Gündem
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
- whatsername
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 28 Oca 2006 01:00
Ağar'ın kendi çıkarlarından taviz vermeyeceği açıkça görülüyordu zaten. Erkan Mumcu tecrübesiz bir siyasetçi. Bu yüzden bunların yaşanması olasıydı. İleriye dönük düşünmüyor Erkan Mumcu. Ağar da uyanık davrandı diyebiliriz. Birleşme olmalıydı. Yazık oldu...houseofholy yazdı:zaten Erkan Mumcu nun davranışları köklü ANAPçıları memnun etmiyordu. Erdoğanın Özal'la yakın ilişkisi yüzünden ANAPın meclis oturumuna katılmayıp Gül'ün cumhurbaşkanı olamaması rahatsızlık yarattı. hatta Ahmet Özal babamın kemikleri sızladı dedi.Mumcunun ve Ağarın tek şansı birleşmekti, bu şekilde ikisi de barajı geçemez, oylar AKP ye kayar. Ancak olayın sorumlusu bence Ağar dır. Mumcu epey özverili davranmış görünüyordu Ağar ın da biraz daha gayret etmesi gerekliydi. hem sağda hem solda bütünleşme gerekli.whatsername yazdı:Beni nedense hiç şaşırtmayan, "sağda birleşememe" oldu sonunda. Erkan Mumcu seçim listelerinde bekledikleri yeri alamama gerekçesiyle ANAP'ı fesh etmekten ve DP ile birleşmekten vazgeçti...
Bu durum kime yaradı? Görünürde CHP'ye. Bu durumdan hoşlanmayan ANAP'ın ağır topları, CHP'ye geçti, bazılarıysa görüşme aşamasında. Ama bence bu durum asıl AKP'ye yaradı. Bu sefer de oyunu DP'ye verme düşüncesi içinde olanlar, "bu ne tutarsızlık" deyip AKP'ye kayacak. Öte yandan AKP'nin eline büyük bir koz geçmiş oldu. Başbakanımız "işte gördünüz, o kadar söylediler, yine birleşemediler" vb gibi demeçlerde bulunur, yakındır. İyi mi oldu kötü mü oldu bilinmez ama bu durumun çoğu seçmenin kafasında soru işaretleri bırakacağı kesin.
Lasciate mi cantare
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
bence de çok yazık oldu. siyasetçilerimiz kişisel çıkarlar peşinde koşmamayı ne zaman öğrenecek acaba. politika açısından birbirinden hiçbir farkı olmayan bir sürü partinin ne gereği var? 50 kadar siyasi partimiz var ama meclise giren sadece 5 parti, ne gereği varki. ayrıca bu partilerin doğru düzgün tüzüğü, politikası bile yok. mesela, bundan önceki seçimlerde sadece 2 partinin gerçek anlamda tarım politikası vardı. bir tarım ülkesindeyiz ve partilerin tarım politikası yok, ilginç değil mi?whatsername yazdı:Ağar'ın kendi çıkarlarından taviz vermeyeceği açıkça görülüyordu zaten. Erkan Mumcu tecrübesiz bir siyasetçi. Bu yüzden bunların yaşanması olasıydı. İleriye dönük düşünmüyor Erkan Mumcu. Ağar da uyanık davrandı diyebiliriz. Birleşme olmalıydı. Yazık oldu...houseofholy yazdı:zaten Erkan Mumcu nun davranışları köklü ANAPçıları memnun etmiyordu. Erdoğanın Özal'la yakın ilişkisi yüzünden ANAPın meclis oturumuna katılmayıp Gül'ün cumhurbaşkanı olamaması rahatsızlık yarattı. hatta Ahmet Özal babamın kemikleri sızladı dedi.Mumcunun ve Ağarın tek şansı birleşmekti, bu şekilde ikisi de barajı geçemez, oylar AKP ye kayar. Ancak olayın sorumlusu bence Ağar dır. Mumcu epey özverili davranmış görünüyordu Ağar ın da biraz daha gayret etmesi gerekliydi. hem sağda hem solda bütünleşme gerekli.whatsername yazdı:Beni nedense hiç şaşırtmayan, "sağda birleşememe" oldu sonunda. Erkan Mumcu seçim listelerinde bekledikleri yeri alamama gerekçesiyle ANAP'ı fesh etmekten ve DP ile birleşmekten vazgeçti...
Bu durum kime yaradı? Görünürde CHP'ye. Bu durumdan hoşlanmayan ANAP'ın ağır topları, CHP'ye geçti, bazılarıysa görüşme aşamasında. Ama bence bu durum asıl AKP'ye yaradı. Bu sefer de oyunu DP'ye verme düşüncesi içinde olanlar, "bu ne tutarsızlık" deyip AKP'ye kayacak. Öte yandan AKP'nin eline büyük bir koz geçmiş oldu. Başbakanımız "işte gördünüz, o kadar söylediler, yine birleşemediler" vb gibi demeçlerde bulunur, yakındır. İyi mi oldu kötü mü oldu bilinmez ama bu durumun çoğu seçmenin kafasında soru işaretleri bırakacağı kesin.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
- issirganotununissirmiyani
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1106
- Kayıt: 01 Haz 2005 00:00
- Konum: nereye
"Ülkemizde laikçi kesimin Başörtüsü üzerinden sürdürdüğü İslama ve değerlerine karşı seviyesiz ve karanlık saldırıları şimdilerde namazı da hedef almaktadır.
Son günlerde namaz kılmayı neredeyse devletin manevi şahsiyetine, laik düzene saldırıymış gibi gösterme çabası içinde olan yayın ve söylemlerle karşı karşıyayız. Bu tutum ve söylem toplumsal barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü zehirliyor. Bunu yapanlar adeta intihar bombacısı gibi hareket ediyorlar: Toplumun dinamiklerini, hücrelerini yok ediyorlar.
Demokratik, Laik, Sosyal, Hukuk Devletinde namaz kılmak suç mu? Veli, inanç ve kültürel değerlerini kendi çocuğuna aktaramayacaksa, çocuk aileye ait değildir; öyle ise çocuklarımız kimin? Çocuk çiftlikleri kurup kolhozlar oluşturulmak isteniyorsa bu Sovyet Rusyada bile uygulanmadı; insanlık dışı olarak değerlendirildi. Din ve vicdan hürriyetinin bu kadar açıktan, aleni ayaklar altına alınması, hukuk devletiyle bağdaşmamakta, kamu vicdanını da derinden yaralamaktadır.
Namaz kılmanın, dindarlığın suç gibi gösterilmesini toplumsal barışı bozmaya yönelik çok ciddi girişim olarak değerlendiriyoruz.
Anayasada ifade edilen: din ve vicdan hürriyeti, oraya laf olsun, torba dolsun diye yazılmamıştır. İnançların yaşanması için ortamlar hazırlamak, devletin en başta gelen görevidir; boynunun borcudur.
İnançsız toplumların, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güç olamadıklarını, hiçbir varlık gösteremediklerini gördük. Buna en açık örnek: Hiçbir dış saldırıya uğramadan, kendiliğinden yıkılıp giden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğidir. Maonun Kızıl Çininde bile inançlara bu denli saygısızlık yapılmıyor.
Toplumun, inançlarından, değerlerinden uzaklaştırılmasıyla amaçlanan ne, bunun topluma, insanlığa ne faydası olacak? Yoksa yok edilen değerlerin yerine başka değerler, inançlar mı yerleştirilecek? Bu tür yayın ve faaliyetler, bu toplumun din değiştirmesine yönelik faaliyetlerin bir uzantısı mıdır? Daha açık bir ifadeyle namazdan ( İslamdan) uzaklaştırılan topluma hangi inanç(lar) din diye sunulacak, yutturulmaya çalışılacak? Böyle bir planın yansımalarına mı şahit olmaktayız?
DANİMARKA!LILAŞANLAR! DANİMARKAYA GİDİN!
Namazı tehlike olarak görmek: Bayraktaki hilali tehlike olarak görmektir; İstiklal Marşını tehlike olarak görmektir.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal diyen bu toplum, Hakka tapmayıp da neye tapacak?
İstiklal Marşını yazan irade; Türkiye Cumhuriyetini kuran iradedir. Bunun kaynağı da namazdır, İslamdır. Bu değerleri yok saymak mandacılıktır, işgal artığı bir güruhun anlayışının dışavurumudur.
Biz, çocuklarımızın inanç ve değerlerimizi uygulamalı olarak yaşamalarını istiyoruz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin mecburi ders olmaktan çıkarılıp yerine seçmeli Uygulamalı Din Dersinin konulmasını, Kuran, Hadis ve fıkıh bilgileriyle destekleyen bir din eğitimi ve öğretimi istiyoruz. Herkes inancını yaşasın istiyoruz; Sizin dininiz size, benim dinim banadır ilkesini savunuyoruz.
Çocuklarımızın, daha temiz, daha güzel, insan onuruna yakışır ortamlarda inançlarının gereği olan ibadetlerini yapmalarını istiyoruz. Mescitlerin izbe köşeler değil, özenle seçilmiş, aydınlık mekânlar olmasını istiyoruz. Sadece öğrenciler değil namaz kılmak isteyen öğretmenlerinde bu ihtiyaçlarına cevap verecek bir nitelikte mescitlerin tüm okullarda açılması elzemdir.
Öğretmen-Sen olarak; inançlarını yaşamaya çalışan çocuklarımızın, bir suçlu gibi gösterilmesini, takip edilmesini kınıyoruz.
Toplumun inançlarını, linç kampanyasına dönüştürmek isteyen bu söylem ve faaliyetler, sağduyu ve hukuk sayesinde, velilerin, eğitim çalışanlarının ve kamuoyunun destekleriyle asla başarıya ulaşamayacak.
GENÇ RUHLARDA OLUŞTURULMAK İSTENEN FIRTINALARA karşı, gençliğimizi, geleceğimizi İslami değerlerimizle korumaya devam edeceğiz. Bağcılar Lisesi öğrencilerinin namaz kılmakla kötü bir şey yapmadıklarını işgal artıklarına haykırıyoruz.
Bu haklı ve onurlu davalarında, öğrencilerimizin, velilerimizin ve eğitim çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, olmaya da devam edeceğimizi ilan ediyoruz. Din özgürlük ve demokrasi karşıtı darbeci kimi sendikalar da ortamı fırsat bilip İHL düşmanlıklarını çürümüş beyinleri ve kokuşup kararmış kalplerinde ne kadar hastalık varsa kusarak ortaya döküyorlar.
Suç işleme oranları tüm sosyal gruplar içinde en düşük olarak göze çarpan İHLlilerdir. Diğer ortaöğretim kurumları ile İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında suç işleme oranı yok denecek kadar düşüktür.
İHL öğrencileri, aldıkları İslami terbiye sebebiyle hayata pozitif bakıyorlar. Ruhsal yapıları sağlıklı olmakla birlikte toplumda dayanışma için mücadele veriyor.
İHL mezunları ve öğrencileri toplumda yüz kızartıcı hırsızlık vb. olaylara karışmamakla birlikte, devlette ve iş hayatında önemli yönetici konumunda bulunan İHL kökenlilerin hortumlarla birlikte yolsuzluklarda adı geçmiyor. Önemli yerlerde görev yapan İmam Hatip kökenliler haksızlıklara yer vermiyor.
Toplumda büyük bir sorun haline gelen alkol ve uyuşturucu kullanımı İHLleli öğrencilerde rastlanmıyor. Son günlerde cinsel sapkınlıkların ortaöğretime kadar sıçramasına rağmen İHLlelerde şimdiye kadar buna rastlanmamıştır.
Öğretmen ve öğrenci ilişkisi sevgi ve saygıya dayanmakla beraber diğer okullarda meydana gelen çatışmalara rastlanmıyor.
Her geçen gün kültürel yozlaşma ile boğuşan gençlerimiz yeteri seviyede ilim ile donatıldığından boşluğa düşmemekle birlikte, aile yapıları da son derece kuvvetli oluyor.
Görmeyen gözlere, işitmeyen kulaklara, hissetmeyen kalplere bu gerçekler bir şeyler ifade etmez elbette. Bizim herkese; çağrımız bu ülkede birlikte yaşayacağız, gelin insani değerleri kuşanın ve sizin dininiz size, bizim dinimiz bize ilkesiyle kimse kimseye bir yaşam formu dayatmadan barış ve özgürlük içinde yaşayalım. İslamdan ve inananlarından ancak merhamet, iyilik ve hoşgörü görürsünüz.
Yusuf TANRIVERDİ
ÖĞRETMEN-SEN GENEL BAŞKANI"
Son günlerde namaz kılmayı neredeyse devletin manevi şahsiyetine, laik düzene saldırıymış gibi gösterme çabası içinde olan yayın ve söylemlerle karşı karşıyayız. Bu tutum ve söylem toplumsal barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü zehirliyor. Bunu yapanlar adeta intihar bombacısı gibi hareket ediyorlar: Toplumun dinamiklerini, hücrelerini yok ediyorlar.
Demokratik, Laik, Sosyal, Hukuk Devletinde namaz kılmak suç mu? Veli, inanç ve kültürel değerlerini kendi çocuğuna aktaramayacaksa, çocuk aileye ait değildir; öyle ise çocuklarımız kimin? Çocuk çiftlikleri kurup kolhozlar oluşturulmak isteniyorsa bu Sovyet Rusyada bile uygulanmadı; insanlık dışı olarak değerlendirildi. Din ve vicdan hürriyetinin bu kadar açıktan, aleni ayaklar altına alınması, hukuk devletiyle bağdaşmamakta, kamu vicdanını da derinden yaralamaktadır.
Namaz kılmanın, dindarlığın suç gibi gösterilmesini toplumsal barışı bozmaya yönelik çok ciddi girişim olarak değerlendiriyoruz.
Anayasada ifade edilen: din ve vicdan hürriyeti, oraya laf olsun, torba dolsun diye yazılmamıştır. İnançların yaşanması için ortamlar hazırlamak, devletin en başta gelen görevidir; boynunun borcudur.
İnançsız toplumların, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güç olamadıklarını, hiçbir varlık gösteremediklerini gördük. Buna en açık örnek: Hiçbir dış saldırıya uğramadan, kendiliğinden yıkılıp giden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğidir. Maonun Kızıl Çininde bile inançlara bu denli saygısızlık yapılmıyor.
Toplumun, inançlarından, değerlerinden uzaklaştırılmasıyla amaçlanan ne, bunun topluma, insanlığa ne faydası olacak? Yoksa yok edilen değerlerin yerine başka değerler, inançlar mı yerleştirilecek? Bu tür yayın ve faaliyetler, bu toplumun din değiştirmesine yönelik faaliyetlerin bir uzantısı mıdır? Daha açık bir ifadeyle namazdan ( İslamdan) uzaklaştırılan topluma hangi inanç(lar) din diye sunulacak, yutturulmaya çalışılacak? Böyle bir planın yansımalarına mı şahit olmaktayız?
DANİMARKA!LILAŞANLAR! DANİMARKAYA GİDİN!
Namazı tehlike olarak görmek: Bayraktaki hilali tehlike olarak görmektir; İstiklal Marşını tehlike olarak görmektir.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal diyen bu toplum, Hakka tapmayıp da neye tapacak?
İstiklal Marşını yazan irade; Türkiye Cumhuriyetini kuran iradedir. Bunun kaynağı da namazdır, İslamdır. Bu değerleri yok saymak mandacılıktır, işgal artığı bir güruhun anlayışının dışavurumudur.
Biz, çocuklarımızın inanç ve değerlerimizi uygulamalı olarak yaşamalarını istiyoruz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin mecburi ders olmaktan çıkarılıp yerine seçmeli Uygulamalı Din Dersinin konulmasını, Kuran, Hadis ve fıkıh bilgileriyle destekleyen bir din eğitimi ve öğretimi istiyoruz. Herkes inancını yaşasın istiyoruz; Sizin dininiz size, benim dinim banadır ilkesini savunuyoruz.
Çocuklarımızın, daha temiz, daha güzel, insan onuruna yakışır ortamlarda inançlarının gereği olan ibadetlerini yapmalarını istiyoruz. Mescitlerin izbe köşeler değil, özenle seçilmiş, aydınlık mekânlar olmasını istiyoruz. Sadece öğrenciler değil namaz kılmak isteyen öğretmenlerinde bu ihtiyaçlarına cevap verecek bir nitelikte mescitlerin tüm okullarda açılması elzemdir.
Öğretmen-Sen olarak; inançlarını yaşamaya çalışan çocuklarımızın, bir suçlu gibi gösterilmesini, takip edilmesini kınıyoruz.
Toplumun inançlarını, linç kampanyasına dönüştürmek isteyen bu söylem ve faaliyetler, sağduyu ve hukuk sayesinde, velilerin, eğitim çalışanlarının ve kamuoyunun destekleriyle asla başarıya ulaşamayacak.
GENÇ RUHLARDA OLUŞTURULMAK İSTENEN FIRTINALARA karşı, gençliğimizi, geleceğimizi İslami değerlerimizle korumaya devam edeceğiz. Bağcılar Lisesi öğrencilerinin namaz kılmakla kötü bir şey yapmadıklarını işgal artıklarına haykırıyoruz.
Bu haklı ve onurlu davalarında, öğrencilerimizin, velilerimizin ve eğitim çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, olmaya da devam edeceğimizi ilan ediyoruz. Din özgürlük ve demokrasi karşıtı darbeci kimi sendikalar da ortamı fırsat bilip İHL düşmanlıklarını çürümüş beyinleri ve kokuşup kararmış kalplerinde ne kadar hastalık varsa kusarak ortaya döküyorlar.
Suç işleme oranları tüm sosyal gruplar içinde en düşük olarak göze çarpan İHLlilerdir. Diğer ortaöğretim kurumları ile İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında suç işleme oranı yok denecek kadar düşüktür.
İHL öğrencileri, aldıkları İslami terbiye sebebiyle hayata pozitif bakıyorlar. Ruhsal yapıları sağlıklı olmakla birlikte toplumda dayanışma için mücadele veriyor.
İHL mezunları ve öğrencileri toplumda yüz kızartıcı hırsızlık vb. olaylara karışmamakla birlikte, devlette ve iş hayatında önemli yönetici konumunda bulunan İHL kökenlilerin hortumlarla birlikte yolsuzluklarda adı geçmiyor. Önemli yerlerde görev yapan İmam Hatip kökenliler haksızlıklara yer vermiyor.
Toplumda büyük bir sorun haline gelen alkol ve uyuşturucu kullanımı İHLleli öğrencilerde rastlanmıyor. Son günlerde cinsel sapkınlıkların ortaöğretime kadar sıçramasına rağmen İHLlelerde şimdiye kadar buna rastlanmamıştır.
Öğretmen ve öğrenci ilişkisi sevgi ve saygıya dayanmakla beraber diğer okullarda meydana gelen çatışmalara rastlanmıyor.
Her geçen gün kültürel yozlaşma ile boğuşan gençlerimiz yeteri seviyede ilim ile donatıldığından boşluğa düşmemekle birlikte, aile yapıları da son derece kuvvetli oluyor.
Görmeyen gözlere, işitmeyen kulaklara, hissetmeyen kalplere bu gerçekler bir şeyler ifade etmez elbette. Bizim herkese; çağrımız bu ülkede birlikte yaşayacağız, gelin insani değerleri kuşanın ve sizin dininiz size, bizim dinimiz bize ilkesiyle kimse kimseye bir yaşam formu dayatmadan barış ve özgürlük içinde yaşayalım. İslamdan ve inananlarından ancak merhamet, iyilik ve hoşgörü görürsünüz.
Yusuf TANRIVERDİ
ÖĞRETMEN-SEN GENEL BAŞKANI"
Kim,O Kim Deme...Benim,Ben...Öyle Bir Ben ki, Baştan Sona Sen...!
- issirganotununissirmiyani
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1106
- Kayıt: 01 Haz 2005 00:00
- Konum: nereye
dikkatimi çeken bir haber başlık olarak Atatürkün Sansürlenen fotografları http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138186
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
seçim zamanı gayet normal bunlar.issirganotununissirmiyani yazdı:dikkatimi çeken bir haber başlık olarak Atatürkün Sansürlenen fotografları http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138186
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
nasıl bir mantıktır bu, o zaman tüm okulları kapatalım sadece İHL ler kalsın. ordaki çocuklar müslüman, namuslu, dürüst geri kalanlar adi suçlular mı? bu tür söylemlerle hem diğer okullardaki çocuklara hemde o okullarda görev yapan insanlara çamur atttığınızın farkında değil misiniz? toplumun bütünündeki yozlaşmayı İHL olan ve olmayan olarak ayırmak büyük yanlıştır. bu tür genellemeler yapılamaz.Karga yazdı:"Ülkemizde laikçi kesimin Başörtüsü üzerinden sürdürdüğü İslama ve değerlerine karşı seviyesiz ve karanlık saldırıları şimdilerde namazı da hedef almaktadır.
Son günlerde namaz kılmayı neredeyse devletin manevi şahsiyetine, laik düzene saldırıymış gibi gösterme çabası içinde olan yayın ve söylemlerle karşı karşıyayız. Bu tutum ve söylem toplumsal barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü zehirliyor. Bunu yapanlar adeta intihar bombacısı gibi hareket ediyorlar: Toplumun dinamiklerini, hücrelerini yok ediyorlar.
Demokratik, Laik, Sosyal, Hukuk Devletinde namaz kılmak suç mu? Veli, inanç ve kültürel değerlerini kendi çocuğuna aktaramayacaksa, çocuk aileye ait değildir; öyle ise çocuklarımız kimin? Çocuk çiftlikleri kurup kolhozlar oluşturulmak isteniyorsa bu Sovyet Rusyada bile uygulanmadı; insanlık dışı olarak değerlendirildi. Din ve vicdan hürriyetinin bu kadar açıktan, aleni ayaklar altına alınması, hukuk devletiyle bağdaşmamakta, kamu vicdanını da derinden yaralamaktadır.
Namaz kılmanın, dindarlığın suç gibi gösterilmesini toplumsal barışı bozmaya yönelik çok ciddi girişim olarak değerlendiriyoruz.
Anayasada ifade edilen: din ve vicdan hürriyeti, oraya laf olsun, torba dolsun diye yazılmamıştır. İnançların yaşanması için ortamlar hazırlamak, devletin en başta gelen görevidir; boynunun borcudur.
İnançsız toplumların, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güç olamadıklarını, hiçbir varlık gösteremediklerini gördük. Buna en açık örnek: Hiçbir dış saldırıya uğramadan, kendiliğinden yıkılıp giden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğidir. Maonun Kızıl Çininde bile inançlara bu denli saygısızlık yapılmıyor.
Toplumun, inançlarından, değerlerinden uzaklaştırılmasıyla amaçlanan ne, bunun topluma, insanlığa ne faydası olacak? Yoksa yok edilen değerlerin yerine başka değerler, inançlar mı yerleştirilecek? Bu tür yayın ve faaliyetler, bu toplumun din değiştirmesine yönelik faaliyetlerin bir uzantısı mıdır? Daha açık bir ifadeyle namazdan ( İslamdan) uzaklaştırılan topluma hangi inanç(lar) din diye sunulacak, yutturulmaya çalışılacak? Böyle bir planın yansımalarına mı şahit olmaktayız?
DANİMARKA!LILAŞANLAR! DANİMARKAYA GİDİN!
Namazı tehlike olarak görmek: Bayraktaki hilali tehlike olarak görmektir; İstiklal Marşını tehlike olarak görmektir.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal diyen bu toplum, Hakka tapmayıp da neye tapacak?
İstiklal Marşını yazan irade; Türkiye Cumhuriyetini kuran iradedir. Bunun kaynağı da namazdır, İslamdır. Bu değerleri yok saymak mandacılıktır, işgal artığı bir güruhun anlayışının dışavurumudur.
Biz, çocuklarımızın inanç ve değerlerimizi uygulamalı olarak yaşamalarını istiyoruz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin mecburi ders olmaktan çıkarılıp yerine seçmeli Uygulamalı Din Dersinin konulmasını, Kuran, Hadis ve fıkıh bilgileriyle destekleyen bir din eğitimi ve öğretimi istiyoruz. Herkes inancını yaşasın istiyoruz; Sizin dininiz size, benim dinim banadır ilkesini savunuyoruz.
Çocuklarımızın, daha temiz, daha güzel, insan onuruna yakışır ortamlarda inançlarının gereği olan ibadetlerini yapmalarını istiyoruz. Mescitlerin izbe köşeler değil, özenle seçilmiş, aydınlık mekânlar olmasını istiyoruz. Sadece öğrenciler değil namaz kılmak isteyen öğretmenlerinde bu ihtiyaçlarına cevap verecek bir nitelikte mescitlerin tüm okullarda açılması elzemdir.
Öğretmen-Sen olarak; inançlarını yaşamaya çalışan çocuklarımızın, bir suçlu gibi gösterilmesini, takip edilmesini kınıyoruz.
Toplumun inançlarını, linç kampanyasına dönüştürmek isteyen bu söylem ve faaliyetler, sağduyu ve hukuk sayesinde, velilerin, eğitim çalışanlarının ve kamuoyunun destekleriyle asla başarıya ulaşamayacak.
GENÇ RUHLARDA OLUŞTURULMAK İSTENEN FIRTINALARA karşı, gençliğimizi, geleceğimizi İslami değerlerimizle korumaya devam edeceğiz. Bağcılar Lisesi öğrencilerinin namaz kılmakla kötü bir şey yapmadıklarını işgal artıklarına haykırıyoruz.
Bu haklı ve onurlu davalarında, öğrencilerimizin, velilerimizin ve eğitim çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, olmaya da devam edeceğimizi ilan ediyoruz. Din özgürlük ve demokrasi karşıtı darbeci kimi sendikalar da ortamı fırsat bilip İHL düşmanlıklarını çürümüş beyinleri ve kokuşup kararmış kalplerinde ne kadar hastalık varsa kusarak ortaya döküyorlar.
Suç işleme oranları tüm sosyal gruplar içinde en düşük olarak göze çarpan İHLlilerdir. Diğer ortaöğretim kurumları ile İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında suç işleme oranı yok denecek kadar düşüktür.
İHL öğrencileri, aldıkları İslami terbiye sebebiyle hayata pozitif bakıyorlar. Ruhsal yapıları sağlıklı olmakla birlikte toplumda dayanışma için mücadele veriyor.
İHL mezunları ve öğrencileri toplumda yüz kızartıcı hırsızlık vb. olaylara karışmamakla birlikte, devlette ve iş hayatında önemli yönetici konumunda bulunan İHL kökenlilerin hortumlarla birlikte yolsuzluklarda adı geçmiyor. Önemli yerlerde görev yapan İmam Hatip kökenliler haksızlıklara yer vermiyor.
Toplumda büyük bir sorun haline gelen alkol ve uyuşturucu kullanımı İHLleli öğrencilerde rastlanmıyor. Son günlerde cinsel sapkınlıkların ortaöğretime kadar sıçramasına rağmen İHLlelerde şimdiye kadar buna rastlanmamıştır.
Öğretmen ve öğrenci ilişkisi sevgi ve saygıya dayanmakla beraber diğer okullarda meydana gelen çatışmalara rastlanmıyor.
Her geçen gün kültürel yozlaşma ile boğuşan gençlerimiz yeteri seviyede ilim ile donatıldığından boşluğa düşmemekle birlikte, aile yapıları da son derece kuvvetli oluyor.
Görmeyen gözlere, işitmeyen kulaklara, hissetmeyen kalplere bu gerçekler bir şeyler ifade etmez elbette. Bizim herkese; çağrımız bu ülkede birlikte yaşayacağız, gelin insani değerleri kuşanın ve sizin dininiz size, bizim dinimiz bize ilkesiyle kimse kimseye bir yaşam formu dayatmadan barış ve özgürlük içinde yaşayalım. İslamdan ve inananlarından ancak merhamet, iyilik ve hoşgörü görürsünüz.
Yusuf TANRIVERDİ
ÖĞRETMEN-SEN GENEL BAŞKANI"
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğü nedense kendimize işlemiyor.
okulda sex kaseti çıksa birilerine bu kadar batmazdı.ama olay ''namaz'' ya o birilerini fazla acıttı..
bu olayı desteklediğim falan yok ama basında bazı kurulusların bu olay üzerinden ''dindar'' kesimi potansiyel rejim düsmanı gösterme çabaları beni sinirlendiriyor.
öyle ya artık her başörtülüyü şeriatçı,her cami'ye gideni hacı görür olduk milletçe...
kendi inanıslarımıza düsman ettiler bizi,yazık.
okulda sex kaseti çıksa birilerine bu kadar batmazdı.ama olay ''namaz'' ya o birilerini fazla acıttı..
bu olayı desteklediğim falan yok ama basında bazı kurulusların bu olay üzerinden ''dindar'' kesimi potansiyel rejim düsmanı gösterme çabaları beni sinirlendiriyor.
öyle ya artık her başörtülüyü şeriatçı,her cami'ye gideni hacı görür olduk milletçe...
kendi inanıslarımıza düsman ettiler bizi,yazık.
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
evet insanlarımız bölünüyor. bir kısım insanlara yobaz damgası vurulurken, diğer kısmına da dinsiz damgası vurulmaya çalışıyor. taraf seçmek durumunda bırakılıyoruz ve nesnelliğimizi kaybediyoruz. ne her başörtüsü takan yobazdır ne de her laikliği savunan dinsizdir. artık bu tarafların arasında kalmaktan bıktım. en kötüsü de hem dinimiz hem de çocuklarımız bunlara alet ediliyor.wolfali yazdı:Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğü nedense kendimize işlemiyor.
okulda sex kaseti çıksa birilerine bu kadar batmazdı.ama olay ''namaz'' ya o birilerini fazla acıttı..
bu olayı desteklediğim falan yok ama basında bazı kurulusların bu olay üzerinden ''dindar'' kesimi potansiyel rejim düsmanı gösterme çabaları beni sinirlendiriyor.
öyle ya artık her başörtülüyü şeriatçı,her cami'ye gideni hacı görür olduk milletçe...
kendi inanıslarımıza düsman ettiler bizi,yazık.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
PKK helikopterimizi vurdu!
Tunceli'nin Pülümür ilçesindeki Kocatepe Karakolu'na düzenlenen saldırıda 7 askerin şehit olmasın ardından PKK, akşam saatlerinde Hakkarinin Çukurca ilçesinde içinde rütbeli subayların da bulunduğu Cobra tipi bir askeri helikopteri vurdu.
TSK, da teröristlerin zorunlu iniş yapan helikopterin bulunduğu köye ulaşmasını engellemek amacıyla Kuzey Irak içlerinde sıcak takip operasyonu başlattı. Uçaklar bölgeyi havadan vururken, TSKdan bir birliğin de teröristleri karadan kovaladığı belirtiliyor.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=2 ... 2007/06/05
Tunceli'nin Pülümür ilçesindeki Kocatepe Karakolu'na düzenlenen saldırıda 7 askerin şehit olmasın ardından PKK, akşam saatlerinde Hakkarinin Çukurca ilçesinde içinde rütbeli subayların da bulunduğu Cobra tipi bir askeri helikopteri vurdu.
TSK, da teröristlerin zorunlu iniş yapan helikopterin bulunduğu köye ulaşmasını engellemek amacıyla Kuzey Irak içlerinde sıcak takip operasyonu başlattı. Uçaklar bölgeyi havadan vururken, TSKdan bir birliğin de teröristleri karadan kovaladığı belirtiliyor.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=2 ... 2007/06/05
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
- issirganotununissirmiyani
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1106
- Kayıt: 01 Haz 2005 00:00
- Konum: nereye
100 yıl önceki millet verkili seçilme şartlarını okudumda şu anki sistemden iyi oldugunu gördüm
İki defa İttihat ve Terakki'den milletvekili seçilen, sonra da Hürriyet ve İhtilaf Parti'sini kuran, Damat Ferit hükümeti döneminde Ayan Üyeliği'ne atanan Mehmet Zeynelabidin Efendi, "Meşrık-ı İrfan Gazetesi"nde milletvekili olma kriterlerini açıklamış. Bu yazıyı Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi katalogunda 9521/2' sayıyla kayıtlı "İslamiyet ve Meşrutiyet" isimli eserde bulmak mümkün.
Yörede mahalli bir gazetede çalışan gazeteci Ali Akgül'ün derlediği kriterler şöyle:
100 yıl önce Konya'daki milletvekili olma kriterleri:
Birincisi: Milletvekili adayı, aday olacağı şehirde uzun süreli oturmuş, yaşamış olmalı, halkın mizacını iyi bilmeli. Bir şehirde oturmamış veya çıkıp gideli uzun zaman olmuş adamların bir kere iyi olup olmadığı bilinemez.
İkincisi: Şehre yarayacak her türlü kanunu ve o şehir halkının saadetini icap edecek şeyleri düşünüp beğenmeye ve böyle bir arayan toplamaya muktedir olmalıdır.
Üçüncüsü: Devletin şan ve şerefini düşünmeyecek kadar cahil olmamakla birlikte, sefih de olmamalıdır. Çünkü kendi malı kendine teslim edilemeyen sefih bir adama bu gibi vazife verilemez.
Dördüncüsü: Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini yüzüne beraber söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez ve ölmekten bile kaçınmaz, dünya için kimseye müdane etmez olmalıdır.
Beşincisi: Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufkalardan ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır. Yoksa milletin menfaati zayii olmak ihtimali ziyadeleşir ve memleketi açık açık uçuruma sürekler.
Altıncısı: Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak için şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık edenlere göz kırpmış, kendisi haksızlık etmiş olmamalıdır.
Yedincisi: Rüşvet almış, para ile onun bunun hakkını satmış, mahvetmişlerden de olmamalıdır.
Sekizincisi: Halk içerisinde zulmü, işkencesi olanlardan olmamalıdır.
Dokuzuncusu: İki sözlü, ikiyüzlü adamlar da milletvekili olamaz.
Onuncusu: Şunun bunun ayıbını arayan, daima iki kişi arasındaki gizli sırları anlamaya çalışan, hiç yoktan tertip türetenler de aday gösterilmemelidir.
Onbirincisi: Milletvekilliği bittikten sonra kendini idare edecek bir işi veya zenginliği olmayanlar da aday gösterilmemeli. Çünkü bu özellikleri olmayan kişiler hükümetin ayıbını örtüp boyun eğmeye mecbur kalırlar.
İki defa İttihat ve Terakki'den milletvekili seçilen, sonra da Hürriyet ve İhtilaf Parti'sini kuran, Damat Ferit hükümeti döneminde Ayan Üyeliği'ne atanan Mehmet Zeynelabidin Efendi, "Meşrık-ı İrfan Gazetesi"nde milletvekili olma kriterlerini açıklamış. Bu yazıyı Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi katalogunda 9521/2' sayıyla kayıtlı "İslamiyet ve Meşrutiyet" isimli eserde bulmak mümkün.
Yörede mahalli bir gazetede çalışan gazeteci Ali Akgül'ün derlediği kriterler şöyle:
100 yıl önce Konya'daki milletvekili olma kriterleri:
Birincisi: Milletvekili adayı, aday olacağı şehirde uzun süreli oturmuş, yaşamış olmalı, halkın mizacını iyi bilmeli. Bir şehirde oturmamış veya çıkıp gideli uzun zaman olmuş adamların bir kere iyi olup olmadığı bilinemez.
İkincisi: Şehre yarayacak her türlü kanunu ve o şehir halkının saadetini icap edecek şeyleri düşünüp beğenmeye ve böyle bir arayan toplamaya muktedir olmalıdır.
Üçüncüsü: Devletin şan ve şerefini düşünmeyecek kadar cahil olmamakla birlikte, sefih de olmamalıdır. Çünkü kendi malı kendine teslim edilemeyen sefih bir adama bu gibi vazife verilemez.
Dördüncüsü: Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini yüzüne beraber söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez ve ölmekten bile kaçınmaz, dünya için kimseye müdane etmez olmalıdır.
Beşincisi: Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufkalardan ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır. Yoksa milletin menfaati zayii olmak ihtimali ziyadeleşir ve memleketi açık açık uçuruma sürekler.
Altıncısı: Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak için şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık edenlere göz kırpmış, kendisi haksızlık etmiş olmamalıdır.
Yedincisi: Rüşvet almış, para ile onun bunun hakkını satmış, mahvetmişlerden de olmamalıdır.
Sekizincisi: Halk içerisinde zulmü, işkencesi olanlardan olmamalıdır.
Dokuzuncusu: İki sözlü, ikiyüzlü adamlar da milletvekili olamaz.
Onuncusu: Şunun bunun ayıbını arayan, daima iki kişi arasındaki gizli sırları anlamaya çalışan, hiç yoktan tertip türetenler de aday gösterilmemelidir.
Onbirincisi: Milletvekilliği bittikten sonra kendini idare edecek bir işi veya zenginliği olmayanlar da aday gösterilmemeli. Çünkü bu özellikleri olmayan kişiler hükümetin ayıbını örtüp boyun eğmeye mecbur kalırlar.
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
ABD TERÖRÜ
.....Rice demiş ki:
"- ... Irak sınırında daha fazla çatışma Irak'ın istikrarına yardım etmez..."
Oysa ABD işgali altındaki zavallı Irak'ta istikrar Azrail'in tırpanı üzerine kurulu... Her gün şu kadar ölü... Bu kadar yaralı...
Rice'nin hemen ardından Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates de konuştu... O ne diyor:
"- Türk ordusu Irak'ta kuvvet kullanmasın!..."
Aferin!.. Amerika'ya göre bizim asker K. Irak'ta turistik geziye çıkmalı!...
Peki ABD'nin amacı ne?.. Eskiden Ankara'da Barzani ve Talabani aşiret reisleri diye azımsanıp küçümsenirlerdi.. Şimdi bunlardan Barzani Irak'ta "Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin başkanı... Talabani Irak devlet başkanı.. Nasıl oturdular bu makamlara?.. ABD marifetiyle..
Şimdi ABD Türkiye'ye ne diyor?..
- PKK olayını Irak devlet başkanı ve Kürdistan bölgesel hükümeti başkanıyla konuşarak çözeceksin!
Bush yönetimi, bir yandan terörün üstüne yürümek isteyen Türkiye'yi engelliyor, öte yandan Türkiye'yi PKK üstüne Barzani ve Talabani ile konuşmaya zorluyor...
Terör K. Irak'ta üslenmiş, her gün Türkiye'de can alıyor..
Terörün üstüne yürümeyeceksin.. Teröriste karşı kuvvet kullanmayacaksın.. teröriste silah çekmeyeceksin..
11 Eylül'de terör New York'u vurduğunda dünyanın altını üstüne getiren Amerika mı bu? Ve terör daha geçen gün Ankara'yı vurmadı mı?
.... Her şehidimizde AKP'nin ABD'ye teslimiyetçiliğinin cinayeti vurgulanıyor..
İLHAN SELÇUK- 5 Haziran 2007- Cumhuriyet
.....Rice demiş ki:
"- ... Irak sınırında daha fazla çatışma Irak'ın istikrarına yardım etmez..."
Oysa ABD işgali altındaki zavallı Irak'ta istikrar Azrail'in tırpanı üzerine kurulu... Her gün şu kadar ölü... Bu kadar yaralı...
Rice'nin hemen ardından Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates de konuştu... O ne diyor:
"- Türk ordusu Irak'ta kuvvet kullanmasın!..."
Aferin!.. Amerika'ya göre bizim asker K. Irak'ta turistik geziye çıkmalı!...
Peki ABD'nin amacı ne?.. Eskiden Ankara'da Barzani ve Talabani aşiret reisleri diye azımsanıp küçümsenirlerdi.. Şimdi bunlardan Barzani Irak'ta "Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin başkanı... Talabani Irak devlet başkanı.. Nasıl oturdular bu makamlara?.. ABD marifetiyle..
Şimdi ABD Türkiye'ye ne diyor?..
- PKK olayını Irak devlet başkanı ve Kürdistan bölgesel hükümeti başkanıyla konuşarak çözeceksin!
Bush yönetimi, bir yandan terörün üstüne yürümek isteyen Türkiye'yi engelliyor, öte yandan Türkiye'yi PKK üstüne Barzani ve Talabani ile konuşmaya zorluyor...
Terör K. Irak'ta üslenmiş, her gün Türkiye'de can alıyor..
Terörün üstüne yürümeyeceksin.. Teröriste karşı kuvvet kullanmayacaksın.. teröriste silah çekmeyeceksin..
11 Eylül'de terör New York'u vurduğunda dünyanın altını üstüne getiren Amerika mı bu? Ve terör daha geçen gün Ankara'yı vurmadı mı?
.... Her şehidimizde AKP'nin ABD'ye teslimiyetçiliğinin cinayeti vurgulanıyor..
İLHAN SELÇUK- 5 Haziran 2007- Cumhuriyet
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
- demakrotive
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 573
- Kayıt: 16 Oca 2005 01:00
- Konum: Ankara - Balıkesir
ihl mezunları ve mensupları derneği eski başkanı ibrahim solmaz buyurmuş ki :
"diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var, ihl'lerde bunlar yok. bugün ihl'ye çocuğunu gönderen de, orada okuyan gençler de birer kahramandır"
Allah Allah..
diğer okullarda okuyan 15 milyon öğrenci ve bunların ailelerine edilmiş büyük bir hakaret..İHL'de okumuyorum öyleyse ben de potansiyel bir...ne oluyorum (?)
***
"okulda namaz" konusunu heralde herkes izlemiş dinlemiş ya da okumuştur..
bunu "dindarlık" ve "inanç özgürlüğü" başlığı altında populist bir yaklaşımla toparlamak isteyenler var..
yerseniz..
bu konuya dahil olmuş bir öğrencinin velisi diyor ki :
"çocuğum nerdeyse 2-3 gün içersinde değişti bambaşka biri oldu"
nasıl oluyor bu?
henüz reşit sayılmayan bir insanın özgürlüğü araştırma ve kendi doğrularını bulmakla başlar..bir takım görüşleri dayatmakla değil..
okul binası içinde ders saatinde toplu halde namaz kılan öğrenciler ??
ulusal eğitimden ve okuldan sorumlu insanların açıklamaları:
"inanç özgürlüğü.."
acaba bu insanlar herhangi bir öğrencisinin isteği doğrultusunda okulun herhangi bir yerinin kilise,cemevi,sinagog şeklinde kullanılmasına izin verirler mi??
yoksa vermezler mi diyorsunuz ??
nerde inanç özgürlüğü .. ?
tevhid-i tedrisat kanunun da eğitim kurumlarının amacı ve yöntemi bellidir..
"dindarlık" adı altında "dincilik" "inanç özgürlüğü" adı altında "inanç sömürüsü" yapıldığı aşikardır..
Allah akıl fikir versin..
***
K.Irak'a girme kararı alırsa AKP ..
hem de bir dahaki seçime bu kadar kısa bir süre varken..
adamı deliğe süpürmez mi ABD ?
dün bir karakol saldırısı düzenledi PKK 7tane şehit verdik..bugün de üstüne bir helikopterimiz vuruldu PKK militanlarınca..
geçenlerde Süleymaniye'de bordo berelilere silah çekti PKK..
"aman AB ye terörü destekliyorsunuz demeyelim süreci kötü etkiler"
"aman ABD ye ters bi hareket yapmayalım müttefiğimizdir,kaybederiz"
"aman PKK ile ilgili gölge oyunlarından ve göstermelik açıklamalardan ileri gitmeyelim.."
daha kaç şehit cenazesi kaldıracağız ??
bu arada RTE dünkü olayla ilgili Orgeneral Büyükanıt'a başsağlığı mesajı iletmiş..
böyle giderse o mesajların ardı arkası kesilmeyecek gibi..
"diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var, ihl'lerde bunlar yok. bugün ihl'ye çocuğunu gönderen de, orada okuyan gençler de birer kahramandır"
Allah Allah..
diğer okullarda okuyan 15 milyon öğrenci ve bunların ailelerine edilmiş büyük bir hakaret..İHL'de okumuyorum öyleyse ben de potansiyel bir...ne oluyorum (?)
***
"okulda namaz" konusunu heralde herkes izlemiş dinlemiş ya da okumuştur..
bunu "dindarlık" ve "inanç özgürlüğü" başlığı altında populist bir yaklaşımla toparlamak isteyenler var..
yerseniz..
bu konuya dahil olmuş bir öğrencinin velisi diyor ki :
"çocuğum nerdeyse 2-3 gün içersinde değişti bambaşka biri oldu"
nasıl oluyor bu?
henüz reşit sayılmayan bir insanın özgürlüğü araştırma ve kendi doğrularını bulmakla başlar..bir takım görüşleri dayatmakla değil..
okul binası içinde ders saatinde toplu halde namaz kılan öğrenciler ??
ulusal eğitimden ve okuldan sorumlu insanların açıklamaları:
"inanç özgürlüğü.."
acaba bu insanlar herhangi bir öğrencisinin isteği doğrultusunda okulun herhangi bir yerinin kilise,cemevi,sinagog şeklinde kullanılmasına izin verirler mi??
yoksa vermezler mi diyorsunuz ??
nerde inanç özgürlüğü .. ?
tevhid-i tedrisat kanunun da eğitim kurumlarının amacı ve yöntemi bellidir..
"dindarlık" adı altında "dincilik" "inanç özgürlüğü" adı altında "inanç sömürüsü" yapıldığı aşikardır..
Allah akıl fikir versin..
***
K.Irak'a girme kararı alırsa AKP ..
hem de bir dahaki seçime bu kadar kısa bir süre varken..
adamı deliğe süpürmez mi ABD ?
dün bir karakol saldırısı düzenledi PKK 7tane şehit verdik..bugün de üstüne bir helikopterimiz vuruldu PKK militanlarınca..
geçenlerde Süleymaniye'de bordo berelilere silah çekti PKK..
"aman AB ye terörü destekliyorsunuz demeyelim süreci kötü etkiler"
"aman ABD ye ters bi hareket yapmayalım müttefiğimizdir,kaybederiz"
"aman PKK ile ilgili gölge oyunlarından ve göstermelik açıklamalardan ileri gitmeyelim.."
daha kaç şehit cenazesi kaldıracağız ??
bu arada RTE dünkü olayla ilgili Orgeneral Büyükanıt'a başsağlığı mesajı iletmiş..
böyle giderse o mesajların ardı arkası kesilmeyecek gibi..
şıp şıp şıp şıp şıp şıp... (damlaya,damlaya damlaya damlaya damlaya..) okyanus oldum dum dum dum dum dum tak dum ta tak..
- demakrotive
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 573
- Kayıt: 16 Oca 2005 01:00
- Konum: Ankara - Balıkesir
Kürdistan'ı işgal!
Financial Times gazetesi çok tartışılacak bir yazı yazdı
05.06.2007 14:44
Financial Times gazetesi, başyazılarından birini Türkiye'nin Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenlemesi olasılığına ayırıyor. "Kürdistan'ı işgal" başlıklı yazıda, "Türkiye, yeni bir savaş başlatmadan önce iyi düşünmeli" görüşü dile getirildi.
Yazı özetle şöyle:
"Türkiye'nin üzerinde dostlarının fazla bir etkisi yok. ABD'yle olan uzun ömürlü ittifak lime lime olmuş, Avrupa Birliği'ne girme umutları sönmek üzere... Ama Ankara yine de bir kez daha düşünmeli.
İsrail'in geçtiğimiz yaz Lübnan'da Hizbullah'ı yok etmek için verdiği beyhude çabayı düşünün. Türkiye, harekat düzenleyerek, Irak'ın görece en istikrarlı bölgelerinden birinde kargaşa yaratabilir.
Türkiye'nin Kürt sorunu, kapsamlı bir harekatı haklı gösterecek boyutlara ulaşmış değil. İsyanı diriltmenin ve Irak'a daha fazla perişanlık getirmenin yoludur Kürdistan'ı işgal etmek."
KAYNAK:HABERTÜRK
***
henüz bunların seçim anketleri ve parti desteklemelerine çok tanık olamadık ama sanıyorum kısa bir süre içinde AKP ye methiyeler düzecekler
Ortadoğu da çıkar peşinde koşan bir sürü sömürücü ülkenin medyaları ve parlamenterleri AKP ye yere göğe sığdıramayacaklar ..
çünkü biliyorlar ki AKP iktidarda olduğu sürece istediklerini ellerini kollarını sallaya sallaya yaptıracaklar..
hatta destekler komşular başta olmak üzere dillendirilmeye başlandı bile..
kimler var peki AKP iktidarının devamını isteyen..
Celal Talabani : Irak Devlet Başkanı
Mesud Barzani : KDP lideri
Condolezza Rice : ABD Dışişleri Bakanı
Hristofyas : Kıbrıs Rum Kesimi Lideri
pek sevdiğimiz isimler..
öyle değil mi (!)
Financial Times gazetesi çok tartışılacak bir yazı yazdı
05.06.2007 14:44
Financial Times gazetesi, başyazılarından birini Türkiye'nin Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenlemesi olasılığına ayırıyor. "Kürdistan'ı işgal" başlıklı yazıda, "Türkiye, yeni bir savaş başlatmadan önce iyi düşünmeli" görüşü dile getirildi.
Yazı özetle şöyle:
"Türkiye'nin üzerinde dostlarının fazla bir etkisi yok. ABD'yle olan uzun ömürlü ittifak lime lime olmuş, Avrupa Birliği'ne girme umutları sönmek üzere... Ama Ankara yine de bir kez daha düşünmeli.
İsrail'in geçtiğimiz yaz Lübnan'da Hizbullah'ı yok etmek için verdiği beyhude çabayı düşünün. Türkiye, harekat düzenleyerek, Irak'ın görece en istikrarlı bölgelerinden birinde kargaşa yaratabilir.
Türkiye'nin Kürt sorunu, kapsamlı bir harekatı haklı gösterecek boyutlara ulaşmış değil. İsyanı diriltmenin ve Irak'a daha fazla perişanlık getirmenin yoludur Kürdistan'ı işgal etmek."
KAYNAK:HABERTÜRK
***
henüz bunların seçim anketleri ve parti desteklemelerine çok tanık olamadık ama sanıyorum kısa bir süre içinde AKP ye methiyeler düzecekler
Ortadoğu da çıkar peşinde koşan bir sürü sömürücü ülkenin medyaları ve parlamenterleri AKP ye yere göğe sığdıramayacaklar ..
çünkü biliyorlar ki AKP iktidarda olduğu sürece istediklerini ellerini kollarını sallaya sallaya yaptıracaklar..
hatta destekler komşular başta olmak üzere dillendirilmeye başlandı bile..
kimler var peki AKP iktidarının devamını isteyen..
Celal Talabani : Irak Devlet Başkanı
Mesud Barzani : KDP lideri
Condolezza Rice : ABD Dışişleri Bakanı
Hristofyas : Kıbrıs Rum Kesimi Lideri
pek sevdiğimiz isimler..
öyle değil mi (!)
şıp şıp şıp şıp şıp şıp... (damlaya,damlaya damlaya damlaya damlaya..) okyanus oldum dum dum dum dum dum tak dum ta tak..
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
bazı haber organlarında dün Türk helikopterine PKK tarafından ateş açıldığı ve helikopterin K. Irak a iniş yaptığı ardından da TSK nın bu askerleri kurtarmak için bölgeye girdiği haberleri yer aldı. ama henüz bunu teyit eden bir açıklama yapılmadı. haberin gerçekliğini merak ediyorum.
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
kürdistan diye bir yermi var? varsa da orayı dümdüz etmesini biliriz.demakrotive yazdı:Kürdistan'ı işgal!
Financial Times gazetesi çok tartışılacak bir yazı yazdı
05.06.2007 14:44
Financial Times gazetesi, başyazılarından birini Türkiye'nin Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenlemesi olasılığına ayırıyor. "Kürdistan'ı işgal" başlıklı yazıda, "Türkiye, yeni bir savaş başlatmadan önce iyi düşünmeli" görüşü dile getirildi.
Yazı özetle şöyle:
"Türkiye'nin üzerinde dostlarının fazla bir etkisi yok. ABD'yle olan uzun ömürlü ittifak lime lime olmuş, Avrupa Birliği'ne girme umutları sönmek üzere... Ama Ankara yine de bir kez daha düşünmeli.
İsrail'in geçtiğimiz yaz Lübnan'da Hizbullah'ı yok etmek için verdiği beyhude çabayı düşünün. Türkiye, harekat düzenleyerek, Irak'ın görece en istikrarlı bölgelerinden birinde kargaşa yaratabilir.
Türkiye'nin Kürt sorunu, kapsamlı bir harekatı haklı gösterecek boyutlara ulaşmış değil. İsyanı diriltmenin ve Irak'a daha fazla perişanlık getirmenin yoludur Kürdistan'ı işgal etmek."
KAYNAK:HABERTÜRK
***
henüz bunların seçim anketleri ve parti desteklemelerine çok tanık olamadık ama sanıyorum kısa bir süre içinde AKP ye methiyeler düzecekler
Ortadoğu da çıkar peşinde koşan bir sürü sömürücü ülkenin medyaları ve parlamenterleri AKP ye yere göğe sığdıramayacaklar ..
çünkü biliyorlar ki AKP iktidarda olduğu sürece istediklerini ellerini kollarını sallaya sallaya yaptıracaklar..
hatta destekler komşular başta olmak üzere dillendirilmeye başlandı bile..
kimler var peki AKP iktidarının devamını isteyen..
Celal Talabani : Irak Devlet Başkanı
Mesud Barzani : KDP lideri
Condolezza Rice : ABD Dışişleri Bakanı
Hristofyas : Kıbrıs Rum Kesimi Lideri
pek sevdiğimiz isimler..
öyle değil mi (!)
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
- whatsername
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 28 Oca 2006 01:00
Ben en çok İbo'nun Genç Parti'den aday olmasına anlam veremedim.Urfa'dan bağımsız aday olsa kesin seçilirdi... Mecliste lahmacun partilerini göremeyecek miyiz acabahouseofholy yazdı:Hulki Cevizoğlu Ankara 1. bölge bağımsız adayı olmuş yalnız 1. bölgede güçlü bir rakibi daha var : Ankaralı Namık . Namık ciddi anlamda milletvekilliğine aday, olacak iş değil. çok konuşulan ATO başkanı Sinan Aygün ise DP den Ankara adayı..
Lasciate mi cantare
- issirganotununissirmiyani
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1106
- Kayıt: 01 Haz 2005 00:00
- Konum: nereye
A-Eruh kırsalında güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölü ele geçirilen "Zekiye" kod adlı Azize Doğan'ın (31) cenazesi, DTP Nusaybin İlçe Başkanlığı üyeleri ve teröristin yakınlarınca Şırnak Devlet Hastanesi morgundan alınarak Nusaybin'e getirildi.
Omuzlarda taşınan cenaze, Hacılar Mezarlığında gömüldü.
Cenazeyi taşıyan grupla Nusaybin Belediye Başkanı Mehmet Tanhan ve DTP Mardin İl Başkanı Cemal Veske de yürüdü.
bu şerefsizlerin cesetlerini neden araziden toplarlar neden ailelerine verirler bırakacan arazide ibreti alem olacak
Osman PAMUKOĞLU paşanın tarihi sözlerini yazıyorum ibret alsınlar
'ben askerlere siz resim çekeceksiniz diye ölü ve leş toplatmam'' açıklamasını yapmıştır..
''benim görevim leş toplamak değil buraya hain öldürmeye geldim. 400 terorist bu vadinin içinde. istiyorsan sana bir manga asker vereyim git diz bunları resimlerini de kendin çek. analar babalar bu çocukları buraya leş toplatmak için göndermediler. onlar öldükler yerde kalırlar çünkü onlar oraya layıklar... ben işimi yapmaya geldim buraya ve işimi de yaptım'' açıklaması yapmışlardır..
Omuzlarda taşınan cenaze, Hacılar Mezarlığında gömüldü.
Cenazeyi taşıyan grupla Nusaybin Belediye Başkanı Mehmet Tanhan ve DTP Mardin İl Başkanı Cemal Veske de yürüdü.
bu şerefsizlerin cesetlerini neden araziden toplarlar neden ailelerine verirler bırakacan arazide ibreti alem olacak
Osman PAMUKOĞLU paşanın tarihi sözlerini yazıyorum ibret alsınlar
'ben askerlere siz resim çekeceksiniz diye ölü ve leş toplatmam'' açıklamasını yapmıştır..
''benim görevim leş toplamak değil buraya hain öldürmeye geldim. 400 terorist bu vadinin içinde. istiyorsan sana bir manga asker vereyim git diz bunları resimlerini de kendin çek. analar babalar bu çocukları buraya leş toplatmak için göndermediler. onlar öldükler yerde kalırlar çünkü onlar oraya layıklar... ben işimi yapmaya geldim buraya ve işimi de yaptım'' açıklaması yapmışlardır..
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh