algılayamadın galiba olay ciddi bir olay..bu ülkenin geleceği,mehmetçiğin can güvenliği söz konusu.
+yazılarını bizim güzel dilimiz olan Türkçe ile yazsan da sende toplumdan dıslanmasan.
+1
ülke iç savaşa girerse ozaman dışlanmayı görürsün arkadaşım benim çünkü dtp liler meclise girer ve ileri geri konusurda mutlaka onlara müdahele edecek birileri çıkacaktır buda ülkeyi çatışmaya sürükler.
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
Türkiye seçim sürecine girince yabancı yatırım bankaları da 22 Temmuz'daki seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek senaryolar üzerine yatırımcılarına öngörülerde bulunuyor. Önceki gün açıklanan Merrill Lynchin anketinden sonra dün de dünyanın en önemli yatırım bankalarından JP Morgan Chase, Türkiyede yatırımları bulunan ya da yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcılara yönelik bir seçim raporu yayınladı. JP Morgan Chase'e göre AKP yine tek başına iktidar olacak, Meclise 3 parti girecek.
Türk mali piyasalarında önemli bir çoğunluğa sahip olan yabancı yatırımcılar, seçim dönemine girilmesiyle portföylerini yeniden gözden geçirmeye başladılar. Pek çok yatırım bankası, çeşitli anketler ve raporlar yayınlayarak müşterilerine Türkiye'deki seçim sonrası olası senaryoları aktarmaya başladı bile. Bunun son örneği dün açıklanan JP Morgan Chase'in raporu oldu. 22 Temmuz sonrası siyasetteki şekillenmenin değerlendirildiği rapoda şu yorumlar dikkat çekti:
- "AKP aleyhinde yapılan son gösteriler ve oluşan halk baskısı merkez sağ ve merkez solda seçim ittifakı ve çok uzun süredir beklenen birleşme hareketlerini hızlandırdı.
- "Bu nedenle seçim sonuçlarını tahmin etmek çok daha zorlaştı. Hâlâ AKPnin parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabileceği görüşünde olsak da üstünlüklerinin daha açık bir meydan okuma ile karşı karşıya olduğu da görülüyor.
-"Son dönemdeki gelişmeler AKPyi ne iyi ne de kötü etkileyecek. Yani değişim nötr olacak. Bir tarafta AKPye haksızlık yapıldığına yönelik algı, diğer tarafta ise AKPnin kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirememesi nedeniyle partinin zarar gören imajı var.
- "Kısacası AKPnin hâlâ yüzde 30 dolayında oy alabileceğini düşünüyoruz. Bu da 550 üyeli parlamentoda 280-300 sandalye alması anlamına geliyor.
- "Yani AKP parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabilecek. Ancak seçim öncesi dönem artık daha büyük önem kazandı. Bu durum, hükümet harcamalarında önümüzdeki birkaç ay için gevşemeler görülme olasılığını yükseltiyor.
-" İki merkez sol parti CHP ve DSP de ittifak kuruyor. Buna göre DSP seçimlere katılmayacak ve 20-50 arasında DSP adayı CHP listelerine girecek. Bu yeni ittifakın yüzde 15-17 dolayında oy almasını bekliyoruz." - "DP, Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemlerinde kurulan ve askeri darbe ile yıkılan merkez sağ partisinin adıydı. Bu nedenle DP adı özellikle yaşlı seçmenleri cezbedebilir. Son anketlere göre DYPnin destek oranı yüzde 12, ANAPınki ise yüzde 3 dolayında seyrediyor. Yani yeni kurulan partinin oy potansiyeli yüzde 15-17 arasında olacak.
- "Aşırı milliyetçi MHP, yeni politik ortamda en büyük kaybeden konumunda görülüyor. İttifaklar da gözönünde bulundurulursa, yüzde 10 barajının altında kalma tehlikeleri var.
whatsername yazdı:JP Morgan'ın seçim raporu: AKP yine iktidar olur
Türkiye seçim sürecine girince yabancı yatırım bankaları da 22 Temmuz'daki seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek senaryolar üzerine yatırımcılarına öngörülerde bulunuyor. Önceki gün açıklanan Merrill Lynchin anketinden sonra dün de dünyanın en önemli yatırım bankalarından JP Morgan Chase, Türkiyede yatırımları bulunan ya da yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcılara yönelik bir seçim raporu yayınladı. JP Morgan Chase'e göre AKP yine tek başına iktidar olacak, Meclise 3 parti girecek.
Türk mali piyasalarında önemli bir çoğunluğa sahip olan yabancı yatırımcılar, seçim dönemine girilmesiyle portföylerini yeniden gözden geçirmeye başladılar. Pek çok yatırım bankası, çeşitli anketler ve raporlar yayınlayarak müşterilerine Türkiye'deki seçim sonrası olası senaryoları aktarmaya başladı bile. Bunun son örneği dün açıklanan JP Morgan Chase'in raporu oldu. 22 Temmuz sonrası siyasetteki şekillenmenin değerlendirildiği rapoda şu yorumlar dikkat çekti:
- "AKP aleyhinde yapılan son gösteriler ve oluşan halk baskısı merkez sağ ve merkez solda seçim ittifakı ve çok uzun süredir beklenen birleşme hareketlerini hızlandırdı.
- "Bu nedenle seçim sonuçlarını tahmin etmek çok daha zorlaştı. Hâlâ AKPnin parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabileceği görüşünde olsak da üstünlüklerinin daha açık bir meydan okuma ile karşı karşıya olduğu da görülüyor.
-"Son dönemdeki gelişmeler AKPyi ne iyi ne de kötü etkileyecek. Yani değişim nötr olacak. Bir tarafta AKPye haksızlık yapıldığına yönelik algı, diğer tarafta ise AKPnin kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirememesi nedeniyle partinin zarar gören imajı var.
- "Kısacası AKPnin hâlâ yüzde 30 dolayında oy alabileceğini düşünüyoruz. Bu da 550 üyeli parlamentoda 280-300 sandalye alması anlamına geliyor.
- "Yani AKP parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabilecek. Ancak seçim öncesi dönem artık daha büyük önem kazandı. Bu durum, hükümet harcamalarında önümüzdeki birkaç ay için gevşemeler görülme olasılığını yükseltiyor.
-" İki merkez sol parti CHP ve DSP de ittifak kuruyor. Buna göre DSP seçimlere katılmayacak ve 20-50 arasında DSP adayı CHP listelerine girecek. Bu yeni ittifakın yüzde 15-17 dolayında oy almasını bekliyoruz." - "DP, Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemlerinde kurulan ve askeri darbe ile yıkılan merkez sağ partisinin adıydı. Bu nedenle DP adı özellikle yaşlı seçmenleri cezbedebilir. Son anketlere göre DYPnin destek oranı yüzde 12, ANAPınki ise yüzde 3 dolayında seyrediyor. Yani yeni kurulan partinin oy potansiyeli yüzde 15-17 arasında olacak.
- "Aşırı milliyetçi MHP, yeni politik ortamda en büyük kaybeden konumunda görülüyor. İttifaklar da gözönünde bulundurulursa, yüzde 10 barajının altında kalma tehlikeleri var.
Kaynak: Milliyet
bu tür anketlere kesinlikle itibar etmemek lazım. bunlar, sadece kararsız seçmenlerin (şu durumda hiçbir görüşü, duruşu, fikri olmayan insanları da anlamıyorum ya neyse) oylarını güçlü gösterdikleri partiye yönlendirmek için yapılıyor. internette hangi siteyi açsanız anket var ve hepsi de kendi duruşuna yakın bir partiyi önde gösteriyor.
iktidar partisinin son seçimlerde aldığı oyların tekrar eski sahiplerine döneceği açıktır. AKP barajı aşarsa şanslıdır bence.
whatsername yazdı:JP Morgan'ın seçim raporu: AKP yine iktidar olur
Türkiye seçim sürecine girince yabancı yatırım bankaları da 22 Temmuz'daki seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek senaryolar üzerine yatırımcılarına öngörülerde bulunuyor. Önceki gün açıklanan Merrill Lynchin anketinden sonra dün de dünyanın en önemli yatırım bankalarından JP Morgan Chase, Türkiyede yatırımları bulunan ya da yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcılara yönelik bir seçim raporu yayınladı. JP Morgan Chase'e göre AKP yine tek başına iktidar olacak, Meclise 3 parti girecek.
Türk mali piyasalarında önemli bir çoğunluğa sahip olan yabancı yatırımcılar, seçim dönemine girilmesiyle portföylerini yeniden gözden geçirmeye başladılar. Pek çok yatırım bankası, çeşitli anketler ve raporlar yayınlayarak müşterilerine Türkiye'deki seçim sonrası olası senaryoları aktarmaya başladı bile. Bunun son örneği dün açıklanan JP Morgan Chase'in raporu oldu. 22 Temmuz sonrası siyasetteki şekillenmenin değerlendirildiği rapoda şu yorumlar dikkat çekti:
- "AKP aleyhinde yapılan son gösteriler ve oluşan halk baskısı merkez sağ ve merkez solda seçim ittifakı ve çok uzun süredir beklenen birleşme hareketlerini hızlandırdı.
- "Bu nedenle seçim sonuçlarını tahmin etmek çok daha zorlaştı. Hâlâ AKPnin parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabileceği görüşünde olsak da üstünlüklerinin daha açık bir meydan okuma ile karşı karşıya olduğu da görülüyor.
-"Son dönemdeki gelişmeler AKPyi ne iyi ne de kötü etkileyecek. Yani değişim nötr olacak. Bir tarafta AKPye haksızlık yapıldığına yönelik algı, diğer tarafta ise AKPnin kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirememesi nedeniyle partinin zarar gören imajı var.
- "Kısacası AKPnin hâlâ yüzde 30 dolayında oy alabileceğini düşünüyoruz. Bu da 550 üyeli parlamentoda 280-300 sandalye alması anlamına geliyor.
- "Yani AKP parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabilecek. Ancak seçim öncesi dönem artık daha büyük önem kazandı. Bu durum, hükümet harcamalarında önümüzdeki birkaç ay için gevşemeler görülme olasılığını yükseltiyor.
-" İki merkez sol parti CHP ve DSP de ittifak kuruyor. Buna göre DSP seçimlere katılmayacak ve 20-50 arasında DSP adayı CHP listelerine girecek. Bu yeni ittifakın yüzde 15-17 dolayında oy almasını bekliyoruz." - "DP, Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemlerinde kurulan ve askeri darbe ile yıkılan merkez sağ partisinin adıydı. Bu nedenle DP adı özellikle yaşlı seçmenleri cezbedebilir. Son anketlere göre DYPnin destek oranı yüzde 12, ANAPınki ise yüzde 3 dolayında seyrediyor. Yani yeni kurulan partinin oy potansiyeli yüzde 15-17 arasında olacak.
- "Aşırı milliyetçi MHP, yeni politik ortamda en büyük kaybeden konumunda görülüyor. İttifaklar da gözönünde bulundurulursa, yüzde 10 barajının altında kalma tehlikeleri var.
Kaynak: Milliyet
bu tür anketlere kesinlikle itibar etmemek lazım. bunlar, sadece kararsız seçmenlerin (şu durumda hiçbir görüşü, duruşu, fikri olmayan insanları da anlamıyorum ya neyse) oylarını güçlü gösterdikleri partiye yönlendirmek için yapılıyor. internette hangi siteyi açsanız anket var ve hepsi de kendi duruşuna yakın bir partiyi önde gösteriyor.
iktidar partisinin son seçimlerde aldığı oyların tekrar eski sahiplerine döneceği açıktır. AKP barajı aşarsa şanslıdır bence.
AKP hatrı sayılır ölçüde oy kaybına uğrar ama barajı aşamayacağını sanmıyorum. Önceki seçimde barajı aşamayan partilerin oyları da AKP'ye kaymıştı bu nedenle AKP'nin oy oranı artmıştı. Bu seçimde öyle bir durum olmaz bence... Ama yine AKP iktidar olur gibi geliyor...
akp nin dogu oyları bölünecek çünkü geçen seçimde hadepe vermiyenler bu seçimde dtp yada bagımsız girip içerde dtp çatısını olusturacak kisilere verecekler buda oy kaybı demektir ama bu % 4 gibi olacak tahminnen
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
bu başlık içindeki konularla birlikte güncel gündemi takip eden bir site istersen anketleri bir incele öyleki convers ile ilgili bir anket bile var seçim le ilgili olmus çok deil
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
issirganotununissirmiyani yazdı:bu arada seçime yaklasırken bizim neden akketimiz yok site yönetimine bir istek
Su kaçırmayalım lutfen sonuçta burası rock müzik sitesi.
altı üstü 25 msj yazmışsın siteye.yaptığın yoruma bak.
bir kere forumun ismi gündem.ayrıca sitemiz forum açısından çok geniş.her türlü aktivite ve paylaşım-tartışma ortamı mevcut.Seçim anketine su kaçırmayalım derken yaptığın bu gaf ile asıl kendin eşşeğin bir yerine su kaçırmış oldun haberin olsun.
ayrıca kardeşim ISSIRGANOTUNUNISSIRMAYANI na laf söyletmem hiçbir zaman.
Örgütten defalarca kaçma girişiminde bulunan, sonunda İran tarafından yakalanıp Türkiye'ye teslim edilen Arif Kaçım adlı PKK'lı müthiş itiraflarda bulundu.
Arif Kaçım, 18 kardeşin 11incisi olarak dünyaya geldi. 2005 yılında ağabeyi Müslüm ile birlikte PKKya katıldı. Örgütten iki kez kaçma girişiminde bulundu, ama yakalandı. Üçüncü kaçışında İrana gitti. 10 ay cezaevinde yattıktan sonra Türkiyeye teslim edildi. Arif, yaşadıklarını, PKKnın Kandil üssündeki son durumu ve ibretlik öyküsünü tüm ayrıntılarıyla anlattı
Abdullahdan olma, Hanımdan doğma Şanlıurfa-Suruçlu Arif Kaçım, 18 kardeşin 11incisi olarak 1989da dünyaya geldi. Sevdiği kızdan yüz bulamayınca, para sıkıntısı da çekince, hele bir de ağabeyi Müslümün dağa gideceğini öğrenince, o da heveslendi, PKKnın dağ kadrosuna katılmaya.
Dağa gidişleri, SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) Suruç İlçe Başkanlığında çaycılık yapan Tuncay ayarlıyordu. Ağabeyine, Ben de geleceğim, götürmezseniz PKKya gideceğini babama söylerim dedi. Müslüm, konuşmayı kimsenin duyup duymadığını anlamak için sağa-sola baktı.
ARİF OLAN ADIM DOĞAN OLDU
Suruçtan ayrılalı yıllar olmuştu. İranda yakalanıp Hakkârinin Yüksekova İlçesinde Türk yetkililere teslim edildiğinde, örgüte nasıl katıldığı aklına geldi. Az sonra, sorgucunun da benzer bir soru yönelteceğini tahmin ediyordu. Sorgucu, ilk detaylı soruları yönelttiğinde; o gün, ders kitaplarını eve bırakışı, üzerindeki elbiseleri çıkarıp eskilerini giyişi gözünün önüne geldi. Gözlerini tavana dikti ve o günü anlatmaya başladı:
29 Mart 2005 günü okul çıkışında, işyerimiz olan kasap dükkânına gittim. Biraz sonra, bizi dağa götürecek olan Tuncay telefonla aradı, Şanlıurfa Otogarına gelin dedi. Ağabeyim, Oğlum, bak gelme dediyse de ben diretince, Eve git, üzerini değiş gel, hemen çıkalım dedi. Üzerimdeki elbiseler yeni sayılırdı. Kardeşlerim giysin diye eski elbiselerimle değiştirdim. Dükkâna, küçük kardeşim Abdullahı bırakarak Suruç Otogarına gittik. Cep telefonlarımızı da yanımıza aldık. Buradan otobüsle Şanlıurfa Otogarına geldik. Bizi Tuncay karşıladı.
O gece, Tuncayın bir akrabasının evinde kaldılar. Arifin içinde bir pişmanlık belirmişti; Ağabeyim kızar diye bir şey de söyleyemiyordu. Evden ayrılırken, annesi nereye gittiğini bilmiyordu, gözleri yağmur bulutu gibiydi. Elinin tersiyle gözlerini sildi, anlatmaya devam etti:
30 Mart 2005 gecesi, terminalde Şırnak otobüsüne bindik. Silopiyi geçtikten sonra, adını bilmediğim bir yerde inerek, Irak istikametinde 1-2 km yürüdükten sonra, üç kişilik terör örgütü grubuyla karşılaştık. Bu örgüt mensuplarıyla, Tuncay daha önce telefonla görüşerek anlaşmış. Ben bu arada üzerimdeki cep telefonu ile gizlice aileme mesaj attım; ağabeyim Müslüm ile birlikte örgüte katılmak üzere olduğumuzu, pişman olmamıza rağmen geri dönemediğimizi, bize yardım etmelerini yazdım. Bana, karakollara haber verdiklerini belirten mesajlar gönderdiler. Örgüt mensuplarının elinden kurtulamadık. Bizi, o bölgenin sorumlusu olduğunu söyledikleri Ferman kod adlı örgüt mensubuna götürdüler. Yaklaşık 4-5 saat sonra söz konusu yere geldik. Üzerimizde bulunan cep telefonu, kimlik, fotoğraflar ve paraları aldılar. Bana Doğan, ağabeyime Şehmuz kod adını verdiler.
Örgüt, ağabey-kardeşi de ayırmıştı. Kamp yerleri de sık sık değiştiriliyordu. Bir seferinde, nöbet yerindeyken, bir terörist Buradan 8-9 saat yürüyüşle Türkiyeye gidilir dediğinde heyecanlandı. Arif Kaçım, ilk kaçış denemesini şöyle anlatıyor:
2005 Nisan ayı ortalarında, altı kişi ile birlikte, akşam yemek saatinde kaçmaya karar verdik. Bize daha önceden söylenilen istikamet ile Türkiyeye doğru kaçabileceğimizi düşünüyorduk. Zaten kampın bulunduğu yerdeki Abdilkofil Dağının zirvesine çıkıldığında, Türkiye sınırı görünüyordu. Ancak bulunduğumuz yerle Türkiye sınırı arasında yaklaşık 9-10 saat yürüyüş mesafesinde bir ova bulunuyordu. Altı kişi kamptan gizlice kaçarak dağa doğru yürümeye başladık. Bir süre sonra hepimizi yakaladılar. Bizim ellerimizi bağlayarak ait olduğumuz kampa geri getirdiler. 5-6 gün ellerimiz bağlı kaldık. Sonra tekrar serbest bıraktılar. 2005 Haziran ayı sonunda eğitimler bitince, herkese PKK/KONGRA-GEL terör örgütü üyesi olduğumuza dair kimlik verdiler. Eğitim devresi bittiği için bir eğlence düzenlediler. Sonra da görev alanlarımıza dağıttılar.
TABUR HUZURUNDA MAHKEME
Doğan kod adlı Arif, ilk denemesinde yakalanmıştı; ama kaçma düşüncesinden vazgeçmemişti. 2005 Ekim ayında hemşerisi olan Şervan kod adlı teröristle konuşurken, onun da niyetinin kaçmak olduğunu anladı.
Saat 01:00-02:00 nöbetindeydiler. Bulundukları kampla, Duhok kenti arasında Ş. Ahmet Kampı vardı. Arif o geceyi şöyle anlatıyor: Kamptan, silah teçhizatımızı bırakarak kaçtık. Kadın nöbetçi, kaçtığımızı yaklaşık iki saat sonra anlamış. Hemen telsiz ile Ş. Ahmet Kampına haber vermişler. Bizi yakalayıp, Ş. Faik Kampına götürdüler. Ellerimizi bağlayarak sabaha kadar beklettiler. Sabah, taburun huzurunda mahkemeye çıkardılar. Mahkeme sonucunda bir daha kaçmamak şartıyla bizi serbest bıraktılar. Durum böyle olunca, onların güvenlerini kazanmak amacıyla daha çok çalışarak gözlerine girmeyi denedim ve başardım. Beni her türlü göreve göndermeye başladılar. Bu görevler genellikle lojistik oluyordu.
Örgüte katılalı bir yılı geçmişti. Ancak kaçma fikrinden hiç vazgeçmemişti. Ağabeyi Müslümün de örgütten kaçtığını öğrendi. Bu durum, onu cesaretlendiriyordu.
İranlı Aram kod adlı terörist de kaçmak istiyordu. Aramla birlikte karargâhtan lojistik malzemeleri getirmekle görevlendirilmişlerdi. Görev için saat 04:00 civarında uyandırıldılar. Hava aydınlanmamıştı. Yanlarına aldıkları üç katırla birlikte Kandil karargâhına doğru yola çıktılar. Kamptan 10-15 dakika uzaklaştıktan sonra yönlerini değiştirip, İran tarafına yöneldiler. Bazı yerlerde koşuyor, bazı yerlerde sine sine, ürke ürke yürüyorlardı: 1 Haziran 2006 günü sabaha karşı İran tarafındaki Behdinan Köyüne yakın bir yerde koyunlarını otlatan bir aileye ait çadıra denk geldik. Ailenin reisiyle görüştük, kendisinden giyebileceğimiz birer tane pantolon, biraz da harçlık aldık. Aynı gün saat 10:00 sıralarında Piran şehrine girdik. Ben arkadaşıma, teslim olmamız gerektiğini söyledim. Arkadaşım, kendisinin Salmaslı olduğunu, oraya giderlerse kendilerine akrabalarının yardımcı olacağını söyledi. Saat 16:00 civarında Salmas Çarşı Karakoluna gidip durumumuzu anlattık. Bizi nezarete koydular. Sabah İran istihbaratçılarına teslim ettiler. Üç gün bizi sorguladılar, işkence yaptılar. Bileklerimize vurdukları kelepçelerin izleri, aradan 10 ay geçmesine rağmen hâlâ silinmiş değil.
PKK'DA FÜZE VAR"
Suruçlu Arif, örgütte çok şeylere tanık oldu. O yüzden sorgucuların sorularını cevaplandırıyordu. İşte Arifin cevaplarından bazıları:
Telsiz kodları: Örgütte devamlı aynı telsiz kodu bulunmuyor. Telsiz kodları, öldürülen teröristlerin isimlerinden oluşuyor. Ayda bir, şifresi ve adı değiştiriliyor. Bu kodlar üst düzey örgüt mensupları tarafından kullanılıyor. Ayrıca, Türk Ordusunun kullandığı telsizleri de dinleyebiliyorlar. Bunun yanı sıra, milisler aracılığıyla askeri birliklerin hareketleri hakkında bilgi sahibi oluyorlar.
Kullanılan silahlar: Taburlarında füzeler bulunuyor. Örgütte genel olarak Doçka, Kannas, Bixi, roketatar, M-16, G-3, Kalaşnikof piyade tüfeği ile tabancalar ve bunların mühimmatları bulunuyor. Patlayıcı olarak da C4, TNT ve korteks tipi maddeler mevcut.
Barzaniden destek: Örgüt, Rusyadan silah ve mühimmat, Barzani tarafından ise lojistik destek alıyor. Hafif yaralı teröristleri kendi içerisinde oluşturduğu revirlerde tedavi ettiriyor, ağır yaralılarını ise Duhok, Ranya ve Süleymaniyedeki anlaşma yaptıkları hastanelere gönderiyorlar.
ABDliler geliyor: Irak bölgesindeki Hakurk Kampının sorumlusu Reşit. Orada 500 civarında örgüt mensubu bulunuyor. Kandil Kampının sorumlusu Amed. Orada da 350-400 örgüt mensubu bulunuyor. Murat Karayılan, Cemil Bayık isimli örgüt mensupları Barzani ve Amerikadan gelen şahıslarla görüşüyorlardı. Bu görüşmenin detaylar gizli tutuluyordu.
Kampa aileler de geliyor: Iraktaki kamplara gelip çocukları ile görüşen aileler vardı. Görüşmeye, örgüt mensubunun hal ve hareketlerini değerlendirdikten sonra karar veriyorlar. Örgüt mensupları istedikleri zaman aileleri ile irtibat kuramazlar. Örgüt içinde faaliyet gösteren her 100 kişiden 50sinin Türkiyeye dönmek istediğini biliyorum.
Arif Kaçım, örgütteki adıyla Doğan artık Türkiyede. Yetkililer, bu kişinin yakında serbest kalabileceğini de belirtiyorlar.
HEM ASKERİ HEM SİYASİ EĞİTİM
PKKnın önemli merkezlerinden Kandildeki günlük yaşamı anlatan Doğan kod adlı Arif Kaçım, kampta kaldığı süre içinde askeri ve siyasi eğitimler gördüklerini belirtti, günlük işleyişi şöyle anlattı:
- Sabah kalkış: 06:00
- Kahvaltı: 07:30
- Askeri eğitim: 08:00den 11:00e kadar
- İstirahat ve yemek: 11:00 - 13:00 arası
- Siyasi eğitim: 13:00ten 17:00ye kadar
- Serbest saat: 17:00den 21:00e kadar
- Yatış: 21:00de yatış ve nöbet faaliyeti
Kandilin girişinde ve çıkışında birer saat arayla nöbet tutuluyor. Kampta değişik silahlar bulunuyor. Ayrıca örgüt mensuplarının barınması için taştan yapılmış beş adet bina, bir adet yemekhane ve derslik olarak kullanılan yer bulunuyor
kindmonster yazdı:Sevdiği kızdan yüz bulamayınca, para sıkıntısı da çekince, hele bir de ağabeyi Müslümün dağa gideceğini öğrenince, o da heveslendi, PKKnın dağ kadrosuna katılmaya.
Bu kadar basit mi? Köyden indim şehire misali, "e hadi ben de bir bakayım şu PKK'ya, çok canım çekti, heveslendim birden" deyip terörist mi olmuş? Bu mudur yani?
issirganotununissirmiyani yazdı:DTP, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'e millet vekilli adaıylıgı teklif etmiş düşündürücü biraz
bu şerefsizlerin işi gücü reklam ve ortalığı karıştırmak.Bu ara sonırda operasyon var diye iyice aptallaştılar.Meclise girme hayalleri boş.Bunların alayının ...... (ANLADINIZ SİZ ONU)
Türk askeri ırak sınırına yığınak yapıyor.ağır makineli silahlar ve tanklarla adeta barzani'ye:''akıllı ol aklını alırız!''deniyor
ayrıca meclis tatile çıktığı zaman tüm yetki cumhurbaskanı'nda olacağından bu yığınağın bir operasyon göstergesi olduğuda düsünülebilir.
sezer gibi biride doğru kararı bulacaktır umuyorum.
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...
SEZER ve BÜYÜKANIT ikilisi ilgisiz meclise,bize karışan abd'ye ve dtp ile işbirliğinde olan kuzey ıraklı şerefsizlere karşı gerekeni yapacaktır.Sınır ötesi operasyon gerçeklessin odama bu ikilinin resmini asarım orası kesin.
Tay-yeap+ ABDullah ikilisi ve yandaşları sırf ilgisizlikleri yüznden TSK'dan muhtıra yediler.Bunlara az bile.
YÜRÜ MEHMETÇİK DÜŞMANA KARŞI!!!!!!
whatsername yazdı:Abdullah Gül adaylıktan resmen çekilmiş. Sezer'in görev süresi uzadı...
ABDullah efendi Tay-yeap yüzünden rezil oldu,kayseri pastırması oldu.
SEZER delikanlı adam herkese inat kendi süresini kendi uzattı.Ona dil uzatanlar bu adamın ayağı altında ezilsin.