Cumhuriyete ve Yargıya Yapılan saldırıyı Kınıyorum
-
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 582
- Kayıt: 27 Mar 2006 00:00
- Konum: Kocaeli
- İletişim:
Cumhuriyete ve Yargıya Yapılan saldırıyı Kınıyorum
Dün (17.05.2006)
Danıştay'a yapılan saldırı Bütün Türkiye ve Türk halkı için son derece üzücü ve düşündürücü oldu. Türkiye bir hukuk devleti ve Cumhuriyet'le yönetiliyor. Demokratik ve Laik bir Ülke. Gelin görün ki hala silahlar ve antiçağdaş görüntüler hakim olabiliyor manzaralarımıza. Bir Ülkede yüzde yüz güvenilmesi gereken hukuk sistemi acımasız, nefret dolu saldırılarla çökertilme çabası içine sokuluyor. Devlet ve Politika derin yaralar alıyor. Vatandaşlarımız(ın çoğu) gidişatın artık hiç de iyi olmadığının farkında. Dileriz bu farkındalık önlemler almaya, çareler bulmaya ve çözümler üretmeye teşvik eder hepimizi. Başka Türkiye'nin olmadığını, bu güzel Ülke'ye göz diken düşmanların bolluğunu hepimiz biliyoruz. İşte o nedenle şimdi birlik ve beraberlik zamanı ve vahim Danıştay saldırısına tepki verme zamanı...
Başbakan antalyada kavşak açıyor bugün! çünkü daha önemli kavşak bir insanın hayatından ve Türkiye Cumhuriyetinin aldığı büyük yaradan...
Danıştay'a yapılan saldırı Bütün Türkiye ve Türk halkı için son derece üzücü ve düşündürücü oldu. Türkiye bir hukuk devleti ve Cumhuriyet'le yönetiliyor. Demokratik ve Laik bir Ülke. Gelin görün ki hala silahlar ve antiçağdaş görüntüler hakim olabiliyor manzaralarımıza. Bir Ülkede yüzde yüz güvenilmesi gereken hukuk sistemi acımasız, nefret dolu saldırılarla çökertilme çabası içine sokuluyor. Devlet ve Politika derin yaralar alıyor. Vatandaşlarımız(ın çoğu) gidişatın artık hiç de iyi olmadığının farkında. Dileriz bu farkındalık önlemler almaya, çareler bulmaya ve çözümler üretmeye teşvik eder hepimizi. Başka Türkiye'nin olmadığını, bu güzel Ülke'ye göz diken düşmanların bolluğunu hepimiz biliyoruz. İşte o nedenle şimdi birlik ve beraberlik zamanı ve vahim Danıştay saldırısına tepki verme zamanı...
Başbakan antalyada kavşak açıyor bugün! çünkü daha önemli kavşak bir insanın hayatından ve Türkiye Cumhuriyetinin aldığı büyük yaradan...
-
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 582
- Kayıt: 27 Mar 2006 00:00
- Konum: Kocaeli
- İletişim:
anıtkabirde yapılan protesto geniş bir kitleye sahipti umarım,artık susan vatandaşlarımızda birilerinin bizim geleceğimize laikliğimize gelişimimize ne denli çomak soktuğunun farkına varır...dün siyaset bugun hukuk yarın kimbilir hangi temel yapımız darbe alıcak...yabancı basındada geniş yer verilmiş bu saldırıya,ülkemiz adına çok çirkin olan bu saldırıyı önce bir vatandaş sonra bir Hukukçu olarak kınıyorum!!...
- courtney_hate
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 325
- Kayıt: 13 Eyl 2005 00:00
- Konum: cüce gezegenden
bi devleti yıkmak istiyosan önce dinini sonra dilini, kültürünü yozlaştırıcaksın sonra teker teker bütün değerlerine zarar verip, bi de tarihine kötü bi kılıf geçirip bütün insanlara kakalıycaksın.
yanlış amaçlarının doğru yolunda ilerliyolar.ama gene de iki bombayla olmaz bu işler.önce bizim yüreğimizdeki vatan sevgisini söküp atmalılar bunun için; ama o da imkansız!!!
yanlış amaçlarının doğru yolunda ilerliyolar.ama gene de iki bombayla olmaz bu işler.önce bizim yüreğimizdeki vatan sevgisini söküp atmalılar bunun için; ama o da imkansız!!!
umut doğurmak için, hayatla seviştim
- bloodline666
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 1719
- Kayıt: 19 Mar 2005 01:00
- Konum: bekirli termik santralinden
herterde konuşuluyoruz tabii bu olaylarda konuşulmak kimse istemez daha iyi daha güzel ne zamasn bir haberimiz olacak bizim yetiştirdiğimiz avukat allahın askeriyiz diye giriyor ve sıkıyor yazık erdoğanda nasıl bir acıklama onada gülüyorum seçim öncesi bana mal etmek istiyorlar faln diyor millet can bu ne peşinde acaba?
ben seni sevdim ya o bana yeter köpek sen beni bırakıp s...tir olup gittin yaaaaaa bende senin gibilerin taaaaaaaaa a.q.
- PUNKY_SPuTniK
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 352
- Kayıt: 24 Mar 2006 01:00
- Konum: kenar mahalle..
- İletişim:
şeriat yakın gibi..
daha dün annemizin cüzdanını çalarken okul duvarlarına grafity yaparken şimdi anarşist olduk sokakları doldurduk. sevinçliyiz hepimiz polislerden kurtulduk..!
www.mahlukat.com punk webzine
www.mahlukat.com punk webzine
- sucre_en_cube
- Üye
- Mesajlar: 135
- Kayıt: 22 Mar 2006 01:00
dün tayyip antalyadaydý we cenazeye gitmek yerine partisinin gençlik kollarýnýn þenliklerine katýldý..
ewim þenliklerin yapýldýðý stadyumun yakýnýnda olduðundan izledim we kalabalýðý görünce çok büyük bi hayal kýrýklýðý yaþadým.. en kötüsüyse koltuðu sallanýyor die Atatürk'ün adýný iki lafýnýn birinde kullanmasý. we diðer izleyicilerin tayyip yalakalýklarý...
Türk olmaktan hiç bir zaman utanmadým ama o insanlar benimle ayný ýrký paylaþtýðý için iðrendim diebilirim..
istedikleri asla olmicak.. Türkiye Cumhuriyeti her zaman laik bir dewlet olacak we bu zamandan sonra herkesin bence daha çok kenetlenmesi lazým birbirine çünkü Türkiyeyi zor günler beklemekte gibi gözüküyo..
laikliðe kurþun sýkanlara bir kez daha lanet okuyorum.. bi bez parçasý yüzünden daha kaç insan ölmek zorunda, kaç insan bombalanmak zorunda? buna izin wermeyelim.. bu devleti kolay kazanmadýk ve kolayca da býrakmayalým.. Türkiye yoktan varolmuþ bir devlettir ve bizim pes etmemiz bu topraklar için ölenlere hakaret olur... birazcýk olsun herkes Türk vatandaþý olduðunu hatýrlamalý ve sesini çýkartmalýdýr..
ve biþey daha sormak istiyorum.. hala hangi yüzle o türbaný takýp sokaða çýkabiliyolar? islamý artýk samimi inançtan çok siyasi bir simge belkide bir inat haline getirdiler..
Cumhuriyetimize sahip çýkalým... herþey çaðdaþ bi Türkiye için...
ewim þenliklerin yapýldýðý stadyumun yakýnýnda olduðundan izledim we kalabalýðý görünce çok büyük bi hayal kýrýklýðý yaþadým.. en kötüsüyse koltuðu sallanýyor die Atatürk'ün adýný iki lafýnýn birinde kullanmasý. we diðer izleyicilerin tayyip yalakalýklarý...
Türk olmaktan hiç bir zaman utanmadým ama o insanlar benimle ayný ýrký paylaþtýðý için iðrendim diebilirim..
istedikleri asla olmicak.. Türkiye Cumhuriyeti her zaman laik bir dewlet olacak we bu zamandan sonra herkesin bence daha çok kenetlenmesi lazým birbirine çünkü Türkiyeyi zor günler beklemekte gibi gözüküyo..
laikliðe kurþun sýkanlara bir kez daha lanet okuyorum.. bi bez parçasý yüzünden daha kaç insan ölmek zorunda, kaç insan bombalanmak zorunda? buna izin wermeyelim.. bu devleti kolay kazanmadýk ve kolayca da býrakmayalým.. Türkiye yoktan varolmuþ bir devlettir ve bizim pes etmemiz bu topraklar için ölenlere hakaret olur... birazcýk olsun herkes Türk vatandaþý olduðunu hatýrlamalý ve sesini çýkartmalýdýr..
ve biþey daha sormak istiyorum.. hala hangi yüzle o türbaný takýp sokaða çýkabiliyolar? islamý artýk samimi inançtan çok siyasi bir simge belkide bir inat haline getirdiler..
Cumhuriyetimize sahip çýkalým... herþey çaðdaþ bi Türkiye için...
-
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 582
- Kayıt: 27 Mar 2006 00:00
- Konum: Kocaeli
- İletişim:
- PUNKY_SPuTniK
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 352
- Kayıt: 24 Mar 2006 01:00
- Konum: kenar mahalle..
- İletişim:
o türbanın bence islamla pek alakası yok..
daha dün annemizin cüzdanını çalarken okul duvarlarına grafity yaparken şimdi anarşist olduk sokakları doldurduk. sevinçliyiz hepimiz polislerden kurtulduk..!
www.mahlukat.com punk webzine
www.mahlukat.com punk webzine
- PUNKY_SPuTniK
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 352
- Kayıt: 24 Mar 2006 01:00
- Konum: kenar mahalle..
- İletişim:
o açıdan değildi benim söylediğim
kuranda heryerin örtülmesi yazıyor türbanın takılış biçimi rahibe örtüsü şeklindedir.. neyse konu bunla alakalı değil saptırmayalım
kuranda heryerin örtülmesi yazıyor türbanın takılış biçimi rahibe örtüsü şeklindedir.. neyse konu bunla alakalı değil saptırmayalım
daha dün annemizin cüzdanını çalarken okul duvarlarına grafity yaparken şimdi anarşist olduk sokakları doldurduk. sevinçliyiz hepimiz polislerden kurtulduk..!
www.mahlukat.com punk webzine
www.mahlukat.com punk webzine
- yalnizgezen
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 883
- Kayıt: 21 Mar 2006 01:00
kimse kusra bakmasın ama bu turk insanının genel yapısında var.ne sevinmeyi biliyoruz,ne dusuncemizi savunmayı,ne de sevmeyi...bunların hepsinde asırıya kacıyoruz....
dugun dernek olur cok seviniriz,hatta o kadar cok seviniriz ki ates edip adam oldururuz...
kendiyle aynı seyi dusunmuyor diye gider adam oldururuz....
bırak kim takarsa taksın turbanını kardesim.nerde ne sekilde takılacagınada belirli makamlar karar versin.kes sesini artık ve otur insancıl yollardan iddaa ettigin hakkı ara...herkes kendi dusuncesini adam oldurerek savunacak olsa,bu ulkenin nufusu 1 yılda yarıya iner...
turbanlılara laf atmak cozum degil...gonul isterdi ki o cenazede turbanlı-turbansız kadınlar elele tutusup birlik sloganları atsın,turkiye'nin laikliginden bahsetsin...ne yazık ki gunumuzde bunlar birer utopya...
dugun dernek olur cok seviniriz,hatta o kadar cok seviniriz ki ates edip adam oldururuz...
kendiyle aynı seyi dusunmuyor diye gider adam oldururuz....
bırak kim takarsa taksın turbanını kardesim.nerde ne sekilde takılacagınada belirli makamlar karar versin.kes sesini artık ve otur insancıl yollardan iddaa ettigin hakkı ara...herkes kendi dusuncesini adam oldurerek savunacak olsa,bu ulkenin nufusu 1 yılda yarıya iner...
turbanlılara laf atmak cozum degil...gonul isterdi ki o cenazede turbanlı-turbansız kadınlar elele tutusup birlik sloganları atsın,turkiye'nin laikliginden bahsetsin...ne yazık ki gunumuzde bunlar birer utopya...
sleeping with the earth my dying bride
- metalworld
- Üye
- Mesajlar: 9
- Kayıt: 19 Nis 2006 00:00
- İletişim:
Saldýrýyý Ülkücü Kimliði ile tanýnan bir herif yaptý..
"Biz Osmanlý Çocuðuyuz" diyerek içeri giren ve 2. Daire Baþkaný dahil iki kiþiyi öldüren adamýn ifadesinde "Ülkücü kimliðim var, o yüzden yaptým" dedi.
Ayrýca Cumhuriyet gazetesini bombalayanlardan biri bu adam.
Saldýrýnýn Laik düzene yapýldýðý kesin.Cumhurbaþkanýmýz bile ayný þeyi diyor.Laikliðin ne olduðunu bir daha gözden geçirmemiz gerekiyor sanýrým;
Laiklik !
En etkili ve önemli ilke kesinlikle bu ilkedir. Aslýnda bu sözcüðün anlamý din ile siyaseti ve dolayýsýyla da din ile kamu yaþamýný birbirinden ayýrmaktýr. Osmanlý Ýmparatorluðu zamanýnda siyaset dinin emrine sokulmuþtu. Hatta bazan din de siyasetin emrine sokulabiliyordu. Bunun böyle olmasýndaki tarihsel neden, Ýslam dininin kurucusunun hem siyasî ve hem de dinî lider olmasýndan ve bunun yýllardan beri bir gelenek haline getirilmiþ olmasýndan kaynaklanmaktadýr
Akla hemen þu soru gelebilir: „Mustafa Kemal’in kamu yaþamýyla dini birbirinden ayýrmasý kararý nereden kaynaklanmýþtýr?“ diye. Burada bir din düþmanlýðýndan sözetmek tamamen yanlýþ olur. Çünkü Laiklik din karþýtý bir ilke deðildir. Din, kiþinin özel yaþamýnýn bir parçasýdýr. Laikliðe göre, insan yaþamýnda ibadetin dýþýnda her türlü tasarruf, dîne, daha doðrusu kutsal kitaba göre d e ð i l, Anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapýlýr.
Devlet yaþamýnda, hukukta, aile yaþamýnda, kültürde, eðitimde v.s. artýk laiklik ilkesi ana temeldir. O’nu bu karara iten amaç dinî deðil, siyasîdir. Bunun gerçekleþmesi için de önce siyasetin dinin emrinden kurtarýlmasý zorunluydu. Mustafa Kemal henüz genç bir subayken þu kanaate varmýþtý: „Mevzuatýný ve hareket tarzýný Kuran’dan ve hadisten alan bir devlet, bilimin ve çaðdaþlýðýn gerisinde kalýr.“
Bir ülkenin, çaðý yakalamýþ olan ülkelerle boyölçüþebilmesi, onlarýn arasýnda sürekli olarak sesini duyurabilmesi, o ülke yurttaþlarýnýn aklýný kullanmasýna ve bilime öncelik vermesine engel teþkil eden kurum ve kurallarýn ortadan kaldýrýlmasýyla mümkün olabilirdi. Mustafa Kemal bu gerçeði gözönünde bulundurmuþ ve bazý çaðdaþlýk deðerlerini – savaþta düþmaný olmasýna karþýn – Batýlý ülkelerden almýþtýr.
O, 1924 yýlýnda yaptýðý bir konuþmada „Dünya yüzündeki her þey için, maddî ve manevî her þey için, yaþam için ve baþarý için en doðru yol gösterici bilimdir, tekniktir“. „Bilimin ve tekniðin dýþýnda yol gösterici aramak, düþüncesizliktir, bilgisizliktir, yanlýþtýr“, demiþtir.
Bilime ve tekniðe öncelik verme konusunda asýl engeli oluþturan Hilafet, Halife‘nin þahsýnda siyasî ve dinî temsilcilik bulmuþtu. Bunu ortadan kaldýrma planý, hem yurt içinde ve hem de yurt dýþýnda karþýt güçlerin direniþiyle karþý karþýya kalmýþtýr.
Cumhurbaþkaný Mustafa Kemal, dýþ güçlerin bu konudaki planlarýnýn Türkiye’nin içiþlerine karýþmak olduðunu saptayarak, 1 Kasým 1922‘de Saltanatýn kaldýrýlmasýnda olduðu gibi, enerjik bir þekilde Hilafet yanlýlarýna karþý çýkmasý sonucu, 3 Mart 1924‘te Hilfet’in kaldýrýlmasý büyük bir çoðunlukla gerçekleþtirilmiþtir.
Böylece, Þeyhülislamlýk, dinî mahkemeler ve fetva usulü, derviþlik niþaný, medreseler de kaldýrýlmýþtýr.
1928 yýlýnda, Anayasa’daki „Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dini Islamdýr“ maddesi kaldýrýlmýþtýr. Böylece din ve mezhep ayrýlýðýný kurumlaþtýran yasalara son verilmiþ ve önce devlet laikleþtirilmiþtir. Yani, laik devlet, bundan böyle meþruluðunu ne Tanrý’dan ne de kiþiden alacaktýr; ancak ve sadece ulusal yönetimden alacaktýr; planlanan devrimler birer birer gerçekleþtirilecektir: Eþit haklar, uygarlýða giden yolun açýlmasý, eðitim birliðinin saðlanmasý, tek evlilik v.s.
Özellikle Latin harflerinden oluþan yeni Türk alfabesi üç amaca hizmet edecektir:
1) Yazý ve Konuþma dilinin herkes için ayný olmasý,
2) Sesli harfler açýsýndan zengin olan Türk diline en uygun yazý çeþidinin seçilmiþ olmasý,
3) Dünyanýn büyük bir bölümüyle iletiþimin kolayca saðlanabilmesi...
Bu yenilikler olaðanüstü bir tempoyla ama sadece okulda deðil, okul dýþý alanlarda da gerçekleþtirildi. Mustafa Kemal’in eðitim ve öðretime verdiði önem o kadar açýktýrki, kendisi bizzat yeni harflerle dersler vermiþtir.
Türk Dilinin yabancý sözcüklerden arýndýrýlmasý 1932 yýlýnda kurulan „Türk Dil Kurumu“ ile akademik bir seviyede de desteklendi. Bir yýl önce de „Türk Tarih Kurumu“ gerçekleþtirilmiþti. Bu kurumlar gerek „kültürel kimlik“ ve gerekse „ulusal kimlik“ bakýmýndan da önemli görevler yapmýþlardýr, ve Mustafa Kemal’in özel vasiyetnamesinde yer almýþlardýr.
Laik devlete giden yolda en büyük engellerden birini Þeriat mahkemeleri oluþturmuþtur. Bu mahkemelerin kaldýrýlmasýndan sonra, Türk Medenî Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu çýkartýlarak, devletin temeli Batý Hukuk Sistemine oturtulmuþtur.
Bundan böyle, Türkiye Cumhuriyeti’nde bireylerin iliþkisini, yurttaþ-devlet iliþkisini düzenleyen hükümlerin yasalaþtýrýlmasý TBMM’ne, uygulamasý da T.C. hükümetine ait olmuþtur.
Artýk her bakýmdan özgürlüðüne kavuþturulan bir toplumun fertlerinin dýþ görünüþüyle de uygar olmasý gerekirdi. Bu nedenle Türk toplumu, fes, sarýk, çarþaf, peçe gibi dinsel olduðu sanýlan baþ ve beden giysilerinden de kurtarýldý.
Kaynak: www.Ataturk.de
"Biz Osmanlý Çocuðuyuz" diyerek içeri giren ve 2. Daire Baþkaný dahil iki kiþiyi öldüren adamýn ifadesinde "Ülkücü kimliðim var, o yüzden yaptým" dedi.
Ayrýca Cumhuriyet gazetesini bombalayanlardan biri bu adam.
Saldýrýnýn Laik düzene yapýldýðý kesin.Cumhurbaþkanýmýz bile ayný þeyi diyor.Laikliðin ne olduðunu bir daha gözden geçirmemiz gerekiyor sanýrým;
Laiklik !
En etkili ve önemli ilke kesinlikle bu ilkedir. Aslýnda bu sözcüðün anlamý din ile siyaseti ve dolayýsýyla da din ile kamu yaþamýný birbirinden ayýrmaktýr. Osmanlý Ýmparatorluðu zamanýnda siyaset dinin emrine sokulmuþtu. Hatta bazan din de siyasetin emrine sokulabiliyordu. Bunun böyle olmasýndaki tarihsel neden, Ýslam dininin kurucusunun hem siyasî ve hem de dinî lider olmasýndan ve bunun yýllardan beri bir gelenek haline getirilmiþ olmasýndan kaynaklanmaktadýr
Akla hemen þu soru gelebilir: „Mustafa Kemal’in kamu yaþamýyla dini birbirinden ayýrmasý kararý nereden kaynaklanmýþtýr?“ diye. Burada bir din düþmanlýðýndan sözetmek tamamen yanlýþ olur. Çünkü Laiklik din karþýtý bir ilke deðildir. Din, kiþinin özel yaþamýnýn bir parçasýdýr. Laikliðe göre, insan yaþamýnda ibadetin dýþýnda her türlü tasarruf, dîne, daha doðrusu kutsal kitaba göre d e ð i l, Anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapýlýr.
Devlet yaþamýnda, hukukta, aile yaþamýnda, kültürde, eðitimde v.s. artýk laiklik ilkesi ana temeldir. O’nu bu karara iten amaç dinî deðil, siyasîdir. Bunun gerçekleþmesi için de önce siyasetin dinin emrinden kurtarýlmasý zorunluydu. Mustafa Kemal henüz genç bir subayken þu kanaate varmýþtý: „Mevzuatýný ve hareket tarzýný Kuran’dan ve hadisten alan bir devlet, bilimin ve çaðdaþlýðýn gerisinde kalýr.“
Bir ülkenin, çaðý yakalamýþ olan ülkelerle boyölçüþebilmesi, onlarýn arasýnda sürekli olarak sesini duyurabilmesi, o ülke yurttaþlarýnýn aklýný kullanmasýna ve bilime öncelik vermesine engel teþkil eden kurum ve kurallarýn ortadan kaldýrýlmasýyla mümkün olabilirdi. Mustafa Kemal bu gerçeði gözönünde bulundurmuþ ve bazý çaðdaþlýk deðerlerini – savaþta düþmaný olmasýna karþýn – Batýlý ülkelerden almýþtýr.
O, 1924 yýlýnda yaptýðý bir konuþmada „Dünya yüzündeki her þey için, maddî ve manevî her þey için, yaþam için ve baþarý için en doðru yol gösterici bilimdir, tekniktir“. „Bilimin ve tekniðin dýþýnda yol gösterici aramak, düþüncesizliktir, bilgisizliktir, yanlýþtýr“, demiþtir.
Bilime ve tekniðe öncelik verme konusunda asýl engeli oluþturan Hilafet, Halife‘nin þahsýnda siyasî ve dinî temsilcilik bulmuþtu. Bunu ortadan kaldýrma planý, hem yurt içinde ve hem de yurt dýþýnda karþýt güçlerin direniþiyle karþý karþýya kalmýþtýr.
Cumhurbaþkaný Mustafa Kemal, dýþ güçlerin bu konudaki planlarýnýn Türkiye’nin içiþlerine karýþmak olduðunu saptayarak, 1 Kasým 1922‘de Saltanatýn kaldýrýlmasýnda olduðu gibi, enerjik bir þekilde Hilafet yanlýlarýna karþý çýkmasý sonucu, 3 Mart 1924‘te Hilfet’in kaldýrýlmasý büyük bir çoðunlukla gerçekleþtirilmiþtir.
Böylece, Þeyhülislamlýk, dinî mahkemeler ve fetva usulü, derviþlik niþaný, medreseler de kaldýrýlmýþtýr.
1928 yýlýnda, Anayasa’daki „Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dini Islamdýr“ maddesi kaldýrýlmýþtýr. Böylece din ve mezhep ayrýlýðýný kurumlaþtýran yasalara son verilmiþ ve önce devlet laikleþtirilmiþtir. Yani, laik devlet, bundan böyle meþruluðunu ne Tanrý’dan ne de kiþiden alacaktýr; ancak ve sadece ulusal yönetimden alacaktýr; planlanan devrimler birer birer gerçekleþtirilecektir: Eþit haklar, uygarlýða giden yolun açýlmasý, eðitim birliðinin saðlanmasý, tek evlilik v.s.
Özellikle Latin harflerinden oluþan yeni Türk alfabesi üç amaca hizmet edecektir:
1) Yazý ve Konuþma dilinin herkes için ayný olmasý,
2) Sesli harfler açýsýndan zengin olan Türk diline en uygun yazý çeþidinin seçilmiþ olmasý,
3) Dünyanýn büyük bir bölümüyle iletiþimin kolayca saðlanabilmesi...
Bu yenilikler olaðanüstü bir tempoyla ama sadece okulda deðil, okul dýþý alanlarda da gerçekleþtirildi. Mustafa Kemal’in eðitim ve öðretime verdiði önem o kadar açýktýrki, kendisi bizzat yeni harflerle dersler vermiþtir.
Türk Dilinin yabancý sözcüklerden arýndýrýlmasý 1932 yýlýnda kurulan „Türk Dil Kurumu“ ile akademik bir seviyede de desteklendi. Bir yýl önce de „Türk Tarih Kurumu“ gerçekleþtirilmiþti. Bu kurumlar gerek „kültürel kimlik“ ve gerekse „ulusal kimlik“ bakýmýndan da önemli görevler yapmýþlardýr, ve Mustafa Kemal’in özel vasiyetnamesinde yer almýþlardýr.
Laik devlete giden yolda en büyük engellerden birini Þeriat mahkemeleri oluþturmuþtur. Bu mahkemelerin kaldýrýlmasýndan sonra, Türk Medenî Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu çýkartýlarak, devletin temeli Batý Hukuk Sistemine oturtulmuþtur.
Bundan böyle, Türkiye Cumhuriyeti’nde bireylerin iliþkisini, yurttaþ-devlet iliþkisini düzenleyen hükümlerin yasalaþtýrýlmasý TBMM’ne, uygulamasý da T.C. hükümetine ait olmuþtur.
Artýk her bakýmdan özgürlüðüne kavuþturulan bir toplumun fertlerinin dýþ görünüþüyle de uygar olmasý gerekirdi. Bu nedenle Türk toplumu, fes, sarýk, çarþaf, peçe gibi dinsel olduðu sanýlan baþ ve beden giysilerinden de kurtarýldý.
Kaynak: www.Ataturk.de
Rock On With Heavy Metal !
sorun sadece laiklik diil gibi geliyor bana...bunun altında farklı yapılanmalar var farklı teoriler var gibi...birileri herşeyi inceden hesaplamış ve uyguluyor gibi...biz milletçe kenetlenmeyi unuttuk arkadslar,illaki başımıza böle çirkin olaylar gelicek Atatürk laiklik vs kavramlarını telaffuz edicez...keşke bu bilincimize hergun bu denli taze ve bağlı kalabilsek...
bugun gazetenın birinde insaf dedirticek bi yazı okudum..19 mayıs'ın genclere ne anlam ifade ettiğini,cumhurbaskanını kım olmasnı istediklerini,nasıl bir kutlama olsa katılıcaklarını ve avrupa birliğine girmemiz hakkındaki görüşlerini sormuslar...İnanamadım okurken cevapları...yayınlanan cevapların hiçbirinde 19 Mayısı önemseyen c.baskanının kım olabiliceği konusunda elle tutulur bır cevap verebılen olmamıs...elle tutulur olmayanla kastettiğim cevaplar su şekilde "beni ilgilendiremiyor"...dikkatımı çeken ve içimi acıtan baska bir noktada su oldu bu yazının bulunduğu sayfanın sağ üst köşesinde Atatürkün bir deyişi ilştirilmiş.."milletin bağrından bir nesil yetişiyor,bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak."
hangi devletin hangi ülkenin sınırları içinde yaşıyor ve kimlerin sayesinde bu topraklarda rahat bi yaşam sürüyor bu arkadaslar cidden hiç akıl sır erdiremedim..üstelik cevap verenlerden biri "19 mayıs için samsunda yaşanmış bir hikayeydi galiba"şeklinde cevap vermiş ...kelimeleri bu denli talihsizce kullanan 20-25 yas arası gencler,türk gencliğinin ümit ediorumki çok az bi kitlesini oluşturuyordur..Geçmiş bilincimize sahip çıkmamız gerek bu doğu batı parti vs kavgası olmaktan cıkıp vatan mıllet meselesi haline geldi artık...Gençlik kendini toparlamalı önce kendi arasındaki karmasaya son vermeliki bu içten yıkma seriyat vs mantığının içimizde barınmasına engel olabilelim...4 tarafımız düşman işgalinde cidden...
bugun gazetenın birinde insaf dedirticek bi yazı okudum..19 mayıs'ın genclere ne anlam ifade ettiğini,cumhurbaskanını kım olmasnı istediklerini,nasıl bir kutlama olsa katılıcaklarını ve avrupa birliğine girmemiz hakkındaki görüşlerini sormuslar...İnanamadım okurken cevapları...yayınlanan cevapların hiçbirinde 19 Mayısı önemseyen c.baskanının kım olabiliceği konusunda elle tutulur bır cevap verebılen olmamıs...elle tutulur olmayanla kastettiğim cevaplar su şekilde "beni ilgilendiremiyor"...dikkatımı çeken ve içimi acıtan baska bir noktada su oldu bu yazının bulunduğu sayfanın sağ üst köşesinde Atatürkün bir deyişi ilştirilmiş.."milletin bağrından bir nesil yetişiyor,bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak."
hangi devletin hangi ülkenin sınırları içinde yaşıyor ve kimlerin sayesinde bu topraklarda rahat bi yaşam sürüyor bu arkadaslar cidden hiç akıl sır erdiremedim..üstelik cevap verenlerden biri "19 mayıs için samsunda yaşanmış bir hikayeydi galiba"şeklinde cevap vermiş ...kelimeleri bu denli talihsizce kullanan 20-25 yas arası gencler,türk gencliğinin ümit ediorumki çok az bi kitlesini oluşturuyordur..Geçmiş bilincimize sahip çıkmamız gerek bu doğu batı parti vs kavgası olmaktan cıkıp vatan mıllet meselesi haline geldi artık...Gençlik kendini toparlamalı önce kendi arasındaki karmasaya son vermeliki bu içten yıkma seriyat vs mantığının içimizde barınmasına engel olabilelim...4 tarafımız düşman işgalinde cidden...
-
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 582
- Kayıt: 27 Mar 2006 00:00
- Konum: Kocaeli
- İletişim:
Mumcu'dan korkunç iddia
Mumcu, kendisine gelen kişinin ismini açıklamak istemediğini belirterek, Bana, Ben istihbaratçı değilim. Ama sizin ve Uğur'un eşi Güldal Mumcu'nun hayatından endişe ediyoruz. Başka isimlere de saldırı düzenlenebilir. Bu işi MOSSAD yapacak. Türkiye'yi İran konusundaki tarafsızlığından ayırmak istiyorlar. Türkiye, İran ile çatıştırılacak. dedi. şeklinde konuştu. Bunun üzerine 16 Mayıs 2005 tarihinde bir basın açıklaması yazdığını belirten Mumcu, Türkiyeyi yönetenlerin ve kamuoyu öncülerinin dikkatini çekmeye çalıştığını kaydetti.
Zaman
Mumcu, kendisine gelen kişinin ismini açıklamak istemediğini belirterek, Bana, Ben istihbaratçı değilim. Ama sizin ve Uğur'un eşi Güldal Mumcu'nun hayatından endişe ediyoruz. Başka isimlere de saldırı düzenlenebilir. Bu işi MOSSAD yapacak. Türkiye'yi İran konusundaki tarafsızlığından ayırmak istiyorlar. Türkiye, İran ile çatıştırılacak. dedi. şeklinde konuştu. Bunun üzerine 16 Mayıs 2005 tarihinde bir basın açıklaması yazdığını belirten Mumcu, Türkiyeyi yönetenlerin ve kamuoyu öncülerinin dikkatini çekmeye çalıştığını kaydetti.
Zaman
-
- Müdavim Üye
- Mesajlar: 582
- Kayıt: 27 Mar 2006 00:00
- Konum: Kocaeli
- İletişim:
Danıştay'a silahlı saldırıyı düzenleyen avukat Aslanın bağlantıları ile ilgili olarak yeni bilgiler geliyor.
Danıştay 2. Daire başkanı ve üyelerine dönük silahlı saldırıyı gerçekleştiren avukat Alparslan Aslanın bağlantıları ile ilgili olarak yeni bilgiler geliyor.
İstanbul polisinin de destek verdiği operasyonda saldırganın Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli örgütle bağlantısına ulaşıldı. Avukatın evinde ve işyerinde yapılan aramalarda gündemi yakından takip ettiği ve değişik gazetelerden arşiv tuttuğu görüldü.
Danıştay soruşturmasında polis, saldırgan Alparslan Aslanın olay günü tek başına değil iki kişi ile birlikte hareket ettiğini belirledi. Aslanın aracı üzerinde bulunan parmak izlerinden, poliste hırsızlık, kapkaç ve adam yaralama gibi suç kayıtları bulunan İsmail S. ile Mehmet A.nın olay günü avukat Aslan ile birlikte olduğu anlaşıldı. Poliste 28 sabıka kaydı bulunan İsmail S.nin yakalanması için tüm sınır kapıları uyarılırken, Mehmet A.nın ise olaydan hemen sonra nüfusa kayıtlı olduğu Osmaniyeye kaçtığı tespit edildi. Mehmet A. Osmaniyede gözaltına alınarak Ankaraya getirildi. Olayla ilgisi olduğu belirlenen Saim Ö., Sinan B., Osman Y. de polis tarafından gözaltına alındı. Nusret A. da Nevşehirin Avanos ilçesinde yakalandı.
Aslanın evinde ve bürosunda yapılan aramalarda ilginç bulgular elde edildi. Kadıköy Bahariye Caddesinde bulunan Yeditepe Hukuk Bürosunun ortağı görünen Alparslan Aslanın 750 YTLlik maaşının dışında bir gelirinin bulunmadığı ileri sürüldü. Ancak avukatın saldırıyı düzenlediği Glock marka tabanca ile otomobili nasıl aldığı bilinmiyor. Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kıpçakın gözetiminde yapılan aramada evin duvarlarındaki Arapça yazılı tablolar ile yine küçük kağıtlara Arapça harflerle yazılmış notlar bulundu. Aramaya katılan bir yetkili, Alparslan Aslanın, evin içinde yapılacak arama için dekor hazırladığını ileri sürdü. Evin salonunda sehpanın üzerinde bulunan Cumhuriyet gazetesinin bombalandığı güne ait nüshalarının açık görünür bir halde bırakılmasının bilinçli olarak yapılmış olabileceğini ileri sürdü.
Danıştay saldırısıyla yeniden gündeme gelen Türk İntikam Tugayının (TİT) ismi son olarak Nevruz olayları öncesinde geçti. Doğu ve Güneydoğu Anadoluda görev yapan 30 ilin terörle mücadele şube müdürlerinin yaptıkları güvenlik toplantısında, Türk İntikam Tugayının (TİT) Nevruz kutlamaları sırasında provokatif eylemlere başvurabileceği uyarısı yapıldı. TİT, 1980li yıllarda birçok faili meçhul cinayette ismi anılan bir örgüt. Büyük bir sessizlik döneminin ardından 12 Mayıs 1998de dönemin İHD Başkanı Akın Birdala düzenlenen suikast girişiminin ardından bir kez daha Türkiyenin gündemine oturdu.
Ordudan atılan bir yüzbaşıyla irtibatlı
Alparslan Aslanın 1980li yıllarda yüzbaşı görevindeyken ordudan atılan Muzaffer T. ile irtibatlı olduğu da ortaya çıktı. Aslanın çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı belirlenen Muzaffer T.nin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ile bağlantılı olduğu belirtiliyor. Polis, her yerde Muzaffer T.yi arıyor.
Türkiyede büyük olaylar çıkacak demiş
Alparslan Aslanın, bir süre önce yakın çevresine, son günlerde Türkiyede büyük olayların çıkacağını söylediği iddia edildi. Tutarsız davranışlarıyla dikkat çeken zanlının, İstanbulda kısa süre önce görüştüğü yakınlarına dışarıdan büyük bir etki altına alındığı izlenimi verdiği belirtildi. Aslanın bir arkadaşı şu ilginç iddiayı anlattı: İstanbul'da bir ay önce görüştüğümde kendisini tanıyamadım. Çok değişik bir hali vardı. Önümüzdeki günlerde ülkede terör olaylarının artacağından, çok büyük olayların meydana geleceğinden söz etti." Aslan'ın bir başka arkadaşı ise şu bilgileri veriyor: Son günlerde kendisini hiç iyi hissetmiyordu. Sesi de iyi gelmiyordu. Sanki uyuşturucu almış gibiydi. Cümleleri toparlayamıyordu." Aslan'ı tanıyan bir başka isim de sohbet sırasında sık sık 'Türkiye karışacak' sözlerini sarf ettiğine dikkat çekiyor: "Son 5-6 aydır belirgin şekilde bir değişiklik hissediyorduk. İlk başlarda bir şey anlayamadık. Sanki büyülenmiş gibiydi.
Kaynak:http://www.teknolojitelevizyonu.com/index.php?t=5408
Danıştay 2. Daire başkanı ve üyelerine dönük silahlı saldırıyı gerçekleştiren avukat Alparslan Aslanın bağlantıları ile ilgili olarak yeni bilgiler geliyor.
İstanbul polisinin de destek verdiği operasyonda saldırganın Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli örgütle bağlantısına ulaşıldı. Avukatın evinde ve işyerinde yapılan aramalarda gündemi yakından takip ettiği ve değişik gazetelerden arşiv tuttuğu görüldü.
Danıştay soruşturmasında polis, saldırgan Alparslan Aslanın olay günü tek başına değil iki kişi ile birlikte hareket ettiğini belirledi. Aslanın aracı üzerinde bulunan parmak izlerinden, poliste hırsızlık, kapkaç ve adam yaralama gibi suç kayıtları bulunan İsmail S. ile Mehmet A.nın olay günü avukat Aslan ile birlikte olduğu anlaşıldı. Poliste 28 sabıka kaydı bulunan İsmail S.nin yakalanması için tüm sınır kapıları uyarılırken, Mehmet A.nın ise olaydan hemen sonra nüfusa kayıtlı olduğu Osmaniyeye kaçtığı tespit edildi. Mehmet A. Osmaniyede gözaltına alınarak Ankaraya getirildi. Olayla ilgisi olduğu belirlenen Saim Ö., Sinan B., Osman Y. de polis tarafından gözaltına alındı. Nusret A. da Nevşehirin Avanos ilçesinde yakalandı.
Aslanın evinde ve bürosunda yapılan aramalarda ilginç bulgular elde edildi. Kadıköy Bahariye Caddesinde bulunan Yeditepe Hukuk Bürosunun ortağı görünen Alparslan Aslanın 750 YTLlik maaşının dışında bir gelirinin bulunmadığı ileri sürüldü. Ancak avukatın saldırıyı düzenlediği Glock marka tabanca ile otomobili nasıl aldığı bilinmiyor. Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kıpçakın gözetiminde yapılan aramada evin duvarlarındaki Arapça yazılı tablolar ile yine küçük kağıtlara Arapça harflerle yazılmış notlar bulundu. Aramaya katılan bir yetkili, Alparslan Aslanın, evin içinde yapılacak arama için dekor hazırladığını ileri sürdü. Evin salonunda sehpanın üzerinde bulunan Cumhuriyet gazetesinin bombalandığı güne ait nüshalarının açık görünür bir halde bırakılmasının bilinçli olarak yapılmış olabileceğini ileri sürdü.
Danıştay saldırısıyla yeniden gündeme gelen Türk İntikam Tugayının (TİT) ismi son olarak Nevruz olayları öncesinde geçti. Doğu ve Güneydoğu Anadoluda görev yapan 30 ilin terörle mücadele şube müdürlerinin yaptıkları güvenlik toplantısında, Türk İntikam Tugayının (TİT) Nevruz kutlamaları sırasında provokatif eylemlere başvurabileceği uyarısı yapıldı. TİT, 1980li yıllarda birçok faili meçhul cinayette ismi anılan bir örgüt. Büyük bir sessizlik döneminin ardından 12 Mayıs 1998de dönemin İHD Başkanı Akın Birdala düzenlenen suikast girişiminin ardından bir kez daha Türkiyenin gündemine oturdu.
Ordudan atılan bir yüzbaşıyla irtibatlı
Alparslan Aslanın 1980li yıllarda yüzbaşı görevindeyken ordudan atılan Muzaffer T. ile irtibatlı olduğu da ortaya çıktı. Aslanın çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı belirlenen Muzaffer T.nin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ile bağlantılı olduğu belirtiliyor. Polis, her yerde Muzaffer T.yi arıyor.
Türkiyede büyük olaylar çıkacak demiş
Alparslan Aslanın, bir süre önce yakın çevresine, son günlerde Türkiyede büyük olayların çıkacağını söylediği iddia edildi. Tutarsız davranışlarıyla dikkat çeken zanlının, İstanbulda kısa süre önce görüştüğü yakınlarına dışarıdan büyük bir etki altına alındığı izlenimi verdiği belirtildi. Aslanın bir arkadaşı şu ilginç iddiayı anlattı: İstanbul'da bir ay önce görüştüğümde kendisini tanıyamadım. Çok değişik bir hali vardı. Önümüzdeki günlerde ülkede terör olaylarının artacağından, çok büyük olayların meydana geleceğinden söz etti." Aslan'ın bir başka arkadaşı ise şu bilgileri veriyor: Son günlerde kendisini hiç iyi hissetmiyordu. Sesi de iyi gelmiyordu. Sanki uyuşturucu almış gibiydi. Cümleleri toparlayamıyordu." Aslan'ı tanıyan bir başka isim de sohbet sırasında sık sık 'Türkiye karışacak' sözlerini sarf ettiğine dikkat çekiyor: "Son 5-6 aydır belirgin şekilde bir değişiklik hissediyorduk. İlk başlarda bir şey anlayamadık. Sanki büyülenmiş gibiydi.
Kaynak:http://www.teknolojitelevizyonu.com/index.php?t=5408
- __manner__
- Üye
- Mesajlar: 29
- Kayıt: 01 Şub 2006 01:00
- Konum: KAF SİN KAF
insanın başına gelebilecek en güzel şey Atatürk gibi bir öndere sahip olmak ve Türk olmaktır danıştaya cumhuriyet gibi bir gazeteye saldırı oluyor bir kişi ölüyor ve kendisi malesefki hala daha bu ülkenin başbakanı olan şahsiyet cenaze törenine katılmak yerine bir açılışa gidiyor biz ne biçim türküz ne biçim ATAMIZIN evlatlarıyız nasıl onun izindeyiz yeter artık biz ATATÜRK ün evlatları olarak bu milleti kukla sanan kişilere hadlerini bildirmemiz gerekiyor onlara karşı savaşmamız gerekiyor biz Türküz ve yaşadığımız yerde Türkiye burası ATAMIZIN sayesinde LAİKLEŞTİ bu laikliği bir kaç kendini bilmez tarafından bozulmasına asla ama asla izin vermicez bir çünkü TÜRK GENCİYİZ
NE MUTLU TÜRKÜZ DİYENE!
NE MUTLU TÜRKÜZ DİYENE!
NASİHAT KESMEZ BİZİ BİZE TECRÜBE GEREEEEEK!!!!!!!!
bastaki basbakan ve yalakaları dıolarkı bakın bız bole bole seriatı getırıoruz resmen sıze kufredıoz gostermedık koz bırakmıolar ama .. gel gor kı bızım ınsanımız hala sewıo bu ipneleri.. a.q hepsinin...
Ben Kendi Kalbimin Vampiriyim Hiç Bitmeyen Kahkahaları Yüzünden Ayıplanan Gülmeyi Unutmuş Büyük Lanetlilerden Biri...
- __manner__
- Üye
- Mesajlar: 29
- Kayıt: 01 Şub 2006 01:00
- Konum: KAF SİN KAF