Türkiye'de bu terimlerden ne anlaşılıyor?
- kirik_melek
- Üye
- Mesajlar: 9
- Kayıt: 14 Eki 2005 00:00
- Konum: istanbul
Türkiye'de bu terimlerden ne anlaşılıyor?
solculuk nedir? sağcılık nedir? neden herkes ortak bi noktada buluşamıyor kii insanlar aynı amaç için yaşamıyorlar mı?
- VeNuSgRaCe
- Üye
- Mesajlar: 157
- Kayıt: 09 Eyl 2005 00:00
- Konum: Los Angeles, CA
Re: türkiyede bu terimlerden ne anlaşılıyor...?
hyr kesinlikle aynı amaç için yaşamıorz bence. hepimizin farklı görüşleri var ve buna karşılık değişik görüşleri bir arada toplamak için demokrasi adı altında seçilmiş partiler var. bunları solcu ya da sağcı olarak çok kesin başlıklar altına almak da saçma bence. ama sonuçta böyle ayrılıorz birbirimizden ve bunun değişeceğini de sanmıyorum..kirik_melek yazdı:solculuk nedir?sağcılık nedir?neden herkes ortak bi noktada buluşamıyor kii insanlar aynı amaç için yaşamıyorlarmı?
- willow_rosenberg
- Üye
- Mesajlar: 187
- Kayıt: 14 Haz 2004 00:00
- Konum: su çok güzel gelsenize
bu dünyada her zaman görüş ayrılıkları olcaktır. çünkü beyinler farklı amaçlar farklı.insanların hayattan beklentileri de farklı.ama bu yüzden insanların birbirlerini öldürmesi, üniversitelerde elinde satırla "sağcıyım,solcuyu keserim" die gezen insanların olması çok üzücü bi olay. hala görüş ayrılıkları yüzünden insanların birbirini öldürmesine ilkellik olarak bakıyorum ben.birimizin savunduğunu öbürümüz savnmak zorunda değiliz. bunu algılamak lazım.
bana arkadaşlarım kısaca "bi saniye gider misin özel bişey konuşucaz" derler.
- karpuz_agaci
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1063
- Kayıt: 20 Ağu 2005 00:00
- Konum: alamanyadaki gâvurlarin arasindan
- İletişim:
bence bizim ulkemizide herkes bunun iyiligini istemiyor.lonly yazdı:herkes bu ülkenin iyiliğini istyo ama farklı yollarla..her yiğidin başka başka yoğurt yemesi hesabı bişey bu...aslında güzel bişey ülke için...tek bir düşüncenin boyundurluğu altında kalmıyo yönetme şekli...ama düşmanlığa yol açmadığı sürece
ama her zaman sag veya sol olcak, ortayi kimse bulamaz, herkes amacina farkli sekillerde ulasmak ister.
sag nin ve solun da ekstremi vardir, bunlar da asla istediklerine ulasamazlar, cunku toplumun cogunlu degillerdir..
- bloodline666
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1719
- Kayıt: 19 Mar 2005 01:00
- Konum: bekirli termik santralinden
- rahibe_teresa
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 715
- Kayıt: 16 Kas 2005 01:00
- Konum: izmiR_
Re: türkiyede bu terimlerden ne anlaşılıyor...?
+1...VeNuSgRaCe yazdı:hyr kesinlikle aynı amaç için yaşamıorz bence. hepimizin farklı görüşleri var ve buna karşılık değişik görüşleri bir arada toplamak için demokrasi adı altında seçilmiş partiler var. bunları solcu ya da sağcı olarak çok kesin başlıklar altına almak da saçma bence. ama sonuçta böyle ayrılıorz birbirimizden ve bunun değişeceğini de sanmıyorum..kirik_melek yazdı:solculuk nedir?sağcılık nedir?neden herkes ortak bi noktada buluşamıyor kii insanlar aynı amaç için yaşamıyorlarmı?
\\ kimdi giden kimdi kalan giden mi suçluduR heR zaman.. //
kısa tarihi bilgi: siyasette sağ ve sol ayrımı ilk olarak fransız devrimi sonrası ortaya çıkmıştır. Devrim sonrası devrimleri daha ileriye götürmek isteyenler meclisin sol tarafında, eski kırıntılarla geçinmek isteyenler ise meclisin sağ tarafında konumlanmışlar. O günlerden sonra işte sağcılar geldi işte solcular geldi gibi laflar dönmeye başlamıs. Bilmeyenler için öz bir bilgi işte...
İnsanların insanları değil yalnızca eşyaları yönettiği bir toplum için...
-
- Üye
- Mesajlar: 37
- Kayıt: 03 Şub 2003 01:00
- Konum: Antalya
- İletişim:
Ahmet Taner Kýþlalý solculuðu þöyle tanýmlýyor; ''solculuðun bütün dönemler ve bütün toplumlar için geçerli,iki evrensel ölçütü vardýr: 1) Toplumsal olanaklarý arttýrýcý atýlýmlardan yana olmak.. 2) O artan olanaklardan toplumun daha geniþ bir kesimini yararlandýrmaktan,yani daha hakça bir paylaþýmdan yana olmak... ''
Toplumsal olanaklardan anlaþýlan þey baþta iktisadi büyüme.. Ki bunu solcusunun, saðcýsýnýn, o ülkenin her vatandaþýnýn istediðini varsayýyoruz...(birazdan istemeyen kesimlere deðineceðim) ... Ýkinci kýsým da bu olanaklarýn eþit paylaþýmý... Yani adalet... Ki burada sol ile sað kavramlarýnýn farklýlaþtýðýný söyleyebiliriz... Çünkü sað oligarþik yapýyý muhafaza ederek (ister batýlý anlamda burjuva sýnýfý veya sermaye gücü denilsin ister denilmesin sonuçta zenginliðin ufak bir kesimin elinde toplanmasý oligarþidir) ülkeyi yönetmeyi, sol ise bu zenginliði olabildiðince tabana indirmeyi amaçlar...(sosyal politikalar,sendikacýlýk,teþvik primleri vs. ile)..
Þimdi bu tanýmlar çerçevesinde Türkiye'ye bakarsak; sosyolojik tabaný ne olursa olsun Akp, sað bir partidir... Çünkü zenginliðin oligarþi elinde toplanmasý için elinden geleni yapmýþtýr... Chp'yi ise, elbette sol olarak nitelendirebiliriz...(atatürk ilkelerine biat ettiðini söyleyen bir parti tabii ki halktan yanadýr)..
Ýþin baþka bir boyutu da var ki; Türkiye’ye, daha doðrusu endüstrileþmesini tamamlayamamýþ ülkelere özel... Yazýnýn baþýnda ülkenin kalkýnmasýný sað/sol her görüþün savunmasý gerektiðini söylemiþtim... Fakat gerçek böyle deðil ne yazýk ki... Türkiye de kendilerini genelde ''liberal'' olarak tanýmlayan bir kesim var ki, ülke kaynaklarýnýn yabancýlar tarafýndan yaðmalanmasý için ellerinden geleni yapýyorlar... Amaçlarý ülkenin zenginleþmesi deðil, ülkenin küreselleþmeye entegre olmasý... Açýkçasý ben sað görüþe de saygý duyduðumdan,bu insanlarý sað olarak bile niteleyemiyorum... Kaldý ki bir çok ciddi düþünürün tespitine göre, Türkiye de siyasi ayrýþma soðuk savaþýn bitiminden itibaren sað/sol yerine, bu ''liberal'' çevre ve ''ulusal'' çevre arasýnda var... Bu liberal kesimin içine küreselleþmeciler, ne olursa olsun ab'ciler, özelleþtirmeciler, yabancý sermaye hayranlarý vs. girerken, ulusal kesimde ulus devleti koruyan, gümrükleri gerekli bulan, ülkenin kalkýnmasýný isteyen, sermayenin olabildiðince ülke sýnýrlarý içinde kalmasýný, dolayýsýyla ülke içinde dönmesini isteyen kesim var... Bu ayrýþmada sesi çok çýkan kesim ''liberal'' kesim olmakla birlikte, Türkiye'nin çok ufak bir kýsmýný oluþturuyorlar... Küreselleþmeden nemalanan, dýþa baðýmlý þirketler ve bunlarýn güdümündeki ''aydýn''larý bu kesime dahil edebiliriz... Diðer tarafta küreselleþmeden zarar gören geniþ bir yýðýn var.. Fakat ne yazýk ki bu yýðýn eskinin klasik sol/sað veya dincilik/laiklik tartýþmalarý içinde ne olup bittiðini göremiyor... Bu kesimin sözcüleri olan aydýnlar da ne yazýk ki ya benzer tartýþmalarla vakit kaybediyor ya da çok azýnlýkta...
Sonuç olarak; Türkiye'de yaþayan herkes, ilk önce ülkenin refah seviyesinin artmasýný istemeli, sað/sol gibi tartýþmalar bu refah seviyesi arttýktan sonra o refahýn nasýl paylaþýlacaðý üzerine tartýþýlmalý...
Toplumsal olanaklardan anlaþýlan þey baþta iktisadi büyüme.. Ki bunu solcusunun, saðcýsýnýn, o ülkenin her vatandaþýnýn istediðini varsayýyoruz...(birazdan istemeyen kesimlere deðineceðim) ... Ýkinci kýsým da bu olanaklarýn eþit paylaþýmý... Yani adalet... Ki burada sol ile sað kavramlarýnýn farklýlaþtýðýný söyleyebiliriz... Çünkü sað oligarþik yapýyý muhafaza ederek (ister batýlý anlamda burjuva sýnýfý veya sermaye gücü denilsin ister denilmesin sonuçta zenginliðin ufak bir kesimin elinde toplanmasý oligarþidir) ülkeyi yönetmeyi, sol ise bu zenginliði olabildiðince tabana indirmeyi amaçlar...(sosyal politikalar,sendikacýlýk,teþvik primleri vs. ile)..
Þimdi bu tanýmlar çerçevesinde Türkiye'ye bakarsak; sosyolojik tabaný ne olursa olsun Akp, sað bir partidir... Çünkü zenginliðin oligarþi elinde toplanmasý için elinden geleni yapmýþtýr... Chp'yi ise, elbette sol olarak nitelendirebiliriz...(atatürk ilkelerine biat ettiðini söyleyen bir parti tabii ki halktan yanadýr)..
Ýþin baþka bir boyutu da var ki; Türkiye’ye, daha doðrusu endüstrileþmesini tamamlayamamýþ ülkelere özel... Yazýnýn baþýnda ülkenin kalkýnmasýný sað/sol her görüþün savunmasý gerektiðini söylemiþtim... Fakat gerçek böyle deðil ne yazýk ki... Türkiye de kendilerini genelde ''liberal'' olarak tanýmlayan bir kesim var ki, ülke kaynaklarýnýn yabancýlar tarafýndan yaðmalanmasý için ellerinden geleni yapýyorlar... Amaçlarý ülkenin zenginleþmesi deðil, ülkenin küreselleþmeye entegre olmasý... Açýkçasý ben sað görüþe de saygý duyduðumdan,bu insanlarý sað olarak bile niteleyemiyorum... Kaldý ki bir çok ciddi düþünürün tespitine göre, Türkiye de siyasi ayrýþma soðuk savaþýn bitiminden itibaren sað/sol yerine, bu ''liberal'' çevre ve ''ulusal'' çevre arasýnda var... Bu liberal kesimin içine küreselleþmeciler, ne olursa olsun ab'ciler, özelleþtirmeciler, yabancý sermaye hayranlarý vs. girerken, ulusal kesimde ulus devleti koruyan, gümrükleri gerekli bulan, ülkenin kalkýnmasýný isteyen, sermayenin olabildiðince ülke sýnýrlarý içinde kalmasýný, dolayýsýyla ülke içinde dönmesini isteyen kesim var... Bu ayrýþmada sesi çok çýkan kesim ''liberal'' kesim olmakla birlikte, Türkiye'nin çok ufak bir kýsmýný oluþturuyorlar... Küreselleþmeden nemalanan, dýþa baðýmlý þirketler ve bunlarýn güdümündeki ''aydýn''larý bu kesime dahil edebiliriz... Diðer tarafta küreselleþmeden zarar gören geniþ bir yýðýn var.. Fakat ne yazýk ki bu yýðýn eskinin klasik sol/sað veya dincilik/laiklik tartýþmalarý içinde ne olup bittiðini göremiyor... Bu kesimin sözcüleri olan aydýnlar da ne yazýk ki ya benzer tartýþmalarla vakit kaybediyor ya da çok azýnlýkta...
Sonuç olarak; Türkiye'de yaþayan herkes, ilk önce ülkenin refah seviyesinin artmasýný istemeli, sað/sol gibi tartýþmalar bu refah seviyesi arttýktan sonra o refahýn nasýl paylaþýlacaðý üzerine tartýþýlmalý...
Maybe life an illusion!
Sepulchral'ın sözlerinin şu kısmı doğru:
Ahmet Taner Kışlalı solculuğu şöyle tanımlıyor; ''solculuğun bütün dönemler ve bütün toplumlar için geçerli,iki evrensel ölçütü vardır: 1) Toplumsal olanakları arttırıcı atılımlardan yana olmak.. 2) O artan olanaklardan toplumun daha geniş bir kesimini yararlandırmaktan,yani daha hakça bir paylaşımdan yana olmak... ''
Bundan sonrasına pek katılamayacağım ne yazık ki. Öncelikle Chp sol parti değildir. Düzen partisidir. Sermaye bağımlısıdır. Ne atatürk'ün milliyetçilik anlayışını barındırabilmiş, ne de işçi sınıfının isteklerine cevap verebilmiştir... AKP neyse, MHP neyse, CHP de odur.
-Türkiyede oligarşinin iyice hissedildiği, ve sözde 'demokrasi' adına adımlar atıldığı şu günlerde, siyaseti gereksiz gören, Siyasetten korkan, ya da okullarda 'arka' olsun anlayışı ile ülkücü olan, gençleri daha fazla görmekteyiz. Bunlar, darbe zamanından kalma ülkemizin 'kayıp gençliği' olarak adlandırılır. Tamamen dışa bağımlıdırlar, coca cola içer, burger'king ile beslenirler. Milliyetçilik ile ırkçılığı ayırt edemez, ayrıca vatanseverlikle de karıştırırlar milliyetçiliği. Yeni görüşlere kapalı, aslında iç dünyalarında binbir sorunlu kişilerdir. Sokağa çıkıp eylem yapmaya, tartışmaya, kafa yormaya üşenirler, korkarlar... Ve işte bugünlerde sizlere bu yüzden türkiyede sağ-sol tartışmaları bitti gibi geliyor. Darbe zamanında atılan tohumlar, büyüdü, meyvelerini veriyor bile. Yine birazdan iyi biliyorumki, bu kayıp gençlikten arkadaşlar bana karşı çıkacak kızacak, kırıcı laflar sarfedecekler... Ama insanoğlunun sağ-sol, sömürme-sömürülme kavgası, iş kavgası, ekmek kavgası asla bitmez. Bundan 60yıl önce dünyada kızılordu korkusu yayılırken bugün komünist sistemden eser yok. 60yıl sonra ne olabileceğine kim garanti verebilir? İlkçağdayken, kim bir ülkeyi halkın yöneteceğini düşünebilirdi? Orta Çağdayken kim, kilise ve sarayın sözünün geçmeyeceğini düşünebilirdi?
Bu yüzdendir ki, o kadar net ve kesin konuşmayınız. Yapılan onca işkencenin, onca eziyetin, 1mayısda panzerle ezilen kadının, keskin nişancılar ile öldürülen üniversitelilerin hesabını sorarlar birgün, sorarlar...
Ahmet Taner Kışlalı solculuğu şöyle tanımlıyor; ''solculuğun bütün dönemler ve bütün toplumlar için geçerli,iki evrensel ölçütü vardır: 1) Toplumsal olanakları arttırıcı atılımlardan yana olmak.. 2) O artan olanaklardan toplumun daha geniş bir kesimini yararlandırmaktan,yani daha hakça bir paylaşımdan yana olmak... ''
Bundan sonrasına pek katılamayacağım ne yazık ki. Öncelikle Chp sol parti değildir. Düzen partisidir. Sermaye bağımlısıdır. Ne atatürk'ün milliyetçilik anlayışını barındırabilmiş, ne de işçi sınıfının isteklerine cevap verebilmiştir... AKP neyse, MHP neyse, CHP de odur.
-Türkiyede oligarşinin iyice hissedildiği, ve sözde 'demokrasi' adına adımlar atıldığı şu günlerde, siyaseti gereksiz gören, Siyasetten korkan, ya da okullarda 'arka' olsun anlayışı ile ülkücü olan, gençleri daha fazla görmekteyiz. Bunlar, darbe zamanından kalma ülkemizin 'kayıp gençliği' olarak adlandırılır. Tamamen dışa bağımlıdırlar, coca cola içer, burger'king ile beslenirler. Milliyetçilik ile ırkçılığı ayırt edemez, ayrıca vatanseverlikle de karıştırırlar milliyetçiliği. Yeni görüşlere kapalı, aslında iç dünyalarında binbir sorunlu kişilerdir. Sokağa çıkıp eylem yapmaya, tartışmaya, kafa yormaya üşenirler, korkarlar... Ve işte bugünlerde sizlere bu yüzden türkiyede sağ-sol tartışmaları bitti gibi geliyor. Darbe zamanında atılan tohumlar, büyüdü, meyvelerini veriyor bile. Yine birazdan iyi biliyorumki, bu kayıp gençlikten arkadaşlar bana karşı çıkacak kızacak, kırıcı laflar sarfedecekler... Ama insanoğlunun sağ-sol, sömürme-sömürülme kavgası, iş kavgası, ekmek kavgası asla bitmez. Bundan 60yıl önce dünyada kızılordu korkusu yayılırken bugün komünist sistemden eser yok. 60yıl sonra ne olabileceğine kim garanti verebilir? İlkçağdayken, kim bir ülkeyi halkın yöneteceğini düşünebilirdi? Orta Çağdayken kim, kilise ve sarayın sözünün geçmeyeceğini düşünebilirdi?
Bu yüzdendir ki, o kadar net ve kesin konuşmayınız. Yapılan onca işkencenin, onca eziyetin, 1mayısda panzerle ezilen kadının, keskin nişancılar ile öldürülen üniversitelilerin hesabını sorarlar birgün, sorarlar...
+99999999999999misfit yazdı:sağcı veya solcu,hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız..birbirimize düşman olacağımıza,birlik olup,dışardaki düşmanlarımızla mücadele etmeliyiz bence...
Walla bencede ne sağcıyım ne solcu dinimi de yaşıyorum ülkemide seviyorum. Ne aa bak bu oruç tutmuyor zarar vermeliyim neden oruç tutmuyor düşman olmalıyım dedim. Nede aa bu sakallı şeriatçı bundan adam olmaz öldürmek lazım böylelerini dedim. Bencede herkes kardeş olmalı ne sağ ne soL ayrım yapılmamalı. Kendi aramızda bu kadar didişirsek dışardaki düşmanlar elbette ülke içinde cirit atarlar.
bence hicbiri ülkenin iyiliğini dü$ünmüyo..hepsinin dü$ündügü tek $ey var : kendilerinin iyiliği..ülkesini dü$ünür geçinen bi tayfa var aslında ama görünü$te öyleler diğerleri gibi..aslında tiksinilesi bi tarihleri vardır..lonly yazdı:herkes bu ülkenin iyiliğini istyo ama farklı yollarla..her yiğidin başka başka yoğurt yemesi hesabı bişey bu...aslında güzel bişey ülke için...tek bir düşüncenin boyundurluğu altında kalmıyo yönetme şekli...ama düşmanlığa yol açmadığı sürece
Benim bildiğim bir tek şey var: NE SAĞ NE SOL, ÖNCE BAĞIMSIZLIK... Özellikle de bu sıralar...
MHP'li değilim ama milliyetçiyim. AKP'li değilim ama Müslümanım. CHP'li değilim ama Atatürkçüyüm. Asla partici değilim. Beni temsil edecek herhangi bir parti yok.
MHP'li değilim ama milliyetçiyim. AKP'li değilim ama Müslümanım. CHP'li değilim ama Atatürkçüyüm. Asla partici değilim. Beni temsil edecek herhangi bir parti yok.
"Üzerimize kılıç çekilmedikçe, ülkemize saldırılmadıkça, milletimiz cefa çekmedikçe, bizden kimseye zarar gelmez."