The Cure
The Cure
yanılmıyorsam kısa sureli bir hayatı olmuştu bu baslıgın...kapanmaması dılegıyle bırkez de ben acayım
kıdemli olan ama kıdemı kadar da tartısılamayacagını bıldıgım ve sayfasının basını alıp gıdemeyecegını umdugum bır grup.
The Cure; Easy Cure adıyla; Crawley, Sussexde ki St Wilfrids Comprehensive okulunda öğrenci olan Robert Smith (solist) ve okul arkadaşları, Michael Dempsey (bas) ve Laurence Lol Tolhurstdan (davul) oluşan bir ekiple 1976 yılında kuruldu. Punkın ilk alevlendiği yıllarda grup kendine uygun bir çıkış yolu bulduğunda, Albert-Camusden esinlendikleri Killing An Arabın da içinde olduğu albüm The Peel Sessionı bağımsız bir plak şirketi olan Small Wonder Recordstan 1978 yılının ortalarında yayınladı. Bu parçayla grup; prodüktör ve Fiction Recordun müdürü Chris Parrynin dikkatini çekmeyi başardı.
1979 yılının Mayıs ayında grup; özellikle 60lı yılların Brit ritmlerinin bulunduğu Boys Dont Cryla bir çok müzik eleştirmeninden olumlu eleştiriler almaya başardı. Bir sonraki albüm Three Imaginery Boys da aynı olumlu eleştirileri alınca grup; Siuoxsie and The Bansheesle birlikte albümü tanıtmak amacıyla düzenlenen bir konser verdi. Ayrıca bu organizasyona Smithsde katıldı. Bir başka güçlü çıkış yapan single Jumping Someone Elses Train bağımsız listelerde çok başarılı olurken, uluslararası listelere girmeyi kıl payı kaçırdı.
Cult Heroes adıyla çıkış yapan Im A Cult Hero singleı yeterli ilgiyi bulamadı ve singleın yayınlanmasından sonra basçı Michael Dempsey gruptan ayrıldı. Dempseyin yerine çok kısa bir süre grupta kalıp daha sonra ayrılan ve gruba Robert Smithin davetiyle tekrar 1985 yılının 20 Haziranında katılan, Simon Jonathan Gallup geçti. (16 Kasım 1979) Bu sırada gruba klavyeci Mathieu Hartleyde katıldı. 1980 yılının baharında Cure, bir rock grubundan çok bir pop grubu kadar para kazanmaya başladı.
Seventeen Seconds albümlerinden çıkardıkları; 12 inchlik single A Forest grubun ilk kez İngiltere Top 40a girmesini sağlarken ikinci güçlü çıkış yapan minimalist bir klasik olan albüm 17 Secondsla grup; Top 20ye girmeyi başardı. Cureun çalışmaları; düzenli olarak müzik listelerinin alt seviyelerinde yer almaya başladı. 1981 yılında çıkardıkları Faith albümlerinden piyasaya çıkan Primary, Charlotte Sometimes ve Faith singlelarıyla bulundukları pozisyonu pekiştiren grup, bir sonraki yıl için, yeni çalışmalarının izini sürmeye başladı.
Grubun Pornographyle yaptığı hamle İngiltere Müzik Listelerinde ki yerlerini tehdit etmeye başladı. Fakat bunun yanında grubu ilgilendiren daha önemli problemler de vardı. 1982 yılında; klavyeci Hartley ve bir diğer yeni eleman olan Gallup gruptan atıldı. Yerlerine Phil Tornalley ve Steve Gouldin geldi. Bu sırada Smith geçici bir süreliğine, John McGeoghun yerine Siouxie and The Bansheese katıldı. Aynı zamanda grubun Dear Prudence adlı parçasına da gitarıyla eşlik etti. Smith, daha sonra Bansheesden Steve Severin ve Jeanette Landrayla Gloveda bir kez daha çalışma imkanı buldu.
1982 yılının Mayıs ayında İngiltere Müzik Lisyelerinde ilk ona giren albümleri Pornography çıktı. Bu sırada albümden The Hanging Garden singleları piyasaya çıktı. Ve Simon Gallup gruptan ayrıldı. Gallupun gruptan ayrılmasıyla Smith, grubun biraz zamana ihtiyacı olduğunu farketti.
Bütün bunlar olup biterken The Cure, albüm çalışmalarına devam etti ve 1983 yılında Japanese Whispers adlı albüm piyasaya çıktı. Bu albümden çıkan ve elektronik bir alt yapıya sahip olan The Walk singleı İngiltere Top 20ye başarılı bir giriş yaptı. 4 ay sonra grup Love Cats adlı parçalarıyla ilk ona girmeyi başardı.
1984 yılında bir Cure albümü olarak piyasaya çıksa da aslında Robert Smithin albümdeki hemen hemen bütün enstrümanları çalmış olduğu The Top piyasaya çıktı. Albüm, İngiltere Müzik Listelerine ilk ondan giriş yaptı. Albümden çıkan The Caterpillar ise listelerde ilk 20de yer aldı. The Topun turnesinde Cure; davulda Andy Anderson, basta Phil Tornalley, ve gitarda Porl Thompsondan oluşan bir ekipti. Fakat bazı sebeplerden dolayı turne sonunda Andy Anderson ve Phil Tornelley gruptan ayrıldı. Onların yerine bateride Boris Williams ve gitarda Simon Gallup geçti.
Cure; sadece eklektik ve alışa gelmişin dışında bir müzik yapmakla kalmayıp, yaptıkları bu yeniliklerle çok geniş bir dinleyici kitleside kazanmış oldu. Smithin ağır göz makyajı, koyu kırmızı ruju ve dağınık saçları; Tim Popeun grubun parçalarına çektiği klipler kadar dikkat çekiciydi. 1985 yılında grup, o zamana kadar çıkarmış olduğu en başarılı albümü piyasaya sürdü. The Head On The Door. Albümden çıkan en başarılı single In Between Days oldu. Bu singleı Close To Me takip etti.
Daha önce çıkarmış oldukları singlelarının toplaması olan Staring At The Seayi piyasaya sürdüklerinde grup, bu piyasada kalıcı olduklarının altını bir kez daha çizmiş oldu.
The Cure 1987 yılında Güney Amerika Turnesine çıktı ve burada İngiltere Müzik Listelerinde Hit Olacak parçaları Why Cant I Be You, Catch ve Just Like Heavenı çıkardı. Bu parçalar çıkardıkları son double albüm Kiss Me, Kiss Me, Kiss Menin içindeydi, aynı zamanda bu albüm İngiltere Müzik Listelerinde ilk 40a girdi.
1988 yılında The Imaginary Years adında bir Cure belgeseli piyasaya çıktı.
İki yıl aradan sonra grubun Disintegration albümü piyasaya çıktı. Smithin artık ölmek üzere olan bazı şarkı sözleriyle hazırlanan parça İngitere Listelerinde 3 numaraya kadar yükseldi. Bu sırada grup bazı singlelarını piyasaya sürmeye devam etti. Bu singlelar; Lullaby, Lovesong, Pictures Of Youydu. Bu singlelardan Lullaby için çekilen klip, o yıl düzenlenen Brit Ödüllerinde en iyi klip ödülünü aldı.
Singlelar ve albümler piyasaya çıkmaya devam ederken grup üyeleri de değişmeye devam ediyordu. Grubun kuruluşunda yer alan lol adıyla tanınan, davulcu Laurence Andrew Tolhurst gruptan ayrıldı. Cure Amerikada verecekleri konserlere devam edeceklerini açıklarken, Robert Smith artık grubun vereceği konserlerde bulunmayacağını söyledi.
1990 yılında; grubun daha önce çıkardığı parçalarının remixlenmiş ve yeniden kaydedilmiş versiyonlarının yer aldığı Mixed Up adındaki double cd piyasaya çıktı.
991 yılında Cure, Brit Ödüllerinde en iyi İngiliz grup ödülünü aldı.
Cure 1992 yılında, Robert Smith, Gallup, keyboard ve gitarda Perry Bamonte, gitarda Porl Thompson ve davulda Boris Williamsdan oluşan bir ekiple Wish albümünü çıkardı. Bu albümle Cure, bir kez daha dünyanın en başarılı gruplarından biri olduğunu ispatladı. Albüm, İngitere Müzik Listelerine 1 numaradan, Amerika Müzik Listelerine ise 2 numaradan giriş yaptı. Albümden bir çok müzik eleştirmeni tarafından Cureun en başarılı singleları olarak nitelendirilen High, Friday Im In Love ve A Letter To Elise çıktı. Bu albüm için verdikleri konserler Live albüm olarak piyasaya çıktı ki bunlardan bir tanesi çok sınırlı sayıda piyasaya çıkan Paris konserleriydi.
Haziran 1993de Wish albümünün tanıtım turnesinin ardından, Paul Stephen Thompson gruptan ayrıldı. Thompson; ailesiyle daha fazla vakit geçirmek ve uzun yıllar Cure için yaptığı sanatsal çalışmalara ağırlık vermek istediği için gruptan ayrıldı.
Bütün bunlar olurken Cure; The Crow filminin soundtracki için Burn adlı parçayı kaydederken; Jimi Hendrixin tribute albümü Stone Free için Purple Hazelın tekrar keydını yaptı.
Bu sırada gruptan daha önce ayrılan Tolhurst; Robert Smithe, gruba ve plak şirketi Fiction Recordsa haklarının ödenmediğini söyleyerek dava açtı. Davayı Tolhurst kazandı ve yüklü bir tazminatla mahkemeden ayrıldı. Dava sürerken, baterist Boris Williams gruptan ayrıldı ve yerine Jason Cooper girdi. Cooperla birlikte gruba keyboardçu Roger ODonnelda tekrar katıldı.
1995 yılında Cure Judge Dredd filminin soundtracki için Dredd Songu kaydetti. Grup; XFMe verdiği desteği de David Bowienin Young Americans parçasını tekrar seslendirerek gösterdi. Grup aynı yıl üçüncü kez Glastonbury Festivaline katıldı.
Festivalden sonra grup; 1996 yılının Mayıs ayında piyasaya çıkacak olan Wild Mood Swings albümünün çalışmaları için stüdyo olarak kullandıkları Jane Seymoura ait malikaneye döndü. Bu albüm çıktığında grupta yer alan üyeler; Robert Smith, Perry Bamonte, Simon Jonathan Gallup, davulda Jason Cooper ve keyboardda Roger ODonnelldı. Albümden, The 13th, Mint Car, Strange Attraction ve Gone adlı singlelar çıktı. Grup albümün tanıtımı için dünyanın çeşitli yerlerinde 100den fazla konser verdi.
1997 yılının Ocak ayında Robert Smith, çocukluk yıllarının idolü olan David Bowienin 50. Yaşgünü için New Yorkta - Madison Squarede düzenlenen partiye davet edildi ve sahnede idolüyle bir parça seslendirdi.
Aynı yıl, grubun singlelarının toplandığı Galore adlı toplama albüm piyasaya çıktı. Albümde Wrong Number adlı bonus bir parça da yer alıyordu.
1998 yılında Robert Smith South Parkın bir bölümünde; dünyayı Mecha Streisand adlı bir şeytandan kurtaran tip rolünde yer aldı. Ayrıca bir Trey Parker/Matt Stone filmi olan Orgazmo için A Sign From God adlı parçayı kaydetti. Cure ayrıca, Depeche Modeun tribute albüm için World In My Eyes adlı parçayı kaydetti. X-Filesın albümü için de Something More Than This adlı parçayı kaydetti.
Avrupanın çeşitli yerlerinde gerçekleşen 12 Festivale katıldıktan sonra grup, Jane Seymoura ait olan malikaneye geri döndü. 1999 yılında albümün kayıtlarını tamamlayan grup Bloodflowersı piyasaya sürdü.
son albumlerı ıse 2004 te ve kendılerıyle ozdes olmasından oturu adını da the cure verdıklerı albumlerını cıkarttılar.bu albumde eskı sarkıları oldugu gibi yenı kayıtları da mevcut. (bkz: the end of the world)*
*: biyografi -son albume kadar olan %98lik kısım- radioeksen.com dan alınmıstır.
kıdemli olan ama kıdemı kadar da tartısılamayacagını bıldıgım ve sayfasının basını alıp gıdemeyecegını umdugum bır grup.
The Cure; Easy Cure adıyla; Crawley, Sussexde ki St Wilfrids Comprehensive okulunda öğrenci olan Robert Smith (solist) ve okul arkadaşları, Michael Dempsey (bas) ve Laurence Lol Tolhurstdan (davul) oluşan bir ekiple 1976 yılında kuruldu. Punkın ilk alevlendiği yıllarda grup kendine uygun bir çıkış yolu bulduğunda, Albert-Camusden esinlendikleri Killing An Arabın da içinde olduğu albüm The Peel Sessionı bağımsız bir plak şirketi olan Small Wonder Recordstan 1978 yılının ortalarında yayınladı. Bu parçayla grup; prodüktör ve Fiction Recordun müdürü Chris Parrynin dikkatini çekmeyi başardı.
1979 yılının Mayıs ayında grup; özellikle 60lı yılların Brit ritmlerinin bulunduğu Boys Dont Cryla bir çok müzik eleştirmeninden olumlu eleştiriler almaya başardı. Bir sonraki albüm Three Imaginery Boys da aynı olumlu eleştirileri alınca grup; Siuoxsie and The Bansheesle birlikte albümü tanıtmak amacıyla düzenlenen bir konser verdi. Ayrıca bu organizasyona Smithsde katıldı. Bir başka güçlü çıkış yapan single Jumping Someone Elses Train bağımsız listelerde çok başarılı olurken, uluslararası listelere girmeyi kıl payı kaçırdı.
Cult Heroes adıyla çıkış yapan Im A Cult Hero singleı yeterli ilgiyi bulamadı ve singleın yayınlanmasından sonra basçı Michael Dempsey gruptan ayrıldı. Dempseyin yerine çok kısa bir süre grupta kalıp daha sonra ayrılan ve gruba Robert Smithin davetiyle tekrar 1985 yılının 20 Haziranında katılan, Simon Jonathan Gallup geçti. (16 Kasım 1979) Bu sırada gruba klavyeci Mathieu Hartleyde katıldı. 1980 yılının baharında Cure, bir rock grubundan çok bir pop grubu kadar para kazanmaya başladı.
Seventeen Seconds albümlerinden çıkardıkları; 12 inchlik single A Forest grubun ilk kez İngiltere Top 40a girmesini sağlarken ikinci güçlü çıkış yapan minimalist bir klasik olan albüm 17 Secondsla grup; Top 20ye girmeyi başardı. Cureun çalışmaları; düzenli olarak müzik listelerinin alt seviyelerinde yer almaya başladı. 1981 yılında çıkardıkları Faith albümlerinden piyasaya çıkan Primary, Charlotte Sometimes ve Faith singlelarıyla bulundukları pozisyonu pekiştiren grup, bir sonraki yıl için, yeni çalışmalarının izini sürmeye başladı.
Grubun Pornographyle yaptığı hamle İngiltere Müzik Listelerinde ki yerlerini tehdit etmeye başladı. Fakat bunun yanında grubu ilgilendiren daha önemli problemler de vardı. 1982 yılında; klavyeci Hartley ve bir diğer yeni eleman olan Gallup gruptan atıldı. Yerlerine Phil Tornalley ve Steve Gouldin geldi. Bu sırada Smith geçici bir süreliğine, John McGeoghun yerine Siouxie and The Bansheese katıldı. Aynı zamanda grubun Dear Prudence adlı parçasına da gitarıyla eşlik etti. Smith, daha sonra Bansheesden Steve Severin ve Jeanette Landrayla Gloveda bir kez daha çalışma imkanı buldu.
1982 yılının Mayıs ayında İngiltere Müzik Lisyelerinde ilk ona giren albümleri Pornography çıktı. Bu sırada albümden The Hanging Garden singleları piyasaya çıktı. Ve Simon Gallup gruptan ayrıldı. Gallupun gruptan ayrılmasıyla Smith, grubun biraz zamana ihtiyacı olduğunu farketti.
Bütün bunlar olup biterken The Cure, albüm çalışmalarına devam etti ve 1983 yılında Japanese Whispers adlı albüm piyasaya çıktı. Bu albümden çıkan ve elektronik bir alt yapıya sahip olan The Walk singleı İngiltere Top 20ye başarılı bir giriş yaptı. 4 ay sonra grup Love Cats adlı parçalarıyla ilk ona girmeyi başardı.
1984 yılında bir Cure albümü olarak piyasaya çıksa da aslında Robert Smithin albümdeki hemen hemen bütün enstrümanları çalmış olduğu The Top piyasaya çıktı. Albüm, İngiltere Müzik Listelerine ilk ondan giriş yaptı. Albümden çıkan The Caterpillar ise listelerde ilk 20de yer aldı. The Topun turnesinde Cure; davulda Andy Anderson, basta Phil Tornalley, ve gitarda Porl Thompsondan oluşan bir ekipti. Fakat bazı sebeplerden dolayı turne sonunda Andy Anderson ve Phil Tornelley gruptan ayrıldı. Onların yerine bateride Boris Williams ve gitarda Simon Gallup geçti.
Cure; sadece eklektik ve alışa gelmişin dışında bir müzik yapmakla kalmayıp, yaptıkları bu yeniliklerle çok geniş bir dinleyici kitleside kazanmış oldu. Smithin ağır göz makyajı, koyu kırmızı ruju ve dağınık saçları; Tim Popeun grubun parçalarına çektiği klipler kadar dikkat çekiciydi. 1985 yılında grup, o zamana kadar çıkarmış olduğu en başarılı albümü piyasaya sürdü. The Head On The Door. Albümden çıkan en başarılı single In Between Days oldu. Bu singleı Close To Me takip etti.
Daha önce çıkarmış oldukları singlelarının toplaması olan Staring At The Seayi piyasaya sürdüklerinde grup, bu piyasada kalıcı olduklarının altını bir kez daha çizmiş oldu.
The Cure 1987 yılında Güney Amerika Turnesine çıktı ve burada İngiltere Müzik Listelerinde Hit Olacak parçaları Why Cant I Be You, Catch ve Just Like Heavenı çıkardı. Bu parçalar çıkardıkları son double albüm Kiss Me, Kiss Me, Kiss Menin içindeydi, aynı zamanda bu albüm İngiltere Müzik Listelerinde ilk 40a girdi.
1988 yılında The Imaginary Years adında bir Cure belgeseli piyasaya çıktı.
İki yıl aradan sonra grubun Disintegration albümü piyasaya çıktı. Smithin artık ölmek üzere olan bazı şarkı sözleriyle hazırlanan parça İngitere Listelerinde 3 numaraya kadar yükseldi. Bu sırada grup bazı singlelarını piyasaya sürmeye devam etti. Bu singlelar; Lullaby, Lovesong, Pictures Of Youydu. Bu singlelardan Lullaby için çekilen klip, o yıl düzenlenen Brit Ödüllerinde en iyi klip ödülünü aldı.
Singlelar ve albümler piyasaya çıkmaya devam ederken grup üyeleri de değişmeye devam ediyordu. Grubun kuruluşunda yer alan lol adıyla tanınan, davulcu Laurence Andrew Tolhurst gruptan ayrıldı. Cure Amerikada verecekleri konserlere devam edeceklerini açıklarken, Robert Smith artık grubun vereceği konserlerde bulunmayacağını söyledi.
1990 yılında; grubun daha önce çıkardığı parçalarının remixlenmiş ve yeniden kaydedilmiş versiyonlarının yer aldığı Mixed Up adındaki double cd piyasaya çıktı.
991 yılında Cure, Brit Ödüllerinde en iyi İngiliz grup ödülünü aldı.
Cure 1992 yılında, Robert Smith, Gallup, keyboard ve gitarda Perry Bamonte, gitarda Porl Thompson ve davulda Boris Williamsdan oluşan bir ekiple Wish albümünü çıkardı. Bu albümle Cure, bir kez daha dünyanın en başarılı gruplarından biri olduğunu ispatladı. Albüm, İngitere Müzik Listelerine 1 numaradan, Amerika Müzik Listelerine ise 2 numaradan giriş yaptı. Albümden bir çok müzik eleştirmeni tarafından Cureun en başarılı singleları olarak nitelendirilen High, Friday Im In Love ve A Letter To Elise çıktı. Bu albüm için verdikleri konserler Live albüm olarak piyasaya çıktı ki bunlardan bir tanesi çok sınırlı sayıda piyasaya çıkan Paris konserleriydi.
Haziran 1993de Wish albümünün tanıtım turnesinin ardından, Paul Stephen Thompson gruptan ayrıldı. Thompson; ailesiyle daha fazla vakit geçirmek ve uzun yıllar Cure için yaptığı sanatsal çalışmalara ağırlık vermek istediği için gruptan ayrıldı.
Bütün bunlar olurken Cure; The Crow filminin soundtracki için Burn adlı parçayı kaydederken; Jimi Hendrixin tribute albümü Stone Free için Purple Hazelın tekrar keydını yaptı.
Bu sırada gruptan daha önce ayrılan Tolhurst; Robert Smithe, gruba ve plak şirketi Fiction Recordsa haklarının ödenmediğini söyleyerek dava açtı. Davayı Tolhurst kazandı ve yüklü bir tazminatla mahkemeden ayrıldı. Dava sürerken, baterist Boris Williams gruptan ayrıldı ve yerine Jason Cooper girdi. Cooperla birlikte gruba keyboardçu Roger ODonnelda tekrar katıldı.
1995 yılında Cure Judge Dredd filminin soundtracki için Dredd Songu kaydetti. Grup; XFMe verdiği desteği de David Bowienin Young Americans parçasını tekrar seslendirerek gösterdi. Grup aynı yıl üçüncü kez Glastonbury Festivaline katıldı.
Festivalden sonra grup; 1996 yılının Mayıs ayında piyasaya çıkacak olan Wild Mood Swings albümünün çalışmaları için stüdyo olarak kullandıkları Jane Seymoura ait malikaneye döndü. Bu albüm çıktığında grupta yer alan üyeler; Robert Smith, Perry Bamonte, Simon Jonathan Gallup, davulda Jason Cooper ve keyboardda Roger ODonnelldı. Albümden, The 13th, Mint Car, Strange Attraction ve Gone adlı singlelar çıktı. Grup albümün tanıtımı için dünyanın çeşitli yerlerinde 100den fazla konser verdi.
1997 yılının Ocak ayında Robert Smith, çocukluk yıllarının idolü olan David Bowienin 50. Yaşgünü için New Yorkta - Madison Squarede düzenlenen partiye davet edildi ve sahnede idolüyle bir parça seslendirdi.
Aynı yıl, grubun singlelarının toplandığı Galore adlı toplama albüm piyasaya çıktı. Albümde Wrong Number adlı bonus bir parça da yer alıyordu.
1998 yılında Robert Smith South Parkın bir bölümünde; dünyayı Mecha Streisand adlı bir şeytandan kurtaran tip rolünde yer aldı. Ayrıca bir Trey Parker/Matt Stone filmi olan Orgazmo için A Sign From God adlı parçayı kaydetti. Cure ayrıca, Depeche Modeun tribute albüm için World In My Eyes adlı parçayı kaydetti. X-Filesın albümü için de Something More Than This adlı parçayı kaydetti.
Avrupanın çeşitli yerlerinde gerçekleşen 12 Festivale katıldıktan sonra grup, Jane Seymoura ait olan malikaneye geri döndü. 1999 yılında albümün kayıtlarını tamamlayan grup Bloodflowersı piyasaya sürdü.
son albumlerı ıse 2004 te ve kendılerıyle ozdes olmasından oturu adını da the cure verdıklerı albumlerını cıkarttılar.bu albumde eskı sarkıları oldugu gibi yenı kayıtları da mevcut. (bkz: the end of the world)*
*: biyografi -son albume kadar olan %98lik kısım- radioeksen.com dan alınmıstır.
valla yalan ne söyliim bu gruba bir türlü ısınamadım.vokalden olsa gerek..ne öle marul gibi saçlar gothic makyaj felan ııyyy.vokal değişse belki dinlerim.bide lovesong şarkısını cover'lamayan grup kaldımı acep..
5 Mayıs 2004 — mor ve ötesi’nin son albümünü;
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
- intricate_
- Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 05 Ara 2004 01:00
- Konum: manisa
marul saclı gothic makyajlı kişi sanırım robert smith oluyor. cure u de cure yapan kişi odur. makyajı bılmem nesı tabı zevke baglı bır sey ama gorsellık bır yana.benzersiz eşsiz kutlu tabir-i caiz ise "üst insan", benım gozumde tabii..ollie yazdı:valla yalan ne söyliim bu gruba bir türlü ısınamadım.vokalden olsa gerek..ne öle marul gibi saçlar gothic makyaj felan ııyyy.vokal değişse belki dinlerim.bide lovesong şarkısını cover'lamayan grup kaldımı acep..
robert amca yı dınleyeceksin ! seklınde bır emire donusturmek ıstemıyorum.ama soylemek ıstedıgım bır sey de var: o gırtlak yaklasık 30 yıldır -sana gore- yırtınıyor ama ılk gunden bu gune gucunu yıtırmedı. hıc bozulmadan... hala aynı yapıda hala aynı sekılde... bu kolay bır sey degıl. en körpe en sünepe halinde bile aynı insan aynı ses.insan kulaklarına da gözlerine de inanamıyor ama gercek boyle... sonuc olarak hosuna gitmeyen sey vokalin tarzıysa dinleme hiç (bana ne be naparsan yap dingil 8) )Lily yazdı:ya aslnda fena diil şarkıları..."love song dışında o süper:)" ama vokal beni rahatsız edio.Sanki çok zoluomuş girtlağını gibi gelio.ÜSrekli bağırıo gibi,şarkı söölüo gibi diil...o nedenle pek hoima gitmio.ama şarkılar hoş..
- The Invisible
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 404
- Kayıt: 27 Haz 2004 00:00
iyi tamam sizin istediğiniz olsun..süper sesli yüce bir insan kendini önünde saygıyla eğiliyorum..bide sayın casey dingil mingil size hiç yakıştıramadım.bakınız elimde acı biber var sürmek zorunda bırakmayın beni.. la granci sende bi sıs yahu..
5 Mayıs 2004 — mor ve ötesi’nin son albümünü;
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
ollie yazdı:iyi tamam sizin istediğiniz olsun..süper sesli yüce bir insan kendini önünde saygıyla eğiliyorum..bide sayın casey dingil mingil size hiç yakıştıramadım.bakınız elimde acı biber var sürmek zorunda bırakmayın beni.. la granci sende bi sıs yahu..
dingil lafı tek bir sahsa mahsusdur -sevgılı lilye- kımsecıkler alınmasın ustune... konuya devam...
haaa tamam o zaman,yazDIKlarıMI kendime iade ediyorum.ehue.
En son ollie tarafından 16 Ara 2004 14:58 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
5 Mayıs 2004 — mor ve ötesi’nin son albümünü;
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
"Yeni Dünya’ya yalan yanlış bir cevap, üsturuplu ama yersiz kaos, samimiyetsiz isyan,
karşılığını amaçsızca arayan ezik bir çığlık" ifadeleriyle tanımlayabiliriz.
şşş casey...bana bak...bary den telefon numaranı alır sana sabah akşam sapıklık yaparım.Sinirlendirme beni...dingilkızıdingil....dinledim robert'ı dabeğenmiorum bana ne deişsin sesi.Deişirse dinlerim belki alla alla yaaaa dinlemiorum zati...seni çok fena yapacam görürsün sen...cure alleyhine kampanya başlatcam sana inatcasey yazdı:ollie yazdı:iyi tamam sizin istediğiniz olsun..süper sesli yüce bir insan kendini önünde saygıyla eğiliyorum..bide sayın casey dingil mingil size hiç yakıştıramadım.bakınız elimde acı biber var sürmek zorunda bırakmayın beni.. la granci sende bi sıs yahu..
dingil lafı tek bir sahsa mahsusdur -sevgılı lilye- kımsecıkler alınmasın ustune... konuya devam...
and we all went to heaven in a little row boat
- seLLerkiLL
- Üye
- Mesajlar: 75
- Kayıt: 21 Oca 2004 01:00
- Konum: istanbuL-ankara
oha.. vokal gitse dinlerim belki? bu nası bi laf ya. o vokal gitse, ki bu şahısın ismi robert smith oluyo, the cure denen bi grup olmaz. marul saclı adam? o da yine robert smith oluyo.. eh ne diyim, onada marul saclı yakıstırmasınız yapanlar var ya.. yani.. saygı duyulması gereken bi adam bence. şimdiye kadar yazılmış, ve yazılabilecek en guzel sarkı sözlerinin altında onun imzası var bi kere. dünyada bu konuda onun kadar yetenekli sayılı adam varken burda yok marul saclı, yok sarkı söylerken yırtınıyo demeniz gercekten komik geldi.
kişisel olarak algılamayın bunları. sadece benim cure'a karsı ve özelliklede robet smithe karsı özel bi hassasiyetim var, laf edilmesini kaldıramıyorum. ama vokale ve gruba laf etmeden önce love song dısında diger sarkılarınıda dinlemenizi öneririm. bide sözleri okuyun. bi süre sonra hak verirsiniz bana. işallah..
kişisel olarak algılamayın bunları. sadece benim cure'a karsı ve özelliklede robet smithe karsı özel bi hassasiyetim var, laf edilmesini kaldıramıyorum. ama vokale ve gruba laf etmeden önce love song dısında diger sarkılarınıda dinlemenizi öneririm. bide sözleri okuyun. bi süre sonra hak verirsiniz bana. işallah..
vicious will cut your skin and bruise your lips.
- morvedelisi
- Üye
- Mesajlar: 245
- Kayıt: 24 Oca 2003 01:00
- Konum: izmir
- İletişim:
- demakrotive
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 573
- Kayıt: 16 Oca 2005 01:00
- Konum: Ankara - Balıkesir
the cure ...
artık iyi olduklarını düşünüyorum...
artık iyi olduklarını düşünüyorum...
En son demakrotive tarafından 11 Şub 2005 21:54 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
şıp şıp şıp şıp şıp şıp... (damlaya,damlaya damlaya damlaya damlaya..) okyanus oldum dum dum dum dum dum tak dum ta tak..
- demakrotive
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 573
- Kayıt: 16 Oca 2005 01:00
- Konum: Ankara - Balıkesir
bulletproof yazdı:tabi o elemanlar
radiohead in marş olan şarkısını (creep) cover yapıp içine bir güzel...
tebrik ederim kendilerini....
elemanlar dedigin insanlar radioheadden önce de vardı sonra da olacak... radioheadi sevmiyor olamamama, cover edilmiş creep'i dinlememiş olmama ragmen gönül rahatlıgıyla söyleyebılırım ki: helal olsun. ayrıca robert smithin söyleyiş tarzında asla bir eglenme -dalga gecme- edası-olabilecegini düşünmüyorum. ha the cure ün genel olarak soundu senın de hosuna gıtmıyorsa radiohead elemanlarınca bir iltifat olarak bile nitelenme olasılıgı olan bu cover, haliyle hosuna gitmeyecektir.
izmirde olup da bu covera sahip kimseler dolaşmaktaysa aramızda bir sekılde kendisinden edinmek isterim...
- morvedelisi
- Üye
- Mesajlar: 245
- Kayıt: 24 Oca 2003 01:00
- Konum: izmir
- İletişim: