bile youtube.com dan alınmış görüntüler yayınlanan ve bunları gerçekten yeni bir habermiş gibi pazarlayan bir ülkedeki televizyonculuk kültürünün taa içine etsinler..
All mankind loves a lover.

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

tv çok güçlü bir araç ve tv sahipleri bu gücü nasıl kullanacaklarını gayet iyi biliyorlar.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

Kullanıcı avatarı
legendary
Üye
Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 28 Kas 2006 01:00
Konum: izmir

Mesaj gönderen legendary »

netten sonra tek bos zaman gecırgecı:):):P

Kullanıcı avatarı
simsiyah_85
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1610
Kayıt: 02 Ağu 2006 00:00
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen simsiyah_85 »

houseofholy yazdı:tv konusuna karışmam ama gazeteye laf ettirmem. hem okumayı unuttuğumuz şu zamanda gazete çok gerekli. gazeteyi resimlere bakmak veya promosyonları için almayan herkesin de bana katılacağını düşünüyorum.
bikaç istisnanın olduunu yine belirterek (birgün, radikal vs.) gerisini bi halta yaradığına inanmıorum.. sibel canın boşanıp boşanmaması yada hülya avşarın yeni sevgilisi vs gibi haberlerin ana sayfada oldu gazetelerin var olduu bi ülkede kim ne derse desin ben laf ederim..

üzgünüm bu halde ilerleryen bi basın kültürümüz olduğu için.. magazinlerle bi yerlere varmaya çalışmak gibi durumlar söz konusu olduu sürece şarkı sözünde ki mesajın çok doğru olduuna hala inanmaktayım..
hayat farkında mısın, anlıyor musun durumu? beni yendiğin an kaybettin sen bu oyunu!

Kullanıcı avatarı
whatsername
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1072
Kayıt: 28 Oca 2006 01:00

Mesaj gönderen whatsername »

simsiyah_85 yazdı:sibel canın boşanıp boşanmaması yada hülya avşarın yeni sevgilisi vs gibi haberlerin ana sayfada oldu gazetelerin var olduu bi ülkede kim ne derse desin ben laf ederim..

üzgünüm bu halde ilerleryen bi basın kültürümüz olduğu için.. magazinlerle bi yerlere varmaya çalışmak gibi durumlar söz konusu olduu sürece şarkı sözünde ki mesajın çok doğru olduuna hala inanmaktayım..
öyle diyorsun da, gazeteler de nabza göre şerbet veriyor.. bu konuda tüm suçu gazetelere atmak ne kadar doğru bilemem ama toplumumuz da sosyal etkinlik ya da haber manyağı değil malesef.. gazeteler de doğal olarak halkın ilgisini çekecek haber yapma peşinde koşuyor. bütün sorun tiraj.. bu duruma gelmemizde de televizyondaki seda sayanların, esra ceyhanların, magazin programlarının etkisi oldukça ve oldukça büyük..
Lasciate mi cantare

Kullanıcı avatarı
shadow_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: 24 Haz 2006 00:00
Konum: yalova

Mesaj gönderen shadow_girl »

insanların beyni uyuşturulmuş halde.
ve basın ne verirse beyinlerde onu alıyor.
artık insanlar iyiyi ve kötüyü ayıramaz hale geldi
bu programlar sayesinde.
ama kendi kişiliklerini kurtlar vadisi gibi dizilerde arayan halkımızda da sorun var

Kullanıcı avatarı
Mehzk
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 529
Kayıt: 25 Haz 2006 00:00
Konum: Eskişehir

Mesaj gönderen Mehzk »

Ne Yazıkki! Televizyon kanallarımız Amerika'nın elinde o ne isterse onun haberini alırız,o ne isterse onu seyrederiz,o kadın programı ister,onu seyrederiz,o istese belgesel izletse,insanlar belgesellere alışır(örn.Kaptan Kusto,alıştık izledik)Yeni belgeseller cekilir,insanlar bilgilerir,toplumda kültür seviyesi artar,bu da tabiki insanların ahlakını etkiler,aynı zamanda milletimiz yükselir,birlik beraberlik doğar,bunu Amerika istermi?Orası mechul...
(TRT hernekadar fazla etkilenmesede az da olsa etkilenmiyor değil!)
Döv Onları,Filmlerdeki Gibi,Topumu Kestiler,Pestillerini Çıkart Onların...

Kullanıcı avatarı
Sadeceucnokta
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 526
Kayıt: 24 Oca 2007 01:00
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen Sadeceucnokta »

Anne gündüz televizyon izlerken eteğine yapışan çocuğu başından savmak için “git oyuncaklarınla oyna, görmüyor musun televizyon izliyorum” der.
Baba işten dönüp akşam yemeğini yedikten sonra koltuğuna oturur, eline kumandayı alır, saatlerce şu kanal senin bu kanal benim dolaşır durur. Baba özlemi çeken çocuğuna yarım saatini ayırmaz.

Geliri yerinde, okumuş ailelerin çoğu çocuk odasına da televizyon almaktadır. Alırken çocukla bir anlaşma yapar ve söz vermesini isterler: “Ancak ödevini yapıp dersini çalıştıktan sonra televizyon izleyeceksin.” Çocuk hiç düşünmeden söz verir. Aslında bu anlaşmada iki taraf da birbirini aldatmaktadır. Anne babanın amacı çocuktan kurtulmak, çocuğun da amacı televizyon sahibi olmaktır.

Araştırmalar, odasına televizyon alınan çocukların, beklenenin aksine okul başarısında düşme olduğunu göstermektedir. Çocuk, televizyon izleyebilmek için ödevlerini çala kalem yapmakta, derslerine yeterince çalışmamakta ve sınavlara iyi hazırlanamamaktadır. Çocuklarda televizyon seyretme alışkanlığı sadece okul başarısını etkilemekle kalmıyor; fiziksel, sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimlerini de yavaşlatıyor. Çocuk, televizyon başında yeterince hareket etmediği ve biriken enerjisini harcayamadığı için devamlı kilo almaktadır. Sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayan ve koşan bir çocuk birikmiş vücut enerjisini boşalttığı için rahatlamakta; eve sakinleşmiş olarak dönmektedir. Halbuki televizyonun karşısında saatlerce oturan bir çocuk enerjisini boşaltmak şöyle dursun, aksine bu cihazlardan yayılan elektronlara maruz kalmakta ve vücudundaki statik elektrik yükü artmaktadır. Bu sebeple, televizyon bağımlısı çocuklar daha sinirli ve daha saldırgandır. Yaşlarına uygun olmayan programları izlemeleri halinde kafaları karışır, ruh sağlıkları bozulur.

Televizyona düşkün çocuklarda sosyal beceriler zayıflamaya ve içe dönük bir kişilik gelişmeye başlar. Ailesiyle, arkadaşlarıyla ve diğer insanlarla sosyal ilişki kurmada isteksiz davranırlar. Televizyon izleyen bir çocuk, kendisi birşey üretmemekte, sadece başkaları tarafından üretilen şeyleri izlemekte veya oynamaktadır. Hazırı kullanmaya alışmış bu çocuklarda el becerileri ve motor hareketler gelişmez, büyüklerin yardımı olmadan kendi başlarına bir iş beceremezler. Zihinsel ve duygusal gelişimleri de normal değildir. Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kuramaz, bilgiyi yorumlayamazlar. Kitap okumak ve ders çalışmak gibi zihinsel çaba gerektiren işlerden hoşlanmazlar. Televizyon karşısında daima alıcı durumunda oldukları için konuşmaya ihtiyaç duymamakta, dolayısıyla dil becerileri gelişmemektedir. Dil becerileri zayıf olduğu için başkalarıyla diyalog kuramaz, duygularını ve düşüncelerini doğru ifade edemezler.
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden...

Kullanıcı avatarı
whatsername
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1072
Kayıt: 28 Oca 2006 01:00

Mesaj gönderen whatsername »

SertSessiz yazdı:Geliri yerinde, okumuş ailelerin çoğu çocuk odasına da televizyon almaktadır. Alırken çocukla bir anlaşma yapar ve söz vermesini isterler: “Ancak ödevini yapıp dersini çalıştıktan sonra televizyon izleyeceksin.” Çocuk hiç düşünmeden söz verir. Aslında bu anlaşmada iki taraf da birbirini aldatmaktadır. Anne babanın amacı çocuktan kurtulmak, çocuğun da amacı televizyon sahibi olmaktır.

Araştırmalar, odasına televizyon alınan çocukların, beklenenin aksine okul başarısında düşme olduğunu göstermektedir. Çocuk, televizyon izleyebilmek için ödevlerini çala kalem yapmakta, derslerine yeterince çalışmamakta ve sınavlara iyi hazırlanamamaktadır. Çocuklarda televizyon seyretme alışkanlığı sadece okul başarısını etkilemekle kalmıyor; fiziksel, sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimlerini de yavaşlatıyor. Çocuk, televizyon başında yeterince hareket etmediği ve biriken enerjisini harcayamadığı için devamlı kilo almaktadır. Sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayan ve koşan bir çocuk birikmiş vücut enerjisini boşalttığı için rahatlamakta; eve sakinleşmiş olarak dönmektedir. Halbuki televizyonun karşısında saatlerce oturan bir çocuk enerjisini boşaltmak şöyle dursun, aksine bu cihazlardan yayılan elektronlara maruz kalmakta ve vücudundaki statik elektrik yükü artmaktadır. Bu sebeple, televizyon bağımlısı çocuklar daha sinirli ve daha saldırgandır. Yaşlarına uygun olmayan programları izlemeleri halinde kafaları karışır, ruh sağlıkları bozulur.

Televizyona düşkün çocuklarda sosyal beceriler zayıflamaya ve içe dönük bir kişilik gelişmeye başlar. Ailesiyle, arkadaşlarıyla ve diğer insanlarla sosyal ilişki kurmada isteksiz davranırlar. Televizyon izleyen bir çocuk, kendisi birşey üretmemekte, sadece başkaları tarafından üretilen şeyleri izlemekte veya oynamaktadır. Hazırı kullanmaya alışmış bu çocuklarda el becerileri ve motor hareketler gelişmez, büyüklerin yardımı olmadan kendi başlarına bir iş beceremezler. Zihinsel ve duygusal gelişimleri de normal değildir. Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kuramaz, bilgiyi yorumlayamazlar. Kitap okumak ve ders çalışmak gibi zihinsel çaba gerektiren işlerden hoşlanmazlar. Televizyon karşısında daima alıcı durumunda oldukları için konuşmaya ihtiyaç duymamakta, dolayısıyla dil becerileri gelişmemektedir. Dil becerileri zayıf olduğu için başkalarıyla diyalog kuramaz, duygularını ve düşüncelerini doğru ifade edemezler.
bence bu durum günümüzde bilgisayar için geçerli. televizyon biraz ikinci planda kalıyor..
Lasciate mi cantare

Kullanıcı avatarı
Sadeceucnokta
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 526
Kayıt: 24 Oca 2007 01:00
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen Sadeceucnokta »

Fox tv yarın yayında

Yarından itibaren Fox Tv amblemi almaya hazırlanan TGRT'de hisse krizi devam ediyor. Hisse krizinin çözülmemesi halinde Fox TV Türkiye'de kendi amlemiyle yayına başlayacak tamamı yabancı sermayeli ilk medya kuruluşu olacak.
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden...

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

tv de yeni yaynlanmaya başlayan bir programla ilgili bu haberi lütfen sonuna kadar okuyun. bizlere böyle bir program hazırlayanlara mı, katılan yarışmacılara mı, izleyenlere mi yoksa kadınları beyinsiz ama güzel göstermeye çalışan insanlara mı kızmak lazım bilmiyorum


"Önceki akşam Show TV'de başlayan yarışmayı izleyenler saçını başını yoldu. Ne Cumhurbaşkanı'nı, ne Bush'u ne de Kenan Evren'i tanıyorlar!

Birbirinden güzel, liseli, üniversiteli, kolejli kızlar, ilkokul düzeyindeki basit sorulara verdikleri cevaplarla ekran başındakileri şoke etti.

Show TV ekranlarında 'Güzel ve Dahi' adlı bir yarışma programı başladı. Vatan Gazetesi, yarışmada ortaya çıkan cahillik görüntülerini bugün sayfalarına taşıdı.
Sunuculuğunu Behzat Uygur ve Melike Güner'in yaptığı programda 8 erkek ve 8 kız yarışıyor. Erkeklerin birçoğu mühendislik bölümünde öğrenci. Hepsi de dahi derecesinde bir zekaya sahip. Kızlar ise son derece güzel ancak bilgi düzeyleri akıl alır gibi değil. İşte güzellerin şaşkına çeviren gafları:
Semra Özal için "Ünlü bir sanatçı olması lazım'' dedi Öykü Eyşimez (18 yaşında. Mankenlik yapıyor. Lise mezunu)

Ecevit'in adını hatırlayamadı. Yakın zamanda öldüğünü söylerken partisini DYP olarak hatırladı. Pele için renginden dolayı "Afrikalı futbolcu elinde siyah beyaz top var, Beşiktaş'ta mı oynuyor'' diye sordu. Semra Özal için de "Ünlü bir sanatçı olması lazım'' dedi.
"Maradona Bursaspor'da oynuyor, Uluç puro içiyor'' Merve Kaban (22 yaşında. Oyuncu. Lise)

Abdullah Gül'ü tanıdı "Fakat hala görevde mi onu bilmiyorum'' dedi. Maradona'yı tanıyamayan Merve, "Kendisi Bursaspor'lu mu? İsmi Macit mi? diye sordu. Hıncal Uluç içinse "Puro içer, Ece Gürsel ile birlikte olmuştu'' dedi.
Clinton fotoğrafına baktı tanıdı: "Clinton Bush!'' Özge Özçelikel (18 yaşında. Manken fotomodel. İzmirli. Lise mezunu)

Clinton'un resmi gösterilen Özge, "Bush mu?'' dedi. Daha sonra Clinton olduğunu anlayan genç kız tam ismine "Clinton Bush'' dedi. Özge, Fazıl Say'ı ise ancak "Hande Ataizi'nin sevgilisiydi'' ipucunu aldıktan sonra tanıdı.
"Irak'ın başkenti Lübnan. Pardon Lübnan değil Musul'' Zümra Ufuk Behram (21 yaşında. Aydın Üniversitesi İnternet gazeteciliği öğrencisi)

"Irak'ın başkenti Lübnan'' dedi. Kendisine ikinci bir şans verilen Zümra bu defa da Musul cevabını verince "Aslında bizim anne tarafı Arap ama benim heyecandan aklıma gelmedi'' dedi. Daha sonra Ahmet Necdet Sezer resmi gösterilen Zümra, ilk ismini hatırlayamadı "Şu anda Ankara'da Bahçelievler'de oturuyor, devlet adamı. Abdullah Gül olamadı, hala görevine devam ediyor. Anavatan partisindeydi'' dedi.
Evren için: "Kazım mıydı neydi, astsubay mıydı?'' Rüya Isırgan (20 yaşında. Oyuncu ve dansçı.
Pera Güzel Sanatlar mezunu)

Tayyip Erdoğan'ı tanıyan Rüya hangi semtte doğduğu sorusuna "Kadıköy veya Kartal'da olabilir'' dedi. Rüya Kenan Evren fotoğrafını görünce "Kemal mi, Kazım mı, Kendi miydi'' diye sordu. Evren'in geçmişteki mesleğine ise "Bunların hepsine çalışmıştım, astsubay mıydı?'' diye sordu.

Ve diğerleri:
Esra Ersoy (24 yaşında. Bilkent Üniversitesi Turizm mez.)
Tansu Çiller'i bildi. Elvis Presley'i tanıyamadı. Adolf Hitler için ise "Adolf Hitle, Adof Hitli, Adof Hider'' dedi. Elvis Presley için de "Eurovision'da birinci mi oldu'' diye sordu.
Özlem Elmas (19 yaşında. Lise mezunu. Fotomodel)
Pavarotti'ye Bill Gates dedi. Fatih Terim ve Yılmaz Güney'i tanıdı.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

Bana kurmaca gibi geliyor. Eğer öyle değilse bile baya iyi reklamları oldu. Bir çok gazetede bu programdan bahsediliyor.
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

haklısın her şekilde reklam yapmayı beceriyorlar, hatta programın seviyesi düştükçe daha çok sansasyon yaratılıyor.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

bad-dua
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 909
Kayıt: 08 Haz 2006 00:00
Konum: izmir

Mesaj gönderen bad-dua »

bende zaplarken abolt hintle kısmına denk gelmiştim kız beni krize soktu saolsun

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

bad-dua yazdı:bende zaplarken abolt hintle kısmına denk gelmiştim kız beni krize soktu saolsun
aslında olayın zeki olmakla alakası yok. güncel olayları takip etmek için zeki olmaya gerek yok. bu kızların sorunu zeka kıtlığı değil gündemi sadece magazinel olarak takip etmeleri. dünyaca ünlü piyanist dersen bilmez ama hande ataizinin sevgilisi dersen anında bilir. olay sadece algı meselesi. mühendislikte okuyup ders kitaplarını ezbere bilip, gündemi takip etmeyen insanlar da gördüm..
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..

bad-dua
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 909
Kayıt: 08 Haz 2006 00:00
Konum: izmir

Mesaj gönderen bad-dua »

houseofholy yazdı:
bad-dua yazdı:bende zaplarken abolt hintle kısmına denk gelmiştim kız beni krize soktu saolsun
aslında olayın zeki olmakla alakası yok. güncel olayları takip etmek için zeki olmaya gerek yok. bu kızların sorunu zeka kıtlığı değil gündemi sadece magazinel olarak takip etmeleri. dünyaca ünlü piyanist dersen bilmez ama hande ataizinin sevgilisi dersen anında bilir. olay sadece algı meselesi. mühendislikte okuyup ders kitaplarını ezbere bilip, gündemi takip etmeyen insanlar da gördüm..
orası kesin zaten....bunun sorumlusu insanları putlaştıran aptallaştıran o bildiğimiz gereksiz televizyon programları ve onlara ilgi gösteren vatandaş. bizim bilgiye ihtiyacı olan halkımızı televizyonu kullanarak bunu sağlamamız gerekirken tam tersine onları bu hale getiriyorlar.

Kullanıcı avatarı
kozmik_peri
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1917
Kayıt: 12 Kas 2003 01:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen kozmik_peri »

bana da çok kurmaca gibi geldi.. herkes gündemle olaylarla çok mu ilgili sanıyorsunuz ki? yalnız benim anlayamadığım programda kimin ezilmeye çalışıldığı.. kızlar erkekleri çok asosyal ve çirkin bulurken erkekler de kızları saf(diyelim öyle olsun) oldukları için eleştirir halde gibiler.. bir de eş bulma yarışması değil sosyal deneymiş.. bbg de yeniden yayına girecek asıl sosyal deney orda koşun..
Istemedim uyanmayı bu soğuk uykudan. Cevapları aradim soruları sormadan. Düşürdüğün gölgeleri, düştuğün yerleri… kazıyorsan aklıma normal mi sence?

bad-dua
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 909
Kayıt: 08 Haz 2006 00:00
Konum: izmir

Mesaj gönderen bad-dua »

son bir iki haftadır evdeydim çalşmıyodum yani neyse tabi televizyona sardım...ulen bi baktım boku çıkmış artık televizyonun kanallarının iğrenç programlar yarışmalar felan saçmalığın daniskası magazin programları midem bulandı valla

Kullanıcı avatarı
doacan
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 665
Kayıt: 08 Eki 2006 00:00
Konum: İST
İletişim:

Mesaj gönderen doacan »

yalnızlık çeken insanların daha çok tercih ettiği,canı izlemek istemese de bi şekilde kendini mecbur hissettiği alet.ayrıca bu kadar kötülensende kullanıcısının biraz daha bilinçli olması halinde işe yarar çok sey öğrettiği de oluyor.(madem her yönüyle)

Cevapla