sevdiğiniz şairler - siirler
- herhangi_biri
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 909
- Kayıt: 04 Şub 2006 01:00
- Konum: far far away
- İletişim:
KENT
Bir baksa ülkeye, bir baksa denize girerim dedin
Bundan daha iyi bir baksa sehir bulunur elbet.
Her cabam kaderin olumsuz kaygısıyla karsı karıysa
Bir ceset gibi gömülü kalbim
Aklım daha ne kadar kalacak bu corak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
Kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
Bosuna bunca yılı tükettigim bu ülkede.
Yeni bir sehir bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın
Bu sehir arkandan gelecektir, sen gene aynı sokaklarda
Dolaşacaksın.
Aynı mahallede koşacaksın,
Aynı evde kır düşecek saclarına
Dönüp dolsap bu sehre geleceksin sonunda,başka
Birsey um-ma
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde.
Konstantin KAVAFİS
Bir baksa ülkeye, bir baksa denize girerim dedin
Bundan daha iyi bir baksa sehir bulunur elbet.
Her cabam kaderin olumsuz kaygısıyla karsı karıysa
Bir ceset gibi gömülü kalbim
Aklım daha ne kadar kalacak bu corak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
Kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
Bosuna bunca yılı tükettigim bu ülkede.
Yeni bir sehir bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın
Bu sehir arkandan gelecektir, sen gene aynı sokaklarda
Dolaşacaksın.
Aynı mahallede koşacaksın,
Aynı evde kır düşecek saclarına
Dönüp dolsap bu sehre geleceksin sonunda,başka
Birsey um-ma
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde.
Konstantin KAVAFİS
-_-MiDineTte-_- hiç bir yıldız yok gökyüzün de ulaşamayacagımız...
BEYHUDE
Yalnızlık bir uçurumsa eğer,beni en dipte bulabilirsin
Gelmek istersen eğer çekinme sen de gelebilirsin.
Nasıl olsa
Bu uçsuz bucaksız gönül tarlalarının sonunda
Hayata küsmüşlerin yeşerttiği
Suya kavuşmuş toprak gibi canlı
Sevgi çiçekleri açan bahçelerden çok var
Çekinme gel
Burada her yalnıza yer var.
Yalnız,
Sakın buradaki yalnızlara imrenme
Bütün bu güzelliklerin içinde yaşayan
Yaşıyormuş gibi görünen biz yalnızların ulaşamadığı
Güzellikler çok daha fazla acı veriyor bana
Bakıp da görememek nedir bilir misin?
İsteyip de alamamak, sevip de okşayamamak
Bu yüzden ne olur
Sen yukarıda kal
Fırsat bulursam eğer
Ben sana gelirim...
Ahmet Altan
Yalnızlık bir uçurumsa eğer,beni en dipte bulabilirsin
Gelmek istersen eğer çekinme sen de gelebilirsin.
Nasıl olsa
Bu uçsuz bucaksız gönül tarlalarının sonunda
Hayata küsmüşlerin yeşerttiği
Suya kavuşmuş toprak gibi canlı
Sevgi çiçekleri açan bahçelerden çok var
Çekinme gel
Burada her yalnıza yer var.
Yalnız,
Sakın buradaki yalnızlara imrenme
Bütün bu güzelliklerin içinde yaşayan
Yaşıyormuş gibi görünen biz yalnızların ulaşamadığı
Güzellikler çok daha fazla acı veriyor bana
Bakıp da görememek nedir bilir misin?
İsteyip de alamamak, sevip de okşayamamak
Bu yüzden ne olur
Sen yukarıda kal
Fırsat bulursam eğer
Ben sana gelirim...
Ahmet Altan
Tia Mi Aven Moridin Isainde Vadin!..._thurinwethil_
DÜELLO
Her tomurcuk bir çiçeğin uykusuna,
Her çiçek bir yemişin kuşkusuna,
Her yemiş bir böceğin korkusuna,
Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür.
------------------------------------------------
KALMAK
Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım.
Ardında adsız kaldım.
------------------------------------------------
OLMAYACAKSA
O gider buralardan, sen döndüğün bir günde...
Aranırken onu sen başkaları yüzünde.
Işık olur tararsın karanlıkları bir-bir...
O güneş gibi parlar, sen söndüğün bir günde.
Yaşamın aramakla olgunlaşıp yitmiştir;
Kocaman bir ağacın tek bir yemişi gibi...
Karamsar bir öyküdür, bir sence değerlidir;
Yalnız masal ulu'su bir dağ erimiş gibi.
Özdemir ASAF
Her tomurcuk bir çiçeğin uykusuna,
Her çiçek bir yemişin kuşkusuna,
Her yemiş bir böceğin korkusuna,
Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür.
------------------------------------------------
KALMAK
Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım.
Ardında adsız kaldım.
------------------------------------------------
OLMAYACAKSA
O gider buralardan, sen döndüğün bir günde...
Aranırken onu sen başkaları yüzünde.
Işık olur tararsın karanlıkları bir-bir...
O güneş gibi parlar, sen söndüğün bir günde.
Yaşamın aramakla olgunlaşıp yitmiştir;
Kocaman bir ağacın tek bir yemişi gibi...
Karamsar bir öyküdür, bir sence değerlidir;
Yalnız masal ulu'su bir dağ erimiş gibi.
Özdemir ASAF
"Eğer cennete o vakit istenmemişsem (doğum), ısrar etmeyeceğim.."
- mavisakal_kan
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 707
- Kayıt: 25 Şub 2004 01:00
- Konum: krynn
- İletişim:
pablo neruda
UNUTMAK YOK
Nerelerdeydin diye sorarsan
"Hep eskisi gibi", diyeceğim.
Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,
sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;
ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,
gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan
ablamı.
Neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden
günler
yeni günleri izliyor? Neden koyu bir gece
birikiyor ağızda? Neden ölüler?
Nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük
kelimelerle konuşmak zorundayım,
ağzı zehir gibi yakan araçlarla,
çoğu çürümeye yüz tutmuş hayvanlarla
ve avutamadığım yüreğimle.
Andaç değil yanımızda götürdüklerimiz
unutuşta uyuklayan sarımsı kumru değil,
yaşlarla kaplı yüzler,
boğazımıza yapışan eller
ve yapraklardan sıyrılan şey:
aşınmış bir günün karanlığı
acıyı kanımızda tatmış bir günün.
İşte menekşeler, işte kırlangıçlar
bize sevinç veren ne varsa,
geçici ve küçük duyarlıkların
yan yana göründüğü süslü kartpostallarda.
Ama bu sınırın ötesine geçmeliyim,
dişlemeliyim sessizliğin çevresindeki kabuğu,
ne karşılık vereceğimi bilemem:
öyle çok ki ölüler,
ve öyle çok ki al güneşle yarılmış hendekler,
ve öyle çok ki gemilere vuran miğferler,
ve öyle çok ki öpüşlerle kilitli eller,
ve öyle çok ki unutmak istediklerim.
UNUTMAK YOK
Nerelerdeydin diye sorarsan
"Hep eskisi gibi", diyeceğim.
Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,
sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;
ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,
gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan
ablamı.
Neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden
günler
yeni günleri izliyor? Neden koyu bir gece
birikiyor ağızda? Neden ölüler?
Nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük
kelimelerle konuşmak zorundayım,
ağzı zehir gibi yakan araçlarla,
çoğu çürümeye yüz tutmuş hayvanlarla
ve avutamadığım yüreğimle.
Andaç değil yanımızda götürdüklerimiz
unutuşta uyuklayan sarımsı kumru değil,
yaşlarla kaplı yüzler,
boğazımıza yapışan eller
ve yapraklardan sıyrılan şey:
aşınmış bir günün karanlığı
acıyı kanımızda tatmış bir günün.
İşte menekşeler, işte kırlangıçlar
bize sevinç veren ne varsa,
geçici ve küçük duyarlıkların
yan yana göründüğü süslü kartpostallarda.
Ama bu sınırın ötesine geçmeliyim,
dişlemeliyim sessizliğin çevresindeki kabuğu,
ne karşılık vereceğimi bilemem:
öyle çok ki ölüler,
ve öyle çok ki al güneşle yarılmış hendekler,
ve öyle çok ki gemilere vuran miğferler,
ve öyle çok ki öpüşlerle kilitli eller,
ve öyle çok ki unutmak istediklerim.
Benim için dua et!.. çünkü ben lanetlenmiş bir ruhum..daha önce lanetlenmemiş bir ruh!!
BENDE SANA YETECEK KADAR BEN KALMADI
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe da çay tadında....
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında...
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...
Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi
çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
... Soğuğun ve karanlığın vehameti!
Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,
daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,
yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar
bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden
büyük geliyor artık hayat!
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle:
Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
yılmaz erdoğan
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe da çay tadında....
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında...
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...
Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi
çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
... Soğuğun ve karanlığın vehameti!
Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,
daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,
yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar
bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden
büyük geliyor artık hayat!
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle:
Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
yılmaz erdoğan
Ne hissettiysem, ne bildiysem
Hasta ve yorgunum tek başımayım.Orada olabilir misin, çünkü seni bekleyen kişiyim ben.
Yoksa sen de mi affedilmeyensin???
Hasta ve yorgunum tek başımayım.Orada olabilir misin, çünkü seni bekleyen kişiyim ben.
Yoksa sen de mi affedilmeyensin???
- issirganotununissirmiyani
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1106
- Kayıt: 01 Haz 2005 00:00
- Konum: nereye
severim bu şiirivaga_bond yazdı:BENDE SANA YETECEK KADAR BEN KALMADI
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe da çay tadında....
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında...
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...
Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi
çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
... Soğuğun ve karanlığın vehameti!
Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,
daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,
yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar
bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden
büyük geliyor artık hayat!
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle:
Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
yılmaz erdoğan
issirganotununissirmiyani ''değişim başladı anı yaşa'' vodafone gibi oldu behh
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...
Can Yücel
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...
Can Yücel
büyüdük mü yani?büyüyünce her şeyin farklı olacağını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.mesala beni hep seveceksin sanıyordum.
GÖZLERİM GÖZLERİNE
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
çok güzel ve benim için çok anlamlı bi şiir
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
çok güzel ve benim için çok anlamlı bi şiir
büyüdük mü yani?büyüyünce her şeyin farklı olacağını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.mesala beni hep seveceksin sanıyordum.
_Oranda_
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.
Bilmiyorum ki bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanamadığı okunur, şimdi, daldımsa.
Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.
Geldiğini umudumla umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.
O geçip gitti ora' sına, ben göremedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.
Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.
Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.
Özdemir ASAF
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.
Bilmiyorum ki bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanamadığı okunur, şimdi, daldımsa.
Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.
Geldiğini umudumla umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.
O geçip gitti ora' sına, ben göremedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.
Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.
Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.
Özdemir ASAF
"Eğer cennete o vakit istenmemişsem (doğum), ısrar etmeyeceğim.."
- orphanedland_x
- Üye
- Mesajlar: 198
- Kayıt: 01 Şub 2006 01:00
- Konum: ne idüğü belirsiz biyer
Bir Martıyı Ağlattın Sen
bir martıyı ağlattın iste
bir çocuk garanti intihar eder artık
kutur küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!
ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir el yazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!
bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!
bir martıyı ağlattın iste
bir çocuk garanti intihar eder artık
.
küçük İskender
bir martıyı ağlattın iste
bir çocuk garanti intihar eder artık
kutur küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!
ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir el yazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!
bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!
bir martıyı ağlattın iste
bir çocuk garanti intihar eder artık
.
küçük İskender
6 Hafta önceki düşüncelerimi hala daha sürdürmemi bekliyorlar...Eğer öyle olursa kölesi olmaz mıyım düşüncemin...
- whatsername
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 28 Oca 2006 01:00
Sevgiyi Arayış ,
Yollar uzun geliyor
Her uyanışımda
Gözler ayrı bir renkte dünyayı izliyor
Canım biraz daha sevgi istiyor veriyorum
Sonra bağımlısı oluyor
Gidiyorum daha fazla yoldan
rüya için senaryolar yazıyorum
düşler başlıyor
başrolde ruhum önce büyüyor
sevigiyi arıyor buluyor
isim takıyor sevgiyi arayış
aşk diyor
film bitiyor...
"Canberk Apiş"
Yollar uzun geliyor
Her uyanışımda
Gözler ayrı bir renkte dünyayı izliyor
Canım biraz daha sevgi istiyor veriyorum
Sonra bağımlısı oluyor
Gidiyorum daha fazla yoldan
rüya için senaryolar yazıyorum
düşler başlıyor
başrolde ruhum önce büyüyor
sevigiyi arıyor buluyor
isim takıyor sevgiyi arayış
aşk diyor
film bitiyor...
"Canberk Apiş"
- herhangi_biri
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 909
- Kayıt: 04 Şub 2006 01:00
- Konum: far far away
- İletişim:
- herhangi_biri
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 909
- Kayıt: 04 Şub 2006 01:00
- Konum: far far away
- İletişim:
Herseye ragmen daldım karanlıgın içine
Karanlık!!
Kelimesi bile ürkütürken beni
Şimdi gözüm gözünü görmüyor
Simsiyah bi karanlık
Ve sen!!
Pemgbeler,maviler, eflatunlar ve daha nicesi
Aldın inandırdın o sersefil karanlıgıma
Bir mum yaktım
Bu duygu serüveninde yatsıya kadar yanacak
Biliyorum
Titriyorum
Tut elimi diyorum
Usulca bir his
Sıcacık avuclarının arasında artık ellerim
Ürpermem geciyor ve artık
Açıyorum gözümü
Karanlık sona eriyor
Korkmuyorum, bir fısıltıdan bir siyahtan
Sen buradasın yaa!!!
Karanlık korkuyor artık
Aşk!!
Aşk kelimesinden .
-özlem saka-
Karanlık!!
Kelimesi bile ürkütürken beni
Şimdi gözüm gözünü görmüyor
Simsiyah bi karanlık
Ve sen!!
Pemgbeler,maviler, eflatunlar ve daha nicesi
Aldın inandırdın o sersefil karanlıgıma
Bir mum yaktım
Bu duygu serüveninde yatsıya kadar yanacak
Biliyorum
Titriyorum
Tut elimi diyorum
Usulca bir his
Sıcacık avuclarının arasında artık ellerim
Ürpermem geciyor ve artık
Açıyorum gözümü
Karanlık sona eriyor
Korkmuyorum, bir fısıltıdan bir siyahtan
Sen buradasın yaa!!!
Karanlık korkuyor artık
Aşk!!
Aşk kelimesinden .
-özlem saka-
-_-MiDineTte-_- hiç bir yıldız yok gökyüzün de ulaşamayacagımız...
- herhangi_biri
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 909
- Kayıt: 04 Şub 2006 01:00
- Konum: far far away
- İletişim:
bnde cok seferm buu siiri yhaa cok hüzünlüüüsallangac yazdı:Fotoğraf
Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel
1984- Cemal Süreyya
-_-MiDineTte-_- hiç bir yıldız yok gökyüzün de ulaşamayacagımız...
- herhangi_biri
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 909
- Kayıt: 04 Şub 2006 01:00
- Konum: far far away
- İletişim:
bi ekşisözlük yazarının şiiri çok hosuma gider....
insandır bu tamah eder paraya
fakat inan sevdiceğim, inan gül yüzlüm
250 milyarı tırink diye koysalar önüme, deseler ki:
"sevgilini eşşek sudan gelinceye kadar döv, al bu para senin olsun"
inan reddederim, derim ki
alın ulan köpekler para sizin olsun, ben onu seviyorum!
ben onu değil eşşek sudan gelinceye kadar dövmek
bi fiske bile vuramam, dikkatini çekerim gül yüzlüm, dikkatini çekerim bir tanem
250 milyar bu ne çek ne senet tiko para ama değil tiko miko olsa ne yazar aşkımızın yanında bir hiç kalır
hem 250 milyara ne alınır ki?
150 milyara güzel bir daire alsan
dayasan döşesen, bir araba alsan,
bi iş açsan bitti gitti
bunun için değer mi?
sensiz bir ev bana viran görünür
sensiz eşyalar bana eski moda görünür
hele sensiz hiç binemem o arabaya
ya o iş yerini ne yapayım
çünkü ben seni çok seviyorum bebek oh bebek
seni 250 milyara da değişmem 450 milyara da, 680 milyara da, 920 milyara da
ama 3 trilyon verirlerse seni nasıl döverim biliyor musun
ağzını burnunu kırarım
dünyaya geldiğine pişman olursun
kusura bakma 3 trilyon bu sevdiceğim
senin iki-üç dişinin kırılmasının
bir kaç kaburganın
kurtulmuş koca bir insan hayatı karşısında ne önemi var
oh bebek ne önemi var.
önemli olan balyadır
balyanın sağlam tutulmasıdır
insandır bu tamah eder paraya
fakat inan sevdiceğim, inan gül yüzlüm
250 milyarı tırink diye koysalar önüme, deseler ki:
"sevgilini eşşek sudan gelinceye kadar döv, al bu para senin olsun"
inan reddederim, derim ki
alın ulan köpekler para sizin olsun, ben onu seviyorum!
ben onu değil eşşek sudan gelinceye kadar dövmek
bi fiske bile vuramam, dikkatini çekerim gül yüzlüm, dikkatini çekerim bir tanem
250 milyar bu ne çek ne senet tiko para ama değil tiko miko olsa ne yazar aşkımızın yanında bir hiç kalır
hem 250 milyara ne alınır ki?
150 milyara güzel bir daire alsan
dayasan döşesen, bir araba alsan,
bi iş açsan bitti gitti
bunun için değer mi?
sensiz bir ev bana viran görünür
sensiz eşyalar bana eski moda görünür
hele sensiz hiç binemem o arabaya
ya o iş yerini ne yapayım
çünkü ben seni çok seviyorum bebek oh bebek
seni 250 milyara da değişmem 450 milyara da, 680 milyara da, 920 milyara da
ama 3 trilyon verirlerse seni nasıl döverim biliyor musun
ağzını burnunu kırarım
dünyaya geldiğine pişman olursun
kusura bakma 3 trilyon bu sevdiceğim
senin iki-üç dişinin kırılmasının
bir kaç kaburganın
kurtulmuş koca bir insan hayatı karşısında ne önemi var
oh bebek ne önemi var.
önemli olan balyadır
balyanın sağlam tutulmasıdır
şahane ... on numarar1g0r yazdı:bi ekşisözlük yazarının şiiri çok hosuma gider....
insandır bu tamah eder paraya
fakat inan sevdiceğim, inan gül yüzlüm
250 milyarı tırink diye koysalar önüme, deseler ki:
"sevgilini eşşek sudan gelinceye kadar döv, al bu para senin olsun"
inan reddederim, derim ki
alın ulan köpekler para sizin olsun, ben onu seviyorum!
ben onu değil eşşek sudan gelinceye kadar dövmek
bi fiske bile vuramam, dikkatini çekerim gül yüzlüm, dikkatini çekerim bir tanem
250 milyar bu ne çek ne senet tiko para ama değil tiko miko olsa ne yazar aşkımızın yanında bir hiç kalır
hem 250 milyara ne alınır ki?
150 milyara güzel bir daire alsan
dayasan döşesen, bir araba alsan,
bi iş açsan bitti gitti
bunun için değer mi?
sensiz bir ev bana viran görünür
sensiz eşyalar bana eski moda görünür
hele sensiz hiç binemem o arabaya
ya o iş yerini ne yapayım
çünkü ben seni çok seviyorum bebek oh bebek
seni 250 milyara da değişmem 450 milyara da, 680 milyara da, 920 milyara da
ama 3 trilyon verirlerse seni nasıl döverim biliyor musun
ağzını burnunu kırarım
dünyaya geldiğine pişman olursun
kusura bakma 3 trilyon bu sevdiceğim
senin iki-üç dişinin kırılmasının
bir kaç kaburganın
kurtulmuş koca bir insan hayatı karşısında ne önemi var
oh bebek ne önemi var.
önemli olan balyadır
balyanın sağlam tutulmasıdır
Dünya döner,geçer zaman; hiçbirşey kalmaz ardında...