sevdiğiniz şairler - siirler

Tavsiye kitaplar, dergiler, gazeteler, köşe yazıları ve yorumlar...
Kullanıcı avatarı
rahibe_teresa
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 715
Kayıt: 16 Kas 2005 01:00
Konum: izmiR_

Mesaj gönderen rahibe_teresa »

baddua yazdı:
rahibe_teresa yazdı:nazım ustanın sevdiğim bir şiiri ::

ZOE
zoe’ydi adı
ismim tanya dedi onlara
(tanya;
bursa cezaevinde karşımda resmin
bursa cezaevinde,
belki duymamışsındır bile bursa’nın ismini
bursa’m yeşil ve yumuşak bir memlekettir.
bursa cezaevinde karşımda resmin
sene 1941 değil artık, sene 1945
moskova kapılarında değil artık
berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler
bizimkiler
bütün namuslu dünyanınkiler ..

tanya;
senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi
seni astılar memleketini sevdiğin için
ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim
ama ben yaşıyorum
ama sen öldün
sen çoktan dünyada yoksun
zaten ne kadar az kaldın orada
on sekiz senecik ...
doyamadın güneşin sıcaklığına bile ...

tanya;
sen asılan partizan, ben hapiste şair
sen kızım, sen yoldaşım
resmin üstüne eğiliyor başım
kaşların incecik, gözlerin badem gibi
renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil
fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler.
bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de ...

tanya;
saçların ne kadar kısa kesilmiş
oğlum memet’inkinden farkı yok
alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi
rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.
yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz,
henüz çocuk boynu boynun
henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.
ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan
süsünü sevsinler mini mini kadın.

arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine;
_tanya
senin yaşında bir kızım var.
_tanya
kız kardeşim senin yaşında
_tanya
senin yaşında sevdiğim kız

bizim memleket sıcaktır
bizde kıslar tez kadınlaşır ..

_tanya
senin yaşında kızlarla
okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız

tanya;
sen öldün ne kadar namuslu insan öldü
ve öldürülmekte
ama ben,
söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana
ama ben yedi yıldır kavgada
hayatımı tehlikeye koymadan
hapiste de olsa da yaşıyorum)

sabah oldu tanya’yı giydirdiler
ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu
iç etmişlerdi onları
torbasını giydirdiler
torbada benzin şişelesi, kibrit,
kurşun, tuz, şeker ....
şişelesi boynuna astılar
torbasını verdiler sırtına
göğsüne bir de yazı yazdılar
“partizan”
köyün meydanına kuruldu darağacı
atlılar çekmiş kılıcı
halka olmuş piyade askeri
zorla seyre getirdiler köylüleri
iki sandık üst üste
iki makarna sandığı
sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır
urganın ucunda ilmik

partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına
partizan
kolları bağlı arkadan
durdu urganın altında dimdik ..
nazlı boynuna ilmiği geçirdiler
bir subay fotoğrafa meraklı
bir subay elinde makine; kodak
bir subay resim alacak

tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden
“ _ kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür.
soluk aldırmayın faşistlere
yakın, yıkın, öldürün ....”

bir alman vurdu ağzına partizanın
genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan
fakat askerlere dönüp devam etti partizan:
“_ biz iki yüz milyonuz
iki yüz milyon asılır mı?
gidebilirim ben
ama bizimkiler gelecekler
teslim olun vakit varken ...”

kolhozlular kan ağlıyorlardı,
cellat çekti ipi
boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun
fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
ve hayata seslendi insan
“_ kardeşler
hoşça kalın
kardeşler
kavga sonuna kadar
duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler ...”

cellat bir tekme attı makarna sandıklarına
sandıklar yuvarlandılar
ve tanya sallandı ipin ucunda ...
tüylerim diken diken oldu valla
olmamış bişi diilki .. :(
\\ kimdi giden kimdi kalan giden mi suçluduR heR zaman.. //

Kullanıcı avatarı
whatsername
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1072
Kayıt: 28 Oca 2006 01:00

Mesaj gönderen whatsername »

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
işte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin
Kadar
Sevilirsin...

Can Yücel
Lasciate mi cantare

Kullanıcı avatarı
merve89
Üye
Üye
Mesajlar: 80
Kayıt: 18 Mar 2006 01:00
Konum: bilinmiyor

Mesaj gönderen merve89 »

"Seni düþünmek güzel þey, ümitli þey,
Dünyanýn en güzel sesinden
En güzel þarkýyý dinlemek gibi birþey...
Fakat artýk ümit yetmiyor bana,
Ben artýk þarký dinlemek deðil,
Þarký söylemek istiyorum."

NAZIM HÝKMET
kolay deðil, rol yapsamda bazen, beni hiç bir þey güldürmüyor..sorun deðil çünkü artýk zaten beni hiç bir dert öldürmüyor..

malayki_koma
Üye
Üye
Mesajlar: 175
Kayıt: 17 Eki 2006 00:00
Konum: ankara bazı bazı kocaeli

Mesaj gönderen malayki_koma »

Anneye yazılmış cok güzel bir şiir.

SOL YANIM

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
Anne çook...

BEDİRHAN GÖKÇE

Kullanıcı avatarı
lastgasp
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 450
Kayıt: 08 Ağu 2006 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lastgasp »

cemal süreya+ amatör ama güzel soyut her türlü şiir

Kullanıcı avatarı
lastgasp
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 450
Kayıt: 08 Ağu 2006 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lastgasp »

gün ışığı görmemiş bi korku filmi senaryosu gercekliğinde
her kabus.. tanıdıım bütün bedenler cesettir uykumun karanlıgında
parcalanmıs cocuk yüzleri ,beni uyandıran ölü martı cıglıklarım
nefretimin karanlıgı bogazıma sarıldıında
ölürüm ben krizler gec klır
iki zombinin savası baslar,cepheler kazılır,ölüm mantıklıdır
an?mi kokar bütün odam,ekranda maskeler,cam kırıklarımı eglendirmek için
ruhsuz bedenler..bedensiz ben
kaybolmuslugun bitim noktası
en özgür esir,en renkli kara kalem calışması
melegin içindeki seytan en mükemmel kusur
sessizlik..
sessizlik.....
sessizligin getirdiği düşüş
insan sesine hasret kalıpta aradığım telesekreter mesajları
güzel bi yüzde erir tüm özgüvenim
yürümek ..
her adımda bi cam kırıgı ezerek
her intihar girişimim bi yalvariştir aslında
isim verdiiim hersey buharlasır
ergenlik sivilceleriyle gölgelenen yüzümde melankolik hayaller
cocuk bedenimde bi nefret tanrıcası....
buyum ben
İKİ DELİNİN SAVAŞI

_____: eski bi dosttan..
dün söylediğim neyse ona inanıyorum . aslında ne söylediğimi tam bilmiyorum . ama ne düşündüğümü biliyorum . ve söylediğim şeyin o olduğunu varsayıyorum .

Kullanıcı avatarı
Papi
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1731
Kayıt: 20 Haz 2005 00:00
Konum: edirne

Mesaj gönderen Papi »

siir.edebiyat.org

bir çok şairin şiirleri..baya var şiir.



Yürüyorum

Yürüyorum
Koyu bir kederdeyim
Bir gecenin tam ortasında
Bir yağmurun en dolusunda
Gönlüme yenik
Gönlüme tutsak
Elim ayağım çıplak
Yürüyorum
Arkama bakmadan yürüyorum

Tanımadığım bir yerdeyim
Adımdan çok uzakta
Belki kötü bir tuzakta
Patlamaya hazır mayın misali
Fena halde beklemekteyim
İçim zehir zemberek
Bilmem ki yaşamak mı yoksa ölmek mi gerek
Yok yok aslında bu değildi benim düşündüğüm
Kendime şaşmaktayım
Deniz uzak, yolum kördüğüm
Kendimle savaşmaktayım
Yürüyorum
Arkama bakmadan yürüyorum

Vahim bir yalnızlıktayım
Rüzgarda bahar gülü gibi savruluyorum
Dudaklarımda asi bir küheylan çığlığı
Yıldız alacasında görünmez böceklerin
Belli belirsiz ıslığı
Aah ah
Kimbilir bu kaçıncı yanılgım
Bilmem ki nasıl anlatmalıyım
Aklımda hani o birini bırakıp diğerine koşan
Ya yanlış anlaşılan
Ya da bundan hoşlanan ince uzun kız çocuğu
Boynunda kendi elimle taktığım
Küçücük nazar boncuğu
Sırtında da kahverengi gocuğu
Bakışları ürkek
Gözlerinde hep aynı buğu
Yürüyorum
Arkama bakmadan yürüyorum

Karanlık bir aydınlığa çıkmaktayım
Burnumda kokusu
Kulağımda beraber gezdiği insanların uğultusu
Azala azala çoğalmaktayım
Benim sanki bu sokakların
Yürüyen tek yolcusu
Yürüyorum
Arkama bakmadan yürüyorum
Yürüyorum
Arkamda bırakıp yürüyorum

Kerem Alışık
büyüdük mü yani?büyüyünce her şeyin farklı olacağını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.mesala beni hep seveceksin sanıyordum.

dead_or_alive
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1135
Kayıt: 15 Ağu 2006 00:00
Konum: Tarsus/Mersin

Mesaj gönderen dead_or_alive »

erhan güleryüz şiirleri varr...pek bilmiorum ama hayranı vardır diye düşünüormm.

Kullanıcı avatarı
kamze
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 362
Kayıt: 05 Eki 2006 00:00
Konum: izMirR

Mesaj gönderen kamze »

ben senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi
beni yaktırırsın,odanda ozağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kacvanoz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin.
fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi oradan atana kadar...
ama biz o zamana kadar
o kadara karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile
zerrelerimiz yanyana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak iki çiçek açacak:
biri sen
bir de
ben.
ben daha olumlu düşünüyorum
ben daha bir çocuk doğuracağım.
hayat taşıyor içimden
kaynıyor kanım.
yaşayacağım ama çok,pek çok
ama sen de beraber.
ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar
bu da düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
içimden birşey:
belki diyor.

nazım hikmet
pencere önü çiçeği

Kullanıcı avatarı
MuHoS
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 859
Kayıt: 20 Oca 2006 01:00
Konum: İstanbulls
İletişim:

Mesaj gönderen MuHoS »

Yalnız Bir Opera / Murathan Mungan

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


daha devamı varda çok uzunn ama süperrr herkese tavsie ederimm :006
Nerden Bilirdim HaYatın Önce SınAv Yapıp SoNra Ders Verdiğni...

Kullanıcı avatarı
kamze
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 362
Kayıt: 05 Eki 2006 00:00
Konum: izMirR

Mesaj gönderen kamze »

MuHoS yazdı:Yalnız Bir Opera / Murathan Mungan

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


daha devamı varda çok uzunn ama süperrr herkese tavsie ederimm :006
oooh çok iyi bu yaaa ;)
pencere önü çiçeği

Kullanıcı avatarı
MuHoS
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 859
Kayıt: 20 Oca 2006 01:00
Konum: İstanbulls
İletişim:

Mesaj gönderen MuHoS »

mademm beğenildi brz daha devam edimmm :-D



Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran
Zaman'ı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını


Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri.
Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik
kalmıştı.
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış
arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk.
Sanki ufacık birşey olsa birbirimizden kaçacaktık.

Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.

Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.


Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir
şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz

kış başlıyor sevgilim
hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine
gözlerindeki usul şefkati
teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim
ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.
Nerden Bilirdim HaYatın Önce SınAv Yapıp SoNra Ders Verdiğni...

Kullanıcı avatarı
_RockMania_
Üye
Üye
Mesajlar: 189
Kayıt: 11 Ara 2006 01:00
Konum: İSt@NBulllll- Cennet Mübarek :D

Mesaj gönderen _RockMania_ »

O dem ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail’e “hoş geldin” diyebilmektir hüner...
______________________________Necip Fazıl Kısakürek

Özellikle bu şiiri beni çok etkilemiştir... Ve ogünden beri nerdeyse tüm şiirlerini okudum "Kaldırımlar Şairi"ni okumayı herkese tavsiye ederim ;)
"Kendime Rağmen Durmam Basar Giderim" Sen "İster Yaşa, İster Sön"..... <<<GaNaMos>>> ...

Kullanıcı avatarı
kamze
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 362
Kayıt: 05 Eki 2006 00:00
Konum: izMirR

Mesaj gönderen kamze »

Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili
O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır.
Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur.
Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar
Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler
Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş,
Anneler ve Korkular Yoktur
Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili.
İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur,
Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir
Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur
Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur
Hem Dışındadır Dünyanın, Hem de Tam Ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin Yakılan
Yoksun Adamın Hissettikleri de Onunladır,
Yitirdikleri de...
New York'ta, Bir Sokakta,
Kartondan Kulübesinde Yaşayan Kadının
Çıplak Yalnızlığı da
Her Şey Onunladır, Ona Emanettir Sanki,
Ama O, Çıldırtıcı Bir Yalnızlık İçindedir Yine de...
Aşkın Kültürlü Olmakla, Bilgili Olmakla da İlgisi Yoktur Sevgili,
Kanımıza Karışan İlkel Acı, O Yaban Ağrıyla
Hiçbir Kitabın Yazamadığı Hakikatlere Daha Yakınızdır,
İnan...
Kim Demiştir Hatırlamıyorum,
Aşk Varlığın Değil, Yokluğun Acısıdır Diye.
Belki de Bu Yüzden İlk Gençliğimde,
O Yoğun Aşık Olduğum Yıllarda,
Gözüme Uyku Girmez, Dudağımda Bir Islıkla
Bütün Gece Şehri, O Karanlık, O Hüzünlü Sokakları Dolaşır,
İnsanları Uykularından Uyandırmak İsterdim.
Uyanıp, İçimde Derin Bir Sızıyla Uyanan
O Derin Sancının Acısına Ortak Olsunlar Diye...
Aşk Çok Eski Bir Şeydir Sevgili
Onun İçinden O Çileli Çocukluğumuz Geçer
Sevdiğimiz İnsanların Çocuklukları da...
Oradan Üvey Anneler, Eksik Babalar, Parasız Yatılılar Geçer
Ve Sonra Aşk Bütün Bunları Alır, Daha da Eskilere Gider,
Hep O İlkel Acıya, O Yaban Ağrıya...
İnsan Bazen Nedensiz Yere Umutsuzluğa Kapılır
Kimselere Veremez Sevgisini,
Kimselere Derdini Anlatamaz, Evlere Kapanır...
Bazen Denizler Kıyılar Çeker İnsanı.
İnsan Bu Kapılmayı Anlayamaz,
Oysa
Çok Eski Bir Yerde Yaşanmasından Korkulup
Vazgeçilmez Aşkların Sızısıdır Bu.
Bu Sızı, Bu Yenilgi Mevsimlerle Yıllarla Devrilir Başka İnsanlara...
Bir İnsanın Yaptığı Bir Hatanın
Tüm İnsanlara Yayılması Gibi...
İşte Şimdi Biz de Sevgili,
Ya Olmadık Zamanlarda Umutsuzluğa Kapılıp,
Soluğu Evlerde Alacağız,
Ya da Denizler, Kıyılar Çekecek Bizi.
Nasıl Biz Başkalarının Korkularını Taşıyorsak,
Başkaları da Bizim Korkularımızı Taşıyacak,
Yenilgimizi, Umutsuzluğumuzu...
Birazdan Sabah Olacak...
Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler,
İş, Anneler ve Korkular Başlayacak...
Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse
Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili.
Birbirimizi Kandırmayalım...
Hadi Güne Hazırlan,
Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış
Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü,
Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel,
O Yaban Ağrısını Geri Alacak
Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek,
Sonra Geçecek...
Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak...
AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Cezmi Ersöz
pencere önü çiçeği

Kullanıcı avatarı
stigma_26
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 410
Kayıt: 01 Kas 2005 01:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen stigma_26 »

MuHoS yazdı:Yalnýz Bir Opera / Murathan Mungan

ölü bir yýlan gibi yatýyordu aramýzda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmiþim
oysa bilmediðin bir þey vardý sevgilim
Ben sende bütün aþklarýmý temize çektim

imrendiðin, öfkelendiðin
kýzdýðýn ya da kýskandýðýn diyelim
yani yaþamýþlýk sandýðýn
Geçmiþim
dile dökülmeyenin tenhalýðýnda
kaçýrýlan bakýþlarda
gündeliðin baþýboþ ayrýntýlarýnda
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatýmdaki herhangi biri sanýyordun, biraz daha
fazla sevdiðim, biraz daha önem verdiðim.

Baþlangýçta doðruydu belki. Sýradan bir serüven, ratsgele bir iliþki
gibi baþlayýp, gün günden hayatýma yayýlan, büyüyüp kök salan ,
benliðimi kavrayýp, varlýðýmý ele geçiren bir aþka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aþklarýmý temize çektim
Anladýðýndaysa yapacak tek þey kalmýþtý sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


daha devamý varda çok uzunn ama süperrr herkese tavsie ederimm :006
ilk dörtlüðü Ýpek Ongun'un kitabýndan hatýrlýyorum...hatta çok hoþuma gitmiþti o zaman..Ýpek Ongun da okurdum bea zamanýnda :D güzeldi o günler.. :(
That's me in the corner...

Kullanıcı avatarı
MuHoS
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 859
Kayıt: 20 Oca 2006 01:00
Konum: İstanbulls
İletişim:

Mesaj gönderen MuHoS »

stigma_26 yazdı:
MuHoS yazdı:Yalnız Bir Opera / Murathan Mungan

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


daha devamı varda çok uzunn ama süperrr herkese tavsie ederimm :006
ilk dörtlüğü İpek Ongun'un kitabından hatırlıyorum...hatta çok hoşuma gitmişti o zaman..İpek Ongun da okurdum bea zamanında :D güzeldi o günler.. :(
adam süperr yazmışş hakikatenn hele şu cümlesii üstadım koparıo valla
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin :(
Nerden Bilirdim HaYatın Önce SınAv Yapıp SoNra Ders Verdiğni...

dead_or_alive
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1135
Kayıt: 15 Ağu 2006 00:00
Konum: Tarsus/Mersin

Mesaj gönderen dead_or_alive »

aynı sokakta oturuyorlardı.
her gün eve bir kızla geliyordu.
adı: Esrarengiz'di.
herkes onun hakkında farklı şekilde konuşuyordu.
fakat kimse gerçeği bilmezdi.
benden çok büyüktü.
ela gözlü, kumraldı.
mahallenin tüm kızları ona hayrandı.
ben ise nefret ederdim.
kimseyle konuşmazdı.
birgün onunla yolda karşılaştık.
çok güzel bir yüzü vardı.
ama yine de sevmiyordum onu.
fakat çok farklıydı.
gece boyunca lâmbası yanardı.
uyumak yerine onu seyrederdim.
onu sevmediğim halde herşeyiyle ilgilenirdim.
o an anladım ki kendimi kandırmışım.
yavaş yavaş yolunu beklemeye başladım.
ona karşı hissettiğim çok büyük bir sevgi vardı.
herkes onun kötü olduğunu söyleyince ben hep onu savunuyordum.
onunla karşılaşmak için hep kapıda oturdum.
onu yine yolda gördüm, bana göz kırptı.
yanımdan geçerken onu çağırdım.
bana, acelem var küçük, dedi.
o an kendimi kaybettim.
bana aramızdaki yaş farkını hatırlattı.
eve gidip ağladım.
fakat aramızdaki yaş farkı önemli değildi.
karar verdim hislerimi yüzüne karşı söyleyecektim.
yolunu bekledim.
birgün onu gelirken gördüm.
peşine düştüm, kapıyı açtı.
ne var küçük, dedi
adımı bile söylemedim, seni seviyorum, dedim.
gülümsedi ve cevap vermedi.
evet, dedim.
koşarak dışarı çıktım.
bir ay boyunca evden çıkmadım.
bir gün kızlarla konuşurken ambulans geldi.
onun evine girdiler sedyeyle dışarı çıktılar.
önümüzden geçerken,
bende seni küçük, dedi.
gözlerini yumdu.
herkes beni izliyordu.
ağlayarak koşmaya başladım.
akşama kadar sokaklarda gezdim, sonra eve geldim.
annemler ondan bahsediyordu.
ailesi yokmuş.
kendi gayretiyle bu yaşa gelmiş.
ailesi evlenmesine izin vermeyince,
sevdiği kız evden kaçmış.
sokak serserileri kızı öldürmüş.
eve getirdiği öbür kızların da evleri yokmuş.
kimi sevdiyse ölmüş.
çok acı çekmiş.
buna dayanamayıp, hastaneyi aramış.
ve intihar etmiş.
polisler evin duvarında büyük bir yazı bulmuş.
''küçük, bari sen ölme''
Uğur Arslan

Kullanıcı avatarı
Sadeceucnokta
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 526
Kayıt: 24 Oca 2007 01:00
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen Sadeceucnokta »

BİRGÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden...

Kullanıcı avatarı
theHeLL
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 797
Kayıt: 22 Ara 2004 01:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen theHeLL »

_Ansızın_

ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum..

unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım,
her zamanda, her yerde sen bende yasadıkça
sen evreninde sana seni aratacağım..

Özdemir Asaf
"Eğer cennete o vakit istenmemişsem (doğum), ısrar etmeyeceğim.."

Kullanıcı avatarı
shadow_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: 24 Haz 2006 00:00
Konum: yalova

Mesaj gönderen shadow_girl »

dün sabaha karşı kendimle konuştum.
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı.
onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

Özdemir Asaf

Kullanıcı avatarı
shidow
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 860
Kayıt: 17 Ağu 2004 00:00
Konum: Jupiter
İletişim:

Mesaj gönderen shidow »

Yerli yazar olarak Edip Cansever'in şiirlerini çok severim.
Yabancı olarak ta Hermann Hesse'nin şiirlerine bayılırım.
Everything under the sun is in tune, but the sun is eclipsed by the moon.

bad-dua
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 909
Kayıt: 08 Haz 2006 00:00
Konum: izmir

Mesaj gönderen bad-dua »

Sevdiğim bir sürü şairin dışında sunay akını ayrı severim özellikle "maki" ve "antik acıları".

Batmak üzere olan
bir gemide
panik içindeyken herkes
ne de çok sevinir
ipleri çözülen
filika

-------------------------

Kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken

Kullanıcı avatarı
shadow_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: 24 Haz 2006 00:00
Konum: yalova

Mesaj gönderen shadow_girl »

2. şiir gerçekten çok güzelmiş.

Kullanıcı avatarı
MoreThanMost
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 363
Kayıt: 08 Tem 2007 00:00

Mesaj gönderen MoreThanMost »

destinyofrock yazdı:Kendim ve kendimin şiirleri... :oops:
Yalnız değilmişim =)
Defteri bulursam yazacağım buraya. Belki beğenen çıkar :roll:

Kullanıcı avatarı
shadow_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: 24 Haz 2006 00:00
Konum: yalova

Mesaj gönderen shadow_girl »

TEK BAŞINALIK
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbir şey yapmamaya Karar verdi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının Kuytuluğuna çekildi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına Düşünmeyi sürdürdü

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını Sürdürdüler

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar
Ve tek başınaydılar

Bu arada birileri Onlar adına
Kararlar vermekteydi

Tek başına Olduklarını sananlar
Topluca, ortadan Kaldırıldılar...


Ataol Behramoğlu


son zamanlarda okunası şiir...

Cevapla