Türkiye'de nükleer santral istiyor muyuz?

Hayata ve yaşama dair ne varsa A'dan Z'ye de...

Sinop'a nükleer santral yapılmalı mı?

Evet
15
31%
Hayır
33
69%
 
Toplam oy: 48

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

Türkiye'de nükleer santral istiyor muyuz?

Mesaj gönderen psagor »

ben sinopluyum ve açık konusmak gerekirse pislik kapıma gelinceye kadar boyle bi pisliğin insanlığın ustunde kara bi leke olduğunu bu kadar yakından görememiştim.
arkadaşlar sorun sinop değil sinoptaki nukleerle turkiye kurtulacaksa alsınlar sinobu
ama bu adamlar geleceğini duşunsun biraz ya ne olur
bu topraklar atalarımızdan emanet bize neden bzde başkalarına adam gibi topraklar emanet etmiyoruz

Kullanıcı avatarı
lastgasp
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 450
Kayıt: 08 Ağu 2006 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lastgasp »

seni cok üzmüşler :P
konuya gelince tabi daha duyarlı olunması gerekir .

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

cevreye olumsuz etkileri kacınılmaz ancak kafama takılan bir olay var.Nukleer santraller nasıl oluyorda Fransa'da da kullanılıyor.Oysa ki Fransızlar fazlasıyla duyarlı bir millet(en azından kendi toprak ve vatandaslarına karsı).
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
veronique
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1060
Kayıt: 30 May 2006 00:00
İletişim:

Mesaj gönderen veronique »

jonnathan yazdı:cevreye olumsuz etkileri kacınılmaz ancak kafama takılan bir olay var.Nukleer santraller nasıl oluyorda Fransa'da da kullanılıyor.Oysa ki Fransızlar fazlasıyla duyarlı bir millet(en azından kendi toprak ve vatandaslarına karsı).
eger nukleer santrallerin bakımı iyi yapılırsa ve sızıntı onlenirse(santral yeni tutulursa) etkisi cok fazla olmuyor. eger cernobil gibi olay ihmal edilirse ancak felakete yola acıyor. turkiyede secim oncesiydi secim sonrasıydı kim yaptırdı derken buyun ihtimalle santraller yıkımı yol acacaktır ve cevreyi kirletecektir.
oysa fransada sadece gocmenlerin yasadıgı bolgelere yakın(fransa sadece kendi vatandaslarına duyarlı) ve sehir dısında gayet bakımlı santraller acarak hem cevreye hem de "fransız"lara zarar vermeden isi idare edebiliyor.

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

kim

Mesaj gönderen psagor »

fransa enerji ihtiyacını artık sömürgelerinden sağlıyo neden artık dunya farklı ve temiz enerji üretim yolları deniyo.
neden bunca yıl sonra turkiyede nükleer santral kurulma fikri ortaya çıkıyo.
küresel kraliyet çokmu istiyo türkiye büyüsün gelişsin.
az bi hastalansada binse tepesine diye bakmıyolarmı

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

veronique yazdı:
jonnathan yazdı:cevreye olumsuz etkileri kacınılmaz ancak kafama takılan bir olay var.Nukleer santraller nasıl oluyorda Fransa'da da kullanılıyor.Oysa ki Fransızlar fazlasıyla duyarlı bir millet(en azından kendi toprak ve vatandaslarına karsı).
eger nukleer santrallerin bakımı iyi yapılırsa ve sızıntı onlenirse(santral yeni tutulursa) etkisi cok fazla olmuyor. eger cernobil gibi olay ihmal edilirse ancak felakete yola acıyor. turkiyede secim oncesiydi secim sonrasıydı kim yaptırdı derken buyun ihtimalle santraller yıkımı yol acacaktır ve cevreyi kirletecektir.
oysa fransada sadece gocmenlerin yasadıgı bolgelere yakın(fransa sadece kendi vatandaslarına duyarlı) ve sehir dısında gayet bakımlı santraller acarak hem cevreye hem de "fransız"lara zarar vermeden isi idare edebiliyor.
bende oyle tahmin etmistim ama sızıntı dısında da bir atıgı,cıktısı olmalı...
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

Mesaj gönderen psagor »

zaten atıklarının depolama şeklide yok ki
karadenizden çıkmadımı bunların atıkları sanki

Kullanıcı avatarı
veronique
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1060
Kayıt: 30 May 2006 00:00
İletişim:

Mesaj gönderen veronique »

psagor yazdı:zaten atıklarının depolama şeklide yok ki
karadenizden çıkmadımı bunların atıkları sanki
atıkları da aynen dedigin gibi para vererek bizim gibi ekonomisi kotu olan ulkelere veriyorlar ya da kendi somurge devletlerine gomuyorlar

Kullanıcı avatarı
ilona
Üye
Üye
Mesajlar: 41
Kayıt: 04 Tem 2006 00:00
Konum: istanbul

Mesaj gönderen ilona »

veronique yazdı:
psagor yazdı:zaten atıklarının depolama şeklide yok ki
karadenizden çıkmadımı bunların atıkları sanki
atıkları da aynen dedigin gibi para vererek bizim gibi ekonomisi kotu olan ulkelere veriyorlar ya da kendi somurge devletlerine gomuyorlar
katılıorm...
AtıLır Mıyız OyunDaN BenZeMezSeK ONLARA.!

Kullanıcı avatarı
vaga_bond
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1333
Kayıt: 21 Nis 2005 00:00
Konum: istanbul

Mesaj gönderen vaga_bond »

nükleer santral falan istemiyorum ama ülkemizde incirlik üssünde iki adet atom bombası olduğunu biliymuydunuz?
En son vaga_bond tarafından 07 Kas 2006 18:43 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Ne hissettiysem, ne bildiysem
Hasta ve yorgunum tek başımayım.Orada olabilir misin, çünkü seni bekleyen kişiyim ben.
Yoksa sen de mi affedilmeyensin???

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

bakın

Mesaj gönderen psagor »

NÜKLEER ENERJİ ALDATMACASI:

2004 yılı içerisinde ETKB, Türkiye'de enerji çeşitliliği adı altında, yeniden nükleer enerji santrallarını gündeme getirdi. Hem de bir değil, tam üç adet yapacaklarını söyleyerek. İktidar, daha da ileri giderek, AB üyeliği hayali için, başta en büyük çatlak seslerden Fransa'yı susturmak için nükleer enerji konusunda çeşitli ön anlaşmalar da imzaladı. Aynı olay, Rusya?da da tekrarlandı. Ağanın eli tutulmaz!

Nükleer santrallar konusunda söylenecek çok şey var. Biz bunlardan bazılarını sıralayacağız:

1. Ölü Teknoloji: Nükleer enerji, Fransa hariç gelişmiş tüm batı ülkelerinde artık "ölü teknoloji" olarak anılmaya başlandı. Sözkonusu ülkeler, özellikle Çernobil felaketinden sonra, mevcut santrallarının güvenlik sistemlerini yeniden gözden geçirdiklerinde, inanılmaz sorunların yaşandığını, sıksık meydana gelen kazaların gizlendiğini ve tüm mevcut reaktörlerin bir şekilde yeni Çernobil'ler olmaya aday olduğunu gördüler. Birçoğunda alınması gerekli tedbirlerin çok masraflı olması nedeni ile bu santrallar teker teker kapanmaya başlandı.

2. Çekirdek Erime Olasılığı: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından geçen yıl açıklandığına göre, dünyada her 2,5 yılda bir reaktör çekirdeği erimesi olayı gerçekleşme olasılığı var. Kanada'da Ontario Devlet Elektrik Planlama Komisyonu (ORCEPP), Kanada'da bir CANDU reaktöründe çekirdek erimesi olasılığının 15'de 1 olduğunu ilan ediyor. Bu oran, zarda düşeş atma ihtimalinden çok yüksek! Kanada Ontario'da birçok CANDU tipi reaktör kapatılmakta.

3. Kapatılan Santrallar: Son yıllarda, ABD'de birçok nükleer enerji santralı, emniyet tedbirleri ve yaşanan kritik sorunlar nedeni ile, ya geçici süre ile durduruldu, ya da tümüyle kapatıldı. Örneğin, kısa bir süre önce, yapımı tamamlanmış olmasına rağmen Shoreham reaktörü, işletim masraflarının çok yüksek olacağı görüşü ile kapatıldı. İtalya'da referandumla faal haldeki üç reaktör kapandı. Avusturya'da inşaatı tamamlanan ve çalışmaya hazır nükleer enerji santralı, halkın isteği ile faaliyete geçemeden kapanmak zorunda kaldı. Kanada'da birçok reaktör, yine emniyet gerekçesi ile kapandı, kapanıyor. Fransa hariç 14 OECD ülkesi nükleer programını durdurdu. Buna karşın 10 Doğu Avrupa ülkesi, Slovenya hariç, eski nükleer enerji programlarına -paraları ve batılı destekçileri yettiğince- aynen devam ediyorlar ve yenileri için de seferberler.

4. Batının Nükleer Çifte Standardı: Kendi ülkelerinde nükleer enerji santrallarını kapatan, programlarını durduran batılı ülkelerin işsiz kalan şirketleri, hükümetlerinin de maddi, politik destekleri ile, gelişmekte olan ülkelere tezgâh açtılar. Halâ, özellikle halkın görüşlerine önem vermeyen antidemokratik iktidarların yerleştiği ülkelerde kendilerine pazar bulabiliyorlar. Gerek Kanada (CANDU), gerek Amerika (Westinghouse) ve gerekse AB ülkeleri, bu alçakça ikiyüzlülüğün ve cinayetin baş aktörleri olmaktan hiç utanç duymuyorlar. AB'nin PHARE ve TACIS gibi komiteleri, nükleer emniyet adı altında, gerikalmış antidemokratik yönetimli ülkelerde nükleer enerjiyi teşvik ediyor; Pakistan ve Hindistan'da bozuk sistemleri geçici tedbirlerle bir süre daha idare edebilir hale getiriyor. Çin Halk Cumhuriyeti'ni Ortadoğu petrol pazarından uzaklaştırmak için o ülkede nükleer santral yapımına büyük paralar ayırıyorlar. Alman Siemens, Fransız Electricite de France aracılığı ile, halklara rağmen Rusya'da yeni yeni kötü teknolojili nükleer santralların yapımında bayraktarlık yapıyorlar. Yine şirketleri aracılığı ile Italyan, Fransız, Alman, Isveç, İngiliz, Kanada, ABD hükümetleri, Iran'da reaktör inşa ediyor; Türkiye'yi mahvedecek nükleer santral ihalelerine giriyor.

5. Cevherden Santrala: Uranyumun cevherden yakıt çubuklarına ya da elemanlarına dönüşmesi için geçen tüm safhalarda kullanılan teknoloji, müthiş bir enerji harcaması ve büyük maliyetleri içeriyor. Tüm bu operasyonlar sırasında da çevre inanılmaz ölçüde kirletiliyor; daha cevherin doğadan elde edilmesinden başlamak üzere insan ve çevre sağlığı riske sokuluyor. Nükleerin "temiz enerji" olduğunu savunanlar, tabii ki bu safhalardan hiç söz etmiyorlar.

1.000 MW elektrik üretmek için kurulu bir nükleer santral, ortalama 200 adet yakıt çubuğuna ya da elemanına gereksinim duyuyor. Her yıl bunların üçtebiri yenilenmek zorunda. Yani, 67 adedi yüksek seviyeli radyoaktif atık olarak, bugüne dek bunları doğaya ve insanlara zarar vermeden, binlerce hatta milyonlarca sene saklayabilmek için kalıcı hiçbir yöntem bulunamadığından, başa belâ oluyor.

6. Pahalı Teknoloji: En önemli nükleer reaktör yapımcısı Amerikan Westinghouse bugüne dek ABD'de toplam 54 reaktör kurdu. Bunlar, ortalama %432 oranında bütçelerini aştılar ve yine ortalama 5,3 yıl gecikme ile tamamlanabildiler. Westinghouse bu konuda bir de rekorun sahibi: sonuncu reaktörleri olan Watts Bar I, tam 23 yıl gecikme ve %1.100 bütçe aşımı (toplam 7 milyar dolar) ile sonuçlandı! Avrupa'nın nükleer devi Electricite de France şu anda dünyanın en büyük borçlu şirketi. Firmanın 1999 yılı borç toplamı tam 30 milyar dolar. Bu rakam tek bir firmanın yapabileceği en büyük borç olarak tarihe geçti. Bunun oluşmasında, hem nükleer santralların kuruluşunda yaşanan bütçe aşmaları ve süre aşımları, hem de üretilen enerjinin kolay satılamayacak kadar pahalı olması.

Kuruluşu problemli olan nükleer enerji santrallarının sökümü çok daha problemli. Yıllar alan bu işlemlerin maliyeti, en azından kuruluş masrafı kadar oluyor. Dünya ortalaması olarak, sökülen bir santralın maliyetinin en az 3 milyar dolar olduğu hesaplanıyor.

7. Elektrik Fiyatları: Üretim masrafları açısından da nükleer santrallar, hiç de palavrası yapıldığı gibi ucuz değil! Doğal gaz çevirim santrallarındaki 3,4 cent/kW.saat'lik üretim masrafına karşılık (biz bunu da 12-16 cent'e çıkartmayı başardık!), rüzgar enerjisinin kW.saat'i 5 cent'i, nükleer reaktörünkü ise 9 cent'i buluyor!

8. Atık Sorunu: Diğer bir safsata da, nehirlere, göllere, denizlere boşaltılan soğutma sularının sadece birkaç saniye radyoaktif kalabildiği ve akabinde tümüyle arınmış, tehlikesiz olduğu masalı! Sözkonusu soğutma suları, doğal alanlara boşalmadan önce, reaktör ve yüzlerce metrelik borulardan geçiyor. Bu sular, tüm bunlardan geçerken, ister-istemez reaktörden ve boruların kendisinden radyoaktif kurşun, krom, kobalt parçacıkları da alıyor içine. Bunların radyoaktifliği de tabii yıllarca sürüyor! Yani suların birlikte getirdiği radyoaktif toz, bu suların boşaldığı nehir, göl ve denizleri, hiç de söylendiği gibi tertemiz bırakmıyor; tam aksine, insanlara düşük radyoaktiviteyi uzun zaman alma fırsatı veriyor! Uranyum atıklarını taşıyan treni koruyan Alman polisi, bu trende sadece 50 kilometre seyahat edebiliyor; bu süre içerisinde bir insanın kaldırabileceği maksimum radyasyona maruz kaldıkları saptanıyor! Ve tüm bunlar "zararsız"(!!) santralların etkileri. Patlayanlarınkini ise Ukrayna ve Karadeniz halklarına sormakta fayda var!

9. Köhne Teknoloji: Nükleer teknoloji ve nükleer enerji santralları her nekadar yüksek teknoloji ürünü gibi gösterilirlerse de, aslında, son 50-55 yıldır hiçbir ciddi gelişim olmamış. Atomu parçalama yöntemi, 1945'te uygulanandan hiç farklı değil. Çok sık yinelenen aynı tür kazalara karşı bile yeterli teknoloji üretmekten uzak bir teknolojinin bugüne dek ayakta kalabilmiş olması bile tüyler ürpertici!

10. Stronsiyum, Sezyum, İyodin: Nükleer lobicilere göre, nükleer enerji dışında tüm enerji kaynakları radyoaktif atık çıkartıyor; insanları öldürüyor. Ancak, atom enerjisinin insan sağlığına musallat edildiği 1945 yılından günümüze değin, özellikle nükleer enerji santrallarının kurulu oldukları alanlarda:


-Çocukların diş ve kemiklerinde, asla bulunmaması gereken Stronsiyum-90, kaslarında Sezyum-137 ve tiroidlerinde ise İyodin-131 bulunmaya başlandı.

-50 yaş altı kadınlarda meme kanseri miktarı kontroldan çıkacak kadar arttı.

-Bağışıklık sistemini doğrudan etkileyen Stronsiyum yüzünden AIDS vakaları patladı.

Kullanıcı avatarı
hi_fi_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 769
Kayıt: 08 Eki 2006 00:00

Mesaj gönderen hi_fi_girl »

ucu nükleer silah başlıklarına dokunduğu için. sahibimiz amerika izin vermez boşuna yorulmayın!!!!

Kullanıcı avatarı
lastgasp
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 450
Kayıt: 08 Ağu 2006 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lastgasp »

hehe :P beklediin büyük katılım çöpe gitti.. ama dediim gibi burda sadece tartişilir bu konu. gercekten birseyler yapmak istiosan yerinde gidip yapmanı öneririm sana

Kullanıcı avatarı
kitten
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 699
Kayıt: 19 Haz 2006 00:00
Konum: İstanbul

türkiyede nükleer santral istiyormuyuz?

Mesaj gönderen kitten »

Ben gerek görmüyorum aslında böle konularla açıkçası ilgilenmem ama genede grek görmüyorum nükleer santrale..türkiye yeterince kirli olmya başladı artık her bakımdan :023

Kullanıcı avatarı
hi_fi_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 769
Kayıt: 08 Eki 2006 00:00

Mesaj gönderen hi_fi_girl »

yurdumuzdaki o kadar verimli rüzgar alanları neden kullanılmıyor diye sorarlar adama hem!

ters999
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 615
Kayıt: 01 Haz 2006 00:00
Konum: Adana

Mesaj gönderen ters999 »

çernobil'deki gibi bi faciayla sonuçlanmicaa gı garanti edilirse(ki bu mümkün degil) en ucuz enerj şeklidr nükleer enerji...ama rüzgar konusunda ark.a katılıyorum...rüzgardan enerji elde etmek içn çok uygun bi konumdayız we yararlanmıyoruz bilemicem...rüzgar warken nükleere ne gerek war?

Kullanıcı avatarı
lastgasp
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 450
Kayıt: 08 Ağu 2006 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lastgasp »

hi_fi_girl yazdı:yurdumuzdaki o kadar verimli rüzgar alanları neden kullanılmıyor diye sorarlar adama hem!
kullanılmadıgını nerden biliosun ? bizim orda kullanılıo mesela

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

lastgsp yazdı:
hi_fi_girl yazdı:yurdumuzdaki o kadar verimli rüzgar alanları neden kullanılmıyor diye sorarlar adama hem!
kullanılmadıgını nerden biliosun ? bizim orda kullanılıo mesela
yeterince kullanılmadıgı kesin...
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
Vampiria
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1061
Kayıt: 24 Şub 2006 01:00

Mesaj gönderen Vampiria »

Yapılması bı bakıma cok ıyı olur fakat ben yınede hukumete ve enerjı ıle ılgılı dıger yonetıcılere cok guvenmedıgım ıcın karsıyım .. en ufak bı sızıntıda ya da hatada ulkenın halını dusunemıyorum bıle..
Ben Kendi Kalbimin Vampiriyim Hiç Bitmeyen Kahkahaları Yüzünden Ayıplanan Gülmeyi Unutmuş Büyük Lanetlilerden Biri...

Kullanıcı avatarı
kindmonster
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1115
Kayıt: 14 Haz 2006 00:00
İletişim:

Mesaj gönderen kindmonster »

enerji açısından iyi ama biliyorsnuz.hemen yanlış adamlara ihale verilir peşkeş çekilir.sağlıksız yapılır.ikinci bir çernobil faciası bizde yaşanır.kaldırmaz bizim ülke bu olayı.yanlış anlamayın istemediğimden değil ama durumu biliyorsunuz.YURDUM İNSANI ile bu zor :(

Kullanıcı avatarı
ex
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 377
Kayıt: 23 Eyl 2004 00:00

Mesaj gönderen ex »

şu ama kadar sızıntı rastlanan santraller (çernobilde dahil) askeri amaçla kullanılıyorlardı...enerji amaçlı santraller şimdiye kadar herhangi bir krize yol açmadı........ha karşımıyım gereksiz olarak düşünüyorum ama öyle ölümcül falan değil bana göre...

Kullanıcı avatarı
murti
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 741
Kayıt: 18 Nis 2005 00:00
Konum: ist
İletişim:

Mesaj gönderen murti »

vaga_bond yazdı:nükleer santral falan istemiyorum ama ülkemizde incirlik üssünde iki adet atom bombası olduğunu biliymuydunuz?


oslun ne olcak ya içimizdemi patlıcak o bombalar hey allam ya :),bu arada ben nükleer santralin kurulmasına karşı deilim tabi bu işi düzenli ve çevreye duayarlı bi şekilde halletceklerse..
hayatın gizini vereceğim sana!!!


benle derdin varsa bana gel!!

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

...

Mesaj gönderen psagor »

evet diyen arkadaslardan zararsız olduğunu çevreye radyoaktif ışınları yaymadığını belirtir ve bizide kandırabilecek bilgileri önümüze sunarlarsa sevinirim.
yuoksa körü körüne savunmayalım arkadaşla. avrupa amerika uzak doğu kullanıyomus

e biz geç kalmışız.
siz biliyomusunuz götürüsünün getirisinden çok olduğunu gören devletler bir bir kapatma kararı aldılar.
ve global dünya türkiyeyi enerji üssü olarak görüyo.
avrupanın ve dünyanın elektriğini türkiye nükleerle karşılayacak.
hadi kolay gelsin

Kullanıcı avatarı
hi_fi_girl
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 769
Kayıt: 08 Eki 2006 00:00

Mesaj gönderen hi_fi_girl »

lastgsp yazdı:
hi_fi_girl yazdı:yurdumuzdaki o kadar verimli rüzgar alanları neden kullanılmıyor diye sorarlar adama hem!
kullanılmadıgını nerden biliosun ? bizim orda kullanılıo mesela
daha kullanılmayan nice alan var ki nükleer enerji üretimine gidilmek isteniyor! sadece kendi kapı önünüze bakmayın, açın ufkunuzu...

Kullanıcı avatarı
psagor
Üye
Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 05 Kas 2006 01:00

...

Mesaj gönderen psagor »

konyalılar sinopa yapmayın gelin konyaya yapın diye tutturmuş
valla ben enrji bakanı hilmi gülerin yalancısıyım :)

Cevapla