Düşünce Özgürlüğü

Hayata ve yaşama dair ne varsa A'dan Z'ye de...
Kullanıcı avatarı
lonly
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 680
Kayıt: 12 May 2005 00:00
Konum: ankara

Düşünce Özgürlüğü

Mesaj gönderen lonly »

Bugün benim için büyük hayal kırıklığıyla dolu bir gün.düşünceleri hoşuma gitsin yada gitmesin bir gazeteci öldürüldü.Ben umutluydum bu ülke için.. bir uğur mumcu bir taner kışlalı vakası daha yaşanmıcak diye düşünüyodum.yol katettğimizi sanmıştım.artık insanları düşüncesini savunduğu için öldürülmyceğini düşünüyodum.Olmadı ama yine hayal kırıklığı.Hrant Dink öldürüldü.Düşünceleri hoşuma gitsin yada gitmesin sonuçta fikirlerini savunuyodu.Ölüm kokrkusu yüzünden bu ülkede kimse düşüncesii söyleyemcek halemi gelcek sonunda..
Bu ülkeden bi halt olmazmı dedirtirmeye çalşıyolr..Kötü hissdyorum kendimi..belkide artık değişmeye başladığımızı düşündüğüm için bukdr yıkıldım sonuçta Türkiye de ilkez yaşanmadı bunlar..bu sonda olmcak artık bunuda anladım :(
insan kendine rağmen yaşamayı bilmeli bazen...

Kullanıcı avatarı
wolfali
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2544
Kayıt: 26 Oca 2006 01:00
Konum: istanbul
İletişim:

Mesaj gönderen wolfali »

bugün ki olay sanki onlardan biraz daha farklı gibi geldi bana..
tam abd'de ermeni soykırımı yasa tasarısı tartışılma arefesinde gerçekleşmesinde sanki bir kasıt var.
yapanlarda yaptıranlarda bu ülkeye zarar vermek için yaptırdı,eminim bundan..
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...

Kullanıcı avatarı
nodoubt_16
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 610
Kayıt: 12 Şub 2006 01:00
Konum: konya

Mesaj gönderen nodoubt_16 »

Eger söz konusu vatansa gerisi teferruattır
En son nodoubt_16 tarafından 19 Oca 2007 22:37 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Korkma Hadi Konuş Anlat Niye Sustun En Son Sen Tutuştun Nefretle Beni Bekle Karanlığım Uyanmadan Beni Uyut...

Kullanıcı avatarı
betul
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 361
Kayıt: 11 Eyl 2005 00:00
Konum: baslasam bilemiyorum..

Mesaj gönderen betul »

bence bu basit bir cinayet degil bu cok acık..su anda dunyanın icinde bulundugu kargasa ozelliklede Türkiyenin yasadıgı ve nedense hic bitmeyen gelgitli donemde her seyi biraz daha zorlastırmak ve dunya kamuoyunda kotu,barbar,vahsi bir millet olarak gosterilmemiz icin bir neden daha olması icin oldurulen Ermeni bir gazeteci Hrant Dink..ermeni olması fazlasıyla onemli ve ustunde durulması gereken bir konu..(!)
Rüya ile gercegin arafında..Hep iyinin,askın tarafında..

Kullanıcı avatarı
bloodyMary
Üye
Üye
Mesajlar: 54
Kayıt: 12 Oca 2007 01:00
İletişim:

Mesaj gönderen bloodyMary »

hala insanların düşünceleri yüzünden yargılandığı ve katledildiği bi ülkede yaşıyoruzz yeter artık biz özgürlük ve dilediğimiz gibi yaşama hakkı istiyoruz...eğer bi ülke bunu vatandaşlarına veremiyosa işte o zmn korkulmalı şuandaa .....bu olaylara bi çözüm bulunmassa hepimizn sonu bööle olcakk kurtuluş yok.....HEPİMİZ HRANT DİNK iz........

ÖZGÜRLÜKKKKKKK!!!!!!!
_____riot girl_____ BARIŞAROCK---müzikal isyan

Kullanıcı avatarı
nodoubt_16
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 610
Kayıt: 12 Şub 2006 01:00
Konum: konya

Mesaj gönderen nodoubt_16 »

hrant dink in davalık olan yazıları ...

23 Ocak 2004
Küresel ve evrensel değerlerin yerel değerleri tahakküm altına aldığı çağımızda, kültürel kimliğini tam anlamıyla yaşamak bir yana, kimliğini bir nebze yaşatabilmek için dahi Diasporanın özel çaba göstermesi gerekir.
Bu özel çabanın ise her zaman için özel nedenlere ve araçlara ihtiyacı vardır.
Ermeniler ve Yahudiler bu özel nedenlere sahip Diasporanın bilinen iki klasik örnekleridir.
Her ikisinin de özel nedeni aynıdır... Soykırıma uğramış olmak.
Dolayısıyla onlara kimliklerini korumayla ilgili insanlığın tanıdığı hak bir miktar ayrımcı ve pozitiv durumda olmalıdır.
Hakikaten de, Yahudiler bu pozitiv hakkı layıkıyla kullanabilmiş ve kimliklerini korumada onlara bahşedilen toleransı çok iyi değerlendirerek, dini inanışlarından aldıkları "Tanrının ayrıcalıklı halkı" ünvanını dünyadan aldıkları "Yeryüzünün ayrıcalıklı halkı" noktasına kadar taşımışlardır.
Ne var ki aynı durum Ermeni halkı için sözkonusu olmamıştır.
***
Dünya Yahudi soykırımına karşı gösterdiği hassasiyeti Ermeniler'den esirgemiş, bu ise Ermeni kimliğinde en büyük tahribatın yaşanmasına sebep olmuştur.
"Hakkı esirgenmiş Ermeniler" bundan böyle kimliğini "Gerçekleri talep etme inad"ı üzerinden yaşamaya çabalamış, gelinen noktada da bu inat Diaspora Ermeni kimliğinin temel düsturu haline dönüşmüştür.
Diasporanın ilk kuşakları için ayakta kalabilmenin, tükenmemenin adı olan bu inat, üçüncü ve dördüncü kuşaklarla birlikte gerçekleri dünyaya kabul ettirme inadına dönüşmüştür.
İşte bu inadın ortaklaşmış hali Ermeni Diasporasının ruhsal pozisyonunu yansıtır.
Bu ruhu sürekli tutmak ise Ermeni kimliğini yaşatmanın temel aracı durumundadır.
***
Dünyanın gerçekleri hâlâ kabul etmemiş olması bir yana, Ermeni kimliğini asıl tahrip eden, Türkler'in bu konuda kıllarını bile kıpırdatacak bir yaklaşım içinde olmamalarıdır.
Nitekim kıyaslandığında görülecektir ki, Yahudiler'in bugünkü seviyeye erişmesinde asıl etken kendi becerilerinden ziyade, onlara soykırım uygulayan Alman halkının sonradan oynadığı şefkatli roldür.
Soykırım sorumluluğunu üstlenen Almanlar'ın Yahudiler'den özür dilemesiyle birlikte bu halk yaşadığı travmayı üzerinden atarak ruh sağlığına kavuşmuş ve ancak bundan sonra kültürel kimliğinin açılımlarını sağlayabilmiştir.
Ne var ki Ermeni halkının travmatik hastalığı hâlâ sürmektedir ve kimliği asıl kemiren ve tüketen de bu sağlıksız ruh halidir.
***
Ermeni kimliğini analiz ederken "İslam" ve "Türk" olgularının bu kimlik üzerinde oynadığı rolün hakkını teslim etmek gerekir.
Sonuçta Ermeniler'in bin yılı aşkın süre İslamla ve Türklerle yaşanmış bir biraradalığı mevcuttur.
Öyle ki, Ermenileri Batılı Hıristiyanlar'dan ayıran önemli özelliklerden biri, onların öteden beri İslamlarla birlikte yaşamış olmalarıdır. Batılı Hıristiyanlar daha ziyade Hıristiyan-Hıristiyan'a yaşarken, Ermeniler çoğu kez İslamlarla yan yana, kimi zaman da iç içe yaşayarak farklı bir deneyimin sahibi olmuşlardır.
Bugünün güncel tartışmalarında çok söylenegeldiği gibi Avrupalı Hristiyanlar, Müslümanlar'ın da içinde yer aldığı çokkültürlü bir yaşam biçimine henüz yeni yeni adapte olurken, Ermeniler Doğudaki Hıristiyan milletler gibi (Süryaniler, Keldaniler v.s) bu realiteyi iyi ve kötü yönleriyle uzun süre yaşamışlardır.
Dolayısıyla asırlar süren bu İslamla biraradalığın Ermeni kimliğinin şekillenmesinde de yadsınamaz bir rolü elbette olacaktır ancak Ermeni kimliğinin bugünkü yapısını şekillendiren ve Ermeni kimliğinde bir tür kanserojen tümör işlevi gören asıl etken "Türk" olgusudur.
***
Ermeni'nin ve Türk'ün birbirleriyle ilişkileri ve birbirlerinden etkileşimleri öyle iki kelimeyle geçiştirilecek bir sıradanlıkta değildir. Asırlar süren ilişkilerde birbirinden alınan o kadar çok iyi ve kötü kimlik donanımları sözkonusudur ki, kimi zaman davranış biçimlerinde birini diğerinden ayırmak hayli güçtür.
Yaşanılan birliktelik öylesine derindir ki bu birlikteliğin bozuluşunu ihanet olarak tanımlamak her iki tarafın da kullandığı karşılıklı bir argümandır. Ermeni milletini Sadık millet olarak adlandıran ancak daha sonra ihanet ettiklerini iddia eden Türk görüşü karşısında, Ermeniler 1915'te yaşananları salt bir halkın topluca imhası olarak yorumlamaz, bunun aynı zamanda asırlar süren ilişkiye ihaneti de içinde barındırdığını belirtirler.
Türk-Ermeni ilişkisinin günümüzde geldiği nokta ise şudur: Ermeniler ve Türkler birbirlerine bakışlarında klinik iki vaka durumundadırlar. Ermeniler travmalarıyla, Türkler de paranoyalarıyla.
İçinde debelendikleri bu sağlıksız halden kurtulmadıkça -Türkler belki değil ama- Ermeniler'in kendi kimliklerini sağlıklı şekilde yeniden yapılandırmaları mümkün gözükmemektedir.
Özellikle Türkler 1915'e bakışlarında empatik bir yaklaşıma girmedikçe Ermeni kimliğinin sancılı kıvranışı devam edecektir.
***
Sonuçta görülüyor ki işte "Türk" Ermeni kimliğinin hem zehiri, hem de panzehiridir.
Asıl önemli sorun ise Ermeni'nin kimliğindeki bu Türk'ten kurtulup kurtulamayacağıdır

-----------------------------------------------------------------------------------------

'Türk'ten kurtulmak
30 Ocak 2004
Ermeni kimliğinin "Türk"ten azad olmasının görünür iki yolu var. Bunlardan biri, Türkiye'nin (devlet ve toplum olarak) Ermeni ulusuna karşı empatik bir tutum içine girmesi ve nihayetinde Ermeni ulusunun acısını paylaştığını belli edecek bir anlayış sergilemesidir.
Bu tutum hemen olmasa da, zaman içinde "Türk" unsurunun Ermeni kimliğinden uzaklaşmasına yol açabilir.
Ne var ki bu şıkkın gerçekleşmesi şimdilik zor bir olasılık.
İkinci yol ise bizzat Ermeni'nin "Türk"ün etkisini kendi kimliğinden atması.
İlkine göre bu ikincisi, daha bir kendi iradesi ve inisiyatifine bağlı olduğundan, gerçekleşme ihtimali daha fazla.
Esas olarak tercih edilmesi gereken yol da budur.
***
Ermeni dünyasının bunu nasıl başarabileceği ise tamamiyle mevcut duruma yeni bir anlayışla bakabilmesiyle ilişkilidir.
1915'e bakmak örneğin...
Ermeni dünyası yaşadığı tarihi dramın gerçekliğinin farkındadır ve bu gerçeklik bugün dünya ülkelerinin ya da Türkiye'nin kabul edip etmemesiyle değişecek değildir. Onlar kabul etmese de Ermeni ulusunun vicdanında olan bitenin adı başından beri kazınmıştır. Dolayısıyla Dünya'dan ne de Türkiye'den bu gerçekliğin tanınmasını beklemek Ermeni dünyasının yegane hedefi olamaz.
Gayrı herkesi kendi vicdansızlığıyla başbaşa bırakma zamanı gelip de geçmiştir.
***
Bu gerçekliği kabul edip etmemek esasen herkesin kendi vicdani sorunudur, bu vicdan da temelini bizatihi insanlık denilen ortaklığımızdan -"İnsan" kimliğimizden- alır.
Dolayısıyla gerçeği kabul edenler, asıl olarak kendi insanlıklarını arındırırlar.
Ermeni kimliğinin sağlığını Fransız'ın, Alman'ın, Amerikalı'nın ve ille de Türk'ün soykırımı kabul edip etmemesine endeksli bir durumda bırakmak, Ermeni dünyasının artık terk etmesi gereken bir hatadır. Gayrı bu hatadan uzaklaşmanın ve "Türk"ü Ermeni kimliğindeki bu etkin rolünden ötelemenin zamanı gelip de geçmiştir.
Ermeni kimliğinin çektiği bunca sancı artık yeterlidir, sancıyı bundan böyle biraz da insanlık denen aleme terketmek gerekir.
***
Kimliksel dinginliğini "Türk"ün olumsuz ve kayıtsız varlığına kilitleyen Ermeni dünyasının, tüm ortak performansını dünya üzerinden "Türk"e baskı uygulamaya ve soykırımı kabul ettirmeye ayırması, ne yazık ki kimliğin uyanışını erteleyen koca bir zaman kaybından başka bir şey değildir.
Ermeni dünyası, kimliğinin geleceğine bundan böyle, öylesi kavramlar yüklemelidir ki bu kavramlar bu ulusun körelmiş üretim yeteneğini tekrar fişekleyebilecek iticilikte olsun.
İşte bu nedenle, "Kendi acısını sırtlayacak ve gerekirse mahşere kadar da onuruyla kendisi taşıyacak" bir anlayışı Ermeni kimliğine hakim kılmak en temel yönelim olmalıdır.
Aksi durumda Ermeni dünyası kendini başkalarının gerçeği kabul edip etmeme insafına zincirlemiş olur ki...
Bu da gerçek tutsaklığın ta kendisidir.
***
Ermeni dünyasının kendisini "Türk"ten kurtardığında, kimliğinde bir boşluk yaşayacağını ve özellikle de Diaspora Ermenileri'nin kimliksel çözünürlüğünün hız kazanacağını sananlar aldanırlar.
Ermeni kimliğinde "Türk"ten geriye kalacak boşluğu dolduracak çok daha yaşamsal bir olgu sözkonusudur o da bizatihi bağımsız Ermenistan devletinin varlığıdır.
Bundan onbeş yıl önce var olmayan bu yeni heyecan, artık her türlü etkinin ve etkenin üstünde Ermeni kimliği üzerinde büyük bir rol oynamaya namzettir.
Ermeni dünyasının geleceğini, bu minik ülkenin gelecekteki refahına ve içinde yaşayanların mutluluğuna endekslemesi aynı zamanda kendi kimliğini rahatsız eden sancılardan kurtuluşunun da bir işareti olacaktır.
***
Ermeni kimliğinin "Türk"ten kurtuluşunun yolu gayet basittir:
"Türk"le uğraşmamak...
Ermeni kimliğinin yeni cümlelerini arayacağı yeni alan ise artık hazırdır:
Gayrı Ermenistan'la uğraşmak
-----------------------------------------------------------------------------------------
13 Şubat 2004
"Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur.
Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun.
Bu farkındalığın asıl sorumlusu ise Diaspora'ya yayılmış Ermenilerden ziyade Ermenistan yönetimleridir. Ermenistan hükümetlerinin sorumluluklarının bilincinde olmaları ve gereğini yerine getirmeleri aslolandır.
***
Ne var ki 12 yıllık bağımsızlık döneminde Diaspora ile Ermenistan ilişkilerine bakıldığında, Ermenistan hükümetlerinin henüz bu sorumluluğun bilincine yeterince varmadıkları görülür. Birkaç gösterişli "Pan Armenian Buluşması" dışında işlevsel bir "Diaspora-Ermenistan buluşması" mekanizması dahi kurulamamıştır.
Ermenistan'ın Diaspora ile ilişkileri bazen Diaspora'nın bazen de Ermenistan'ın inisiyatifinde ağır aksak yürütülmüş, kalıcı ve daha ziyade Ermenistan merkezli bir kurumlaşmaya gidilememiştir.
***
Oysa Ermenistan'ın çoktan özel ve çok güçlü bir Diaspora Bakanlığı kurmuş olması gerekirdi. Bu bakanlık sayesinde de dünyanın en ücra köşelerine dahi dağılmış ve dağılacak tek Ermeni bireyinin dahi nasıl kucaklanabileceği temel bir kaygıya dönüştürülebilir, sonrasında bu kaygı doğrultusunda hareket edilir ve buna göre projeler geliştirilebilirdi.
Bunun yapılmamış olması hâlâ büyük bir eksik olarak gözüküyor. Bu kaygısızlığıyla Ermenistan kendisinin ne denli bir ana kök olduğunun farkında değil ki Diasporadakiler'e de bunu hissetirebilsin.
Bu da gösteriyor ki Ermenistan elbette layık ama Ermenistan yönetimleri henüz Diasporalıya layık değil.
***
Ermenistan'ın Diasporalı bireyle kuracağı birebir ilişkinin Diaspora Ermeni'sinin kimliğinde ve kimliğin yeni cümlelerinin kuruluşunda oynayacağı rol çok büyüktür ve tartışmasızdır.
Bugün Diaspora'da açık tutulan Ermeni okullarının, dil kurslarının, sosyal ya da kültürel kurumların ya da diğer tüm kollektif faaliyetlerin yegâne amacı Ermeni kimliğini yeni kuşaklara taşımak, korumak ve mümkünse geliştirmektir. Bu amaç için milyonlarca dolar harcanır. Sonuçta elde
edilen, bilinen ama konuşul(a)mayan bir dil ile arada bir kilisesine giden ama o kadarla yetinen bir kimliktir.
Oysa diğer taraftan öyle bir gerçek vardır ki bunun gereğini yerine getirmek artık kaçınılmazdır.
O da Ermenistan'la Diasporalı'nın kuracağı moral diyaloğun bizatihi kendisinin en doğal okul olduğudur.
***
Diasporalı gencin bu okullarda okumamış, bu kiliselere gitmemiş olsa da bir kez Ermenistan denilen doğal okulla tanışması kimliği için çok şey
ifade eder.
Diaspora gencine on yıllar içinde eğitimle ve kiliseyle verilen Ermeni kimliğiyle, o gencin Ermenistan'ı bir kez ziyaret ederek edineceği kimlik arasında ikincisinin lehine ağır basan bir köklülük söz konusudur.
Bu dediğimizin ne denli doğru olup olmadığını denemek o denli pahalı bir şey değildir. Bir kenara ayırılacak üç beş kuruşla bir gencin yıllık tatilinin 15 gününü Ermenistan sokaklarında geçirmesi pekala sağlanabilir.
***
Ermenistan'ı ziyaret eden ve öncesinde Ermeni kimliğinden bir hayli de uzak gözüken gencin, 15-20 günlük bu sürede edinmiş olduğu kimliğin nasıl damardan absorbe edildiği görülecektir.
Artık o dakikadan itibaren gencin bu kimliğini dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun unutması bir daha olanaksızdır.
Gayrı o kimlik ona damardan şırıngalanmıştır...
Dolayısıyla gençler için Ermenistan'a özel seyahat turlarının düzenlenmesi birincil derecede kimlik kazandırıcı faaliyettir. Bu çalışmalar ne pahasına olursa olsun her yerde yıllık programların
başına alınmalıdır.
***
Ermeni kimliğin doğrudan Ermenistan'dan edinilecek cümleleri, kelimelerle anlatılamayacak denli zengin kazanımlardır.
Bu durum, saksıda yetiştirilmeye çalışılan narin bir bitkinin kendi toprağı, kendi suyu ve kendi güneşiyle tanışmasına da benzetilebilir.
Denemesi bedavadır... Herkese önerilir
Korkma Hadi Konuş Anlat Niye Sustun En Son Sen Tutuştun Nefretle Beni Bekle Karanlığım Uyanmadan Beni Uyut...

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

bu cinayetin kendini bilmeyen bilinçsiz biri tarafından işlendiğini düşünmüyorum.. bu ülkeye yıllardır yapılan dış müdahaleler sonucu insanlar tepkilerini gösteriyorlar.. ama bu cinayet türk halkından gelen bir tepki değildir, daha önce de olduğu gibi ülkeyi karıştırmaya, bölmeye yönelik iğrenç bir oyundur.. insanların düşüncelerinden dolayı öldürülmesi sadece zayıflıklıktır, korkaklıktır..

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

yahudileri dünya tanımıştır çünkü yahudiler şu anda amerika ve dünya ekonomisini elinde tutan insanlardır ve yaptırım güçleri vardır. ancak ermeniler sadece türkiyeye baskı yapmak amacıyla kullanılmaktadır. aradaki fark bundan ibarettir. hırant dink olayı da türkiyeye karşı kullanılacak bir silahtır..

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

Türkiye'de insanların dogrularından baska neye saygı var ki ona olsun? Adamın yazdıgı, dedigi dogrudur, yanlıstır tartısmam ama sırf dusuncesinden dolayı oldurmek ilkelliktir, cag dısılıktır. Bu eylemi gerceklestirenlerin ulkeye zararı, Hrant Dink'ten cok daha fazladır. Hrant Dink'in adını simdi cok daha fazla kisi duydu. Ulkenin imajı Dunya'da yine yerin dibine indi. Şimdi hangi yuzle gidipte Fransa'ya biz Ermenileri oldurmedik diyeceksin? Bu eylemden sonra insanlar korkup dusunduklerini yazmayacak mı sanıyorlar? Ugur Mumcu olduruldukten sonra gazeteciler korkup kalem mi bıraktı? Voltaire bosuna dememis "Soylediklerine katılamam, ancak dusuncelerini ozgurce soyleyebilmen icin canımı bile veririm" diye ama anlayana tabi...

Kısacası saglıklı dusuncelerin, fikirlerin gelişebilmesi icin karşı tarafın fikrine saygı duymak, onu dinlemek sarttır.
En son jonnathan tarafından 19 Oca 2007 23:11 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
nodoubt_16
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 610
Kayıt: 12 Şub 2006 01:00
Konum: konya

Mesaj gönderen nodoubt_16 »

jonnathan yazdı:Türkiye'de insanların dogrularından baska neye saygı var ki ona olsun? Adamın yazdıgı, dedigi dogrudur, yanlıstır tartısmam ama sırf dusuncesinden dolayı oldurmek ilkelliktir, cag dısılıktır. Bu eylemi gerceklestirenlerin ulkeye zararı, Hrant Dink'ten cok daha fazladır. Hrant Dink'in adını simdi cok daha fazla kisi duydu. Ulkenin imajı Dunya'da yine yerin dibine indi. Şimdi hangi yuzle gidipte Fransa'ya biz Ermenileri oldurmedik diyeceksin? Bu eylemden sonra insanlar korkup dusunduklerini yazmayacak mı sanıyorlar? Ugur Mumcu olduruldukten sonra gazeteciler korkup kalem mi bıraktı? Descartes bosuna dememis "Soylediklerine katılamam, ancak dusuncelerini ozgurce soyleyebilmen icin canımı bile veririm" diye ama anlayana tabi...

Kısacası saglıklı dusuncelerin, fikirlerin gelişebilmesi icin karşı tarafın fikrine saygı duymak, onu dinlemek sarttır.
Ulkenin imajından hala söz edilebiliyorsa umut var demektir ... enteresan...
Korkma Hadi Konuş Anlat Niye Sustun En Son Sen Tutuştun Nefretle Beni Bekle Karanlığım Uyanmadan Beni Uyut...

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

ülke imajı kimin umrunda ki. bu ülke hakkındaki fikirler yüzyıllar önce oluşmuş ve asla değişmez..nasıl olsa herkesin amacı türkiyeyi bir şekilde köşeye sıkıştırmak..

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

değiştirecek ne yaptık diye sormak lazım tabi...
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
lonly
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 680
Kayıt: 12 May 2005 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lonly »

işte bunuda yapyolar bize...dışardaki insanların zaten kötü düşünüğü gibi bizde kendi ülkemiz için kötü düşünüyoruz..bi hocam vardı derdiki batan gemiyi önce fareler terkeder...ozmn diecek laf bulamazdım....ee ben kedni ülkemdende umudu kesceksem nereye gidicem naapcam... :(
insan kendine rağmen yaşamayı bilmeli bazen...

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

sömürülmekten fırsatımız oldu diye bir soru da ben yöneltmek isterim.. bir ülke bu kadar baskı altında olursa, ülkeyi yöneten kişiler hep dışarıdan belirlenirse ve konuşan insanlar susturulursa uğraşlar boşa gider elbette.

Kullanıcı avatarı
betul
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 361
Kayıt: 11 Eyl 2005 00:00
Konum: baslasam bilemiyorum..

Mesaj gönderen betul »

bu ulkeden adam olmas diyen bir genclik yetistirmeyerek baslayabiliriz mesela..hayır bunu soyleyen insanlar adam olsa gam yemeyecegim..siz kimsiniz de Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ni begenmiyorsunuz sacma sapan yorumlarınızı oturdugunuz yerden sıralıyorsunuz..bu ulke kaybediyorsa boyle bir nesil yetistirdigi icin kaybediyor..bizi dıs gucler degil bilincsizlik bitirir..
Rüya ile gercegin arafında..Hep iyinin,askın tarafında..

Kullanıcı avatarı
demakrotive
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 573
Kayıt: 16 Oca 2005 01:00
Konum: Ankara - Balıkesir

Mesaj gönderen demakrotive »

jonnathan yazdı:Türkiye'de insanların dogrularından baska neye saygı var ki ona olsun? Adamın yazdıgı, dedigi dogrudur, yanlıstır tartısmam ama sırf dusuncesinden dolayı oldurmek ilkelliktir, cag dısılıktır. Bu eylemi gerceklestirenlerin ulkeye zararı, Hrant Dink'ten cok daha fazladır. Hrant Dink'in adını simdi cok daha fazla kisi duydu. Ulkenin imajı Dunya'da yine yerin dibine indi. Şimdi hangi yuzle gidipte Fransa'ya biz Ermenileri oldurmedik diyeceksin? Bu eylemden sonra insanlar korkup dusunduklerini yazmayacak mı sanıyorlar? Ugur Mumcu olduruldukten sonra gazeteciler korkup kalem mi bıraktı? Descartes bosuna dememis "Soylediklerine katılamam, ancak dusuncelerini ozgurce soyleyebilmen icin canımı bile veririm" diye ama anlayana tabi...

Kısacası saglıklı dusuncelerin, fikirlerin gelişebilmesi icin karşı tarafın fikrine saygı duymak, onu dinlemek sarttır.
malesef Türkiye'de çok gelişmiş olduğuu zannettiğimiz karşılıklı ilişkilerimiz belli bir siyasi görüş cervesi içine girdiğinde saygısızlığa dönüveriyor kimse birbirini hakettiği gibi dinlemiyor nasıl beceriyorsa dinlemediği şeylerin üstüne bi de muhalif yorumu getiriyor elbette karşındakinin söylediklerine katılmayabilirsin ama önce onun ne dediğini tamamen bilmelisin tamamen bildiğin andan itibaren de konuşarak yazışarak belli bi sınır çizerek tartışırsın,öldürerek değil..
şıp şıp şıp şıp şıp şıp... (damlaya,damlaya damlaya damlaya damlaya..) okyanus oldum dum dum dum dum dum tak dum ta tak..

Kullanıcı avatarı
lonly
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 680
Kayıt: 12 May 2005 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lonly »

betul yazdı:bu ulkeden adam olmas diyen bir genclik yetistirmeyerek baslayabiliriz mesela..hayır bunu soyleyen insanlar adam olsa gam yemeyecegim..siz kimsiniz de Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ni begenmiyorsunuz sacma sapan yorumlarınızı oturdugunuz yerden sıralıyorsunuz..bu ulke kaybediyorsa boyle bir nesil yetistirdigi icin kaybediyor..bizi dıs gucler degil bilincsizlik bitirir..
kesinlikle katlıyorum ama şuda var ülken seni korumuyo sen neyaparsan yap nekdr uğraşırsan uğraş göze battınmı hadi bi cinayet....bilinçli olan kaç insanımız ya öldürüldü ya sindirildi...
insan kendine rağmen yaşamayı bilmeli bazen...

Kullanıcı avatarı
nodoubt_16
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 610
Kayıt: 12 Şub 2006 01:00
Konum: konya

Mesaj gönderen nodoubt_16 »

başlığa biraz farklı kelimeler üzerinde oynayarak farklı bir dille yaklaşmak istiyorum ...

Düşün ce özgürlüğü hatırlarız .. Düşün ce düşünürüz ..

Düşmeden özgürlüğü hatırlasak.. Düşmeden düşünsek ..


Belki o zaman herşey daha güzel olacak .. Tepkilerimizi anlık gelişen olayları göre degilde sürekli bir şekilde dile getirsek..

Bundan öncede bir çok yazarımız aydın kişiliğimiz buna benzer suikastlere kurban gitti ama forumda bir yazı göremedim..
Korkma Hadi Konuş Anlat Niye Sustun En Son Sen Tutuştun Nefretle Beni Bekle Karanlığım Uyanmadan Beni Uyut...

jonnathan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 3812
Kayıt: 19 Eki 2003 00:00
Konum: izmir
İletişim:

Mesaj gönderen jonnathan »

houseofholy yazdı:sömürülmekten fırsatımız oldu diye bir soru da ben yöneltmek isterim.. bir ülke bu kadar baskı altında olursa, ülkeyi yöneten kişiler hep dışarıdan belirlenirse ve konuşan insanlar susturulursa uğraşlar boşa gider elbette.
somurulmeye izin verende, ulkeyi yoneten kisilerde, konsuan insanları susturanlarda hep bizleriz ne yazık ki...
sleeping with the earth my dying bride

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

jonnathan yazdı:
houseofholy yazdı:sömürülmekten fırsatımız oldu diye bir soru da ben yöneltmek isterim.. bir ülke bu kadar baskı altında olursa, ülkeyi yöneten kişiler hep dışarıdan belirlenirse ve konuşan insanlar susturulursa uğraşlar boşa gider elbette.
somurulmeye izin verende, ulkeyi yoneten kisilerde, konsuan insanları susturanlarda hep bizleriz ne yazık ki...
buna bir itirazım yok.. elbette herşeye izin veren bizleriz. birileri uyutur birileri de her daim uyur.. uyumayanlar sonsuza dek uyutulur..ama bunda bizim de suçumuz varsa kendimizi suçlamak bir işe yaramaz.. yapabileceğimiz tek şey suçlu aramak olmamalı..

Kullanıcı avatarı
nodoubt_16
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 610
Kayıt: 12 Şub 2006 01:00
Konum: konya

Mesaj gönderen nodoubt_16 »

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast, yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede, “Cuma namazını kıldıktan sonra vurdum” dedi.
-------------------------------------------------------------------------------

Cuma namazını yapanlar bunu mu yaparmış? Avrupa'ya dinimize hakareti mi öğretiyorsunuz. pkk 'lıların ,devsolcuların vb.cinayetlerini habere işlerken "hiç namaz kılmazmış" diye vurguluyormusunuz?

Artik eski sovyet türü beyin yikama yok,yeni psikolojik metotlar var.Bu zavalli yaratiga da ayni sekil uygulanmis,verdigi mesaja bakan bir anne ,cocugum cuma namazina giderse,süphelenmelimiyim?anlasilan birileri bu mesaji da yikamislar beynine.Bu metotlari kullanabilecek kesimler de bellidir;soguk savas sonuna kadar masaligini yaptiklari servislerin kim oldugu da.

BU ŞAHIŞ MUTLAKA HIPNOZ UZMANI BIR PSIKOLOG TARAFINDAN SORGULANMALI KI DOGRULARI BULALIM.
Korkma Hadi Konuş Anlat Niye Sustun En Son Sen Tutuştun Nefretle Beni Bekle Karanlığım Uyanmadan Beni Uyut...

Kullanıcı avatarı
lonly
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 680
Kayıt: 12 May 2005 00:00
Konum: ankara

Mesaj gönderen lonly »

soyisim bana biraz tuhaf geldi türk mü kesin o çocuk??

Kullanıcı avatarı
wolfali
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2544
Kayıt: 26 Oca 2006 01:00
Konum: istanbul
İletişim:

Mesaj gönderen wolfali »

lonly yazdı:soyisim bana biraz tuhaf geldi türk mü kesin o çocuk??
Türklermiş..nüfus müdürlüğünde yanlışlık yapılmış soyisim konusunda..eniştesinin yalancısıyım.
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...

Kullanıcı avatarı
mi-do
Üye
Üye
Mesajlar: 20
Kayıt: 21 Oca 2007 01:00

Mesaj gönderen mi-do »

samastlar diye bişe varmış zaten.oğuz türkleriyle alakalı.karadeniz'in türkleşmesnde katkıları olmuşş: : )

Kullanıcı avatarı
houseofholy
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 905
Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
Konum: ankara
İletişim:

Mesaj gönderen houseofholy »

bence bu olayı kimin yaptığı değil önemli olan. o çocuk bir ermeni olsaydı rahatlayacakmıydık. bu işi yapan cahil bir çocuktur. önemli olan kimin azmettirdiğidir. ve azmettireni sadece kişiler bazında ve ülke içinde aramak yanlış olacaktır.. son birkaç sene olanlara bakmak nedenini anlamaya yeter.

Cevapla