Trainspotting (1996)
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
Trainspotting (1996)
Trainspotting 1996 yılında Danny Boyle tarafından yönetilen ve Irvine Welsh' in yazdığı aynı isimli romandan sinemaya uyarlanan bir filmdir. Film Edinburgh' da yaşayan bir grup eroin bağımlısı genç ve onların hayatlarından bir pasajı anlatır. Filmin ana karakterlerini oynayan oyuncular; Ewan McGregor (Mark Renton rolünde), Ewen Bremner (Spud Murphy rolünde), Jonny Lee Miller (Sick Boy rolünde), Kevin McKidd (Tommy rolünde), Robert Carlyle (Begbie rolünde) ve Kelly Macdonald (Diane rolünde). Yazar Irvine Welsh' unda filmde, uyuşturucu satıcısı olarak kısa bir rolü vardır.
Senaryo Walsh' ın romanından John Hodge tarafından uyarlandı. Film konu olarak uyuşturucu ile alakası olmayan train spotting (demiryolları ve trenlerle alakalı özel ilgiye sahip insanlar) isimli hobiye bir gönderme yapmamaktadır. Filmin adı doğrudan orijinal kitaptaki bir olaya, Begbie ve Renton' nın, Begbie' nin yoksul babasına Leith Merkez tren istasyonunda rastlamalarına dayanmaktadır. Baba onlara (zayıf ama espirili bir şekilde) trainspotting olup olmadıklarını soruyor.
Film, İngiltere, Avustralya ve A.B.D. gibi ülkelerde insanları uyuşturucuya özendirip özendirmediği konusunda tartışmalara yol açmıştır. Amerikalı senatör Bob Dole filmi daha önce hiç seyretmemiş olduğunu kabul etmesine rağmen, 1996 Amerikan başkanlık seçimi kampanyaları boyunca filmin ahlaki bozukluğunu ve uyuşturucu kullanımını yüceltiğini söyleyerek kötülemiştir. Tüm tartışmalara rağmen, film yaratıcılığı açısından övgüler almış ve aynı yıl içinde En İyi Senaryo Uyarlama dalında Akademi Ödüllerinde aday olarak gösterilmiştir. 1999 yılında film İngiltere' de BFI poll' da onuncu oldu ve 2004 yılında Total Film isimli dergi tarafından tüm zamanların en iyi dördüncü İngiliz filmi olarak gösterilmiştir.
Senaryo Walsh' ın romanından John Hodge tarafından uyarlandı. Film konu olarak uyuşturucu ile alakası olmayan train spotting (demiryolları ve trenlerle alakalı özel ilgiye sahip insanlar) isimli hobiye bir gönderme yapmamaktadır. Filmin adı doğrudan orijinal kitaptaki bir olaya, Begbie ve Renton' nın, Begbie' nin yoksul babasına Leith Merkez tren istasyonunda rastlamalarına dayanmaktadır. Baba onlara (zayıf ama espirili bir şekilde) trainspotting olup olmadıklarını soruyor.
Film, İngiltere, Avustralya ve A.B.D. gibi ülkelerde insanları uyuşturucuya özendirip özendirmediği konusunda tartışmalara yol açmıştır. Amerikalı senatör Bob Dole filmi daha önce hiç seyretmemiş olduğunu kabul etmesine rağmen, 1996 Amerikan başkanlık seçimi kampanyaları boyunca filmin ahlaki bozukluğunu ve uyuşturucu kullanımını yüceltiğini söyleyerek kötülemiştir. Tüm tartışmalara rağmen, film yaratıcılığı açısından övgüler almış ve aynı yıl içinde En İyi Senaryo Uyarlama dalında Akademi Ödüllerinde aday olarak gösterilmiştir. 1999 yılında film İngiltere' de BFI poll' da onuncu oldu ve 2004 yılında Total Film isimli dergi tarafından tüm zamanların en iyi dördüncü İngiliz filmi olarak gösterilmiştir.
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
- houseofholy
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 905
- Kayıt: 04 Oca 2007 01:00
- Konum: ankara
- İletişim:
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=hQexj9xPhp4[/youtube]
herşey onun içinde, o herşeyin dışında..
- uykudakaybolan
- Üye
- Mesajlar: 139
- Kayıt: 23 Ara 2006 01:00
- Konum: istanbul
izlemiş olduğum en iyi filmlerden biri.sondtrackleri akılda kalan inanılmaz sahneleriyle bi başyapıt bence.tuvalete dalma, junkie annenin bebeğinin junkie arkadaşları tarafınndan öldürülmesi ve perfect day eşliğinde junkie elemanımızın kırmızı yatağa yatmasıyla başlayan düşüş ilk aklıma gelen sahneler.kesinlikle de en iyi soundtrackli filmlerden
requem den daha önce çıkmış olmasına rağmen requem den sonra adeta unutulan film..kesinlikle aynı kefede aynı hizada yer alırlar requem le bence çünkü senaryo da oyunculular da kafa kafaya süperler karşılaştırmak istemiyorum ama trainspotting diyince ona en yakın film(veya eşit) requem for a dream geliyo ama requem i daha beğenirim açıkçası
elemanın koptuğu sahneler ve bırakma krizlerindeki tavanda gördüğü şekiller kişiler beni hala dha korkutur olabildiğine gerçekçi yaptıkları ve oyunculuğun muhteşemliğini gözümüze soktukları için heralde =)
elemanın koptuğu sahneler ve bırakma krizlerindeki tavanda gördüğü şekiller kişiler beni hala dha korkutur olabildiğine gerçekçi yaptıkları ve oyunculuğun muhteşemliğini gözümüze soktukları için heralde =)
"Eğer cennete o vakit istenmemişsem (doğum), ısrar etmeyeceğim.."
sanırım kült filmler içindedir artık.her koşulda seyredilecebecekbir film.bu filmi requiem for dream le kıyaslamak istemiyorum.çünkü benim için requiem ,öğretici bir belgeselden öteye geçmez.soundtrack in playlistine ek olarak born slippy - underworld ü ekleyebilirim.
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=XiA_yVBjC5k[/youtube]
bunları diyor;
"choose life. choose a job. choose a career. choose a family. choose a fucking big television. choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers. choose good health, low cholesterol, and dental insurance. choose fixed interest mortgage repayments. choose a starter home. choose your friends. choose leisurewear and matching fabrics. choose diy and wondering who the fuck you are on a sunday morning. choose sitting on that couch watching mind-numbing, spirit crushing game shows, stuffing junk food into your mouth. choose rotting away at the end of it all, pishing your last in a miserable home, nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked up brats you spawned to replace yourself. choose a future. choose life... but why would i want to do a thing like that?"
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=XiA_yVBjC5k[/youtube]
bunları diyor;
"choose life. choose a job. choose a career. choose a family. choose a fucking big television. choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers. choose good health, low cholesterol, and dental insurance. choose fixed interest mortgage repayments. choose a starter home. choose your friends. choose leisurewear and matching fabrics. choose diy and wondering who the fuck you are on a sunday morning. choose sitting on that couch watching mind-numbing, spirit crushing game shows, stuffing junk food into your mouth. choose rotting away at the end of it all, pishing your last in a miserable home, nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked up brats you spawned to replace yourself. choose a future. choose life... but why would i want to do a thing like that?"
devamında da bunlarıEdmond yazdı: bunları diyor;
"choose life. choose a job. choose a career. choose a family. choose a fucking big television. choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers. choose good health, low cholesterol, and dental insurance. choose fixed interest mortgage repayments. choose a starter home. choose your friends. choose leisurewear and matching fabrics. choose diy and wondering who the fuck you are on a sunday morning. choose sitting on that couch watching mind-numbing, spirit crushing game shows, stuffing junk food into your mouth. choose rotting away at the end of it all, pishing your last in a miserable home, nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked up brats you spawned to replace yourself. choose a future. choose life... but why would i want to do a thing like that?"
I chose not to choose life: I chose something else. And the reasons? There are no reasons. Who need reasons when you've got heroin?
the dreams in which im dying are the best ive ever had